Samanyoluhaber.com - Moskova
Aynı şekilde Güney Kore istihbaratı, Kuzey Kore’nin Rusya’ya ikinci bir askeri personel grubu göndermeyi planladığını öne sürdü.
The New York Times (NYT) tarafından yayımlanan haberde, Kuzey Kore’nin Ukrayna savaşı sahasında Rusya’ya destek sunacağı spekülasyonlarına yol açtı.
ABD istihbarat yetkilileri ve Ukraynalı kaynaklara göre, Kuzey Kore’nin elit birliklerinden oluşan yaklaşık 5,000 asker, öncelikle deniz yoluyla Vladivostok’a, oradan da Il-76 nakliye uçaklarıyla Kursk bölgesine taşınıyor. Bu kuvvetlerin, Ukrayna’nın ele geçirdiği toprakları yeniden kazanmak amacıyla Rusya tarafından başlatılacak bir karşı saldırıda rol oynayabileceği öne sürülüyor.
Kuzey Kore’nin Uluslararası Hukuk Savunması
Kuzey Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Jong-gyu, bu iddialarla ilgili yaptığı açıklamada, uluslararası hukukun gerekliliklerine uyulduğunu vurguladı. Pyongyang yönetiminin, Kuzey Kore askerlerinin yabancı bir çatışma sahasında görevlendirilmesi hususunda uluslararası hukukun sınırlarını gözeteceğini ifade etti.
Pyongyang, Rusya’ya İkinci Grup Asker Yollamaya Hazırlanıyor
Güney Kore istihbaratının iddiası ise, Kuzey Kore’nin Rusya’ya ikinci bir askeri personel grubu göndermeyi planladığı şeklinde.
Bloomberg’in haberine göre, halihazırda, özel kuvvetlerden oluşan yaklaşık 1.500 Kuzey Kore askerinin Rusya’nın Uzak Doğu bölgesinde eğitim gördüğü belirtiliyor. Güney Kore’nin müttefiklerine sunduğu istihbarat raporuna göre, bu yeni grup da savaş deneyimi ve lojistik destek eğitimi alacak.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon da, Kuzey Kore’nin askeri personel gönderdiğine dair kanıtlar olduğunu belirtti. Ancak gönderilen askerlerin tam olarak ne tür görevlerde bulunduğuna dair net bilgi olmadığını ifade etti.
Pyongyang ve Moskova, Kuzey Kore askerlerinin varlığını reddederek bu iddiaları “temelsiz söylentiler” olarak nitelendirdi. Kuzey Kore’nin BM misyonu ise, iddiaları “abartılı” buldu.
Rusya ile Kuzey Kore arasında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, BRICS zirvesinde, NATO’nun Ukrayna’da doğrudan müdahil olduğu iddialarına dikkat çekerek, Rusya’nın karşı tarafın askeri hamlelerine hazır olduğunu belirtti.
Öte yandan, Rusya ile Kuzey Kore arasında 2023 Haziran’ında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması çerçevesinde askeri destek konusunda özel hükümler bulunduğu ileri sürülüyor.
Wall Street Journal’a göre, anlaşmanın gizli bir maddesi, Kuzey Kore’nin askeri personelinin Rusya’ya gönderilmesine olanak tanıyor. Seul hükümeti, Kuzey Kore askerlerinin Rusya’ya sevk edilmesi konusundaki iddiaların ardından Ukrayna’ya daha fazla askeri destek sağlama olasılığını gözden geçiriyor.
Kuzey Kore’nin yardımı sahada nasıl etki eder
Kuzey Kore, dünya sahnesinde izole bir ülke olarak bilinse de, yabancı güçlerin savaş alanında destek olarak kullanılmasına yönelik adımlar atabileceği yönünde çeşitli spekülasyonlar mevcut. Askerlerinin, Rusya’nın ihtiyaç duyduğu lojistik destek ve bölgesel güvenlik stratejilerinde ne denli etkili olacağı merak konusu.
Kuzey Kore’nin elit birlikleri, özellikle yüksek disiplin ve dayanıklılık eğitimleriyle tanınıyor. ABD’nin ve Ukrayna’nın gözlemlediği bu gelişmeler, Pyongyang yönetiminin Rusya ile ilişkilerini ne ölçüde derinleştireceğine dair ipuçları sunabilir.
ABD’nin bu iddiaları, Ukrayna savaşında Kuzey Kore’nin varlığı ve desteği konusunu yeniden gündeme taşıdı. Kuzey Kore’nin sahaya aktif katılımının, Rusya’nın askeri açıdan yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunabileceği ve savaşı yeni bir aşamaya taşıyabileceği yönünde endişeler dile getiriliyor. Öte yandan, Kuzey Kore askerlerinin bu rolü üstlenmesi, Çin ve diğer bölgesel güçlerin Ukrayna çatışmasına yönelik tutumunu da etkileyebilir.
Kuzey Kore’nin Rusya’ya sağladığı destek, özellikle Ukrayna savaşında yaşanan kaynak sıkıntıları ve askeri güçlerin sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynayabilir. Kursk bölgesine konuşlandırılan Kuzey Kore askerlerinin sahadaki varlığının, çatışmanın uzun vadeli stratejilerini nasıl etkileyeceği ve bu işbirliğinin daha geniş bir jeopolitik ittifaka dönüşüp dönüşmeyeceği merakla bekleniyor.
ABD’nin bu iddiası henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmasa da, bu gelişmenin uluslararası diplomasiye yansıması kaçınılmaz görünüyor.