Güneş ve ay tutulmasında ikişer rekât nafile namaz kılmak, tutulmaları önlemek, yahut gidermek için değildir. Belki bu hâdiseler, böyle ibadetlerin vakitleri olmasındandır. Nasıl güneş göğün tam ortasına gelince öğle namazının vakti geldi, diyor, namaz kılıyorsak; güneş tutulunca, yahut ay kapanınca da, işte böyle iki rekât sünnetin vakti geldi deyip Resûlullah’a ittiba ederek namaza duruyor, dünyayı ve kâinatı vaz ettiği kanunlarıyla idare eden Rabbimize hamd ve şükürler ediyoruz.
Kaldı ki, iki rekât namaz kılma sünneti, sadece bu iki hâdiseye münhasır değildir. Bütün felâketlerde, sel yangın, zelzele ve düşman tehlikesi gibi hallerde Allah’a yönelmek, mahuz kalınan bu gibi afetlerden ümmet-i Muhammed’i korumasını niyaz etmek de sünnettendir. Her türlü beşerî tedbirlerin yok olup, tesirsiz kaldığı demlerde Rabbimizden meded umup, imdad istemek en güzel ve zaruri bir ilticadır. Başka Ümit kapısı, imdat yeri de yoktur zaten.
Dinî meseleleri bilmeyen bazı itikatsız kimseler, bu namazları, başlayıp bitmesi hesaplarla belli olan bu hâdiseleri önlemek, yahut gidermek için kılınan namazlar zannettiklerinden itiraz ediyor, ehl-i imanı zan altında tutmak istiyorlar. Halbuki, bu gibi hâdiseler böyle namazların vaktidir, edâ etme zamanıdır. Yoksa önleme, giderme sebebi değildir. Nitekim günde beş vakitte kıldığımız namazlar da, zamanı değiştirmek, gidişatı önlemek için olmayıp vakitlerinin gelişinden dolayı kılınan namazlar olduğu gibi.
Küsûf ve Hüsûf Namazları (Güneş ve Ay tutulması esnasında namaz)
Güneş tutulmasına “küsuf”, ay tutulmasına “hüsûf” denir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) oğlu İbrahim’in öldüğü gün Güneş’in tutulması üzerine şöyle demiştir:
“Ay ve Güneş Allah’ın varlığını ve kudretini gösteren alametlerdir. Bunlar hiç kimsenin ölümünden veya yaşamasından/doğmasından dolayı tutulmazlar. Ay veya Güneş tutulmasını gördüğünüz zaman, açılıncaya kadar namaz kılın, dua edin.”(Buhari^, ku¨suf, 1, 15.)
Güneş tutulduğu zaman, ezansız ve kametsiz olarak, en az iki rekat olmak üzere toplu olarak namaz kılınır. İmam her rekatta normal namazlara göre daha uzun ve açıktan kıraatte bulunur. Namazdan sonra imam kıbleye karşı ayakta veya cemaate dönük şekilde oturarak dua eder. Cemaatle kılınmadığı durumlarda bu namaz tek başına da kılınabilir. Şiddetli rüzgar, aşırı yağmur, aşırı soğuk ve benzeri durumlarda, bunların can ve mal kaybına yol açabilecek doğal afete dönüşmemesi için dua etmek ve bu anlamda iki rekat namaz kılmak güzel (müstehap) bulunmuştur.
Nitekim Peygamber Efendimiz şiddetli bir rüzgar estiğinde şöyle dua etmiştir:
“Allah’ım! Senden rüzgarın en hayırlısını, rüzgarla gönderdiklerinin en hayırlısını isterim. Bu rüzgarın kötülüğünden, bu rüzgardakilerin kötülüğünden ve rüzgarla gönderdiğin şeylerin kötülüğünden Sana sığınırım.”(Tirmizi, daavat, 48, 88; Mu¨slim, istiska, 15.)