Zira UV filtresi içermeyen güneş gözlüklerinde koyu cam arkasında göz bebekleri genişliyor. Bunun sonucunda göze daha fazla ulaşan ultraviyole ışınları gözde et büyümesinden göz alerjilerine, katarakt hastalığından sarı nokta hastalığına, dahası göz kapağı cildinde kanser oluşumu gibi ciddi hastalıklara neden olabiliyor. Güneş gözlüklerinde önem verilmesi gereken bir başka kural ise gözlüğün cam rengini belirlemek.
Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Sübay, güneş gözlüğünde cam renklerinin farklı özellikler taşıdıklarını belirterek, “Örneğin, bazı renkler kontrastı artırırken bazıları ise mavi ışığı süzerek göze yansıtıyor. Bu tür özellikleriyle de çeşitli avantaj ve dezavantajlara sahip oluyorlar. Dolasıyla gözlük camlarının rengini seçerken hangi amaçla kullanılacağının mutlaka dikkate alınması gerekiyor” diyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Sübay, ayrıca güneş ışığının sudan ve kardan da yansıdığına, dolayısıyla güneş gözlüklerinin sadece yaz aylarında değil her mevsim kullanılması gerektiğine dikkat çekiyor!
GÖZLERDE KALICI HASAR BIRAKABİLİYOR!
Güneşin ultraviyole ışınları denildiğinde aklımıza ilk olarak ciltte oluşturduğu zararlar geliyor. Oysa güneş ışınlarına korunmasız maruz kalmak ciddi göz hastalıklarına yol açabiliyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Sübay, üstelik cildin aksine gözlerde oluşan hasarların genellikle kalıcı olduğu uyarısında bulunarak, şöyle devam ediyor: “Ultraviyole ışınları kimyasal bağlarda hasar oluşturarak molekülleri iyonize edebiliyor. Ayrıca DNA’nın yapısını da bozarak kontrolsüz mutasyona sebep olduğu için kanserojen etki oluşturabiliyor. Bu mekanizmalarla gözlerde katarakt (lensin şeffaflığını yitirmesi), maküla dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı), solar retinopati, pterjiyum (göze et yürümesi), fotokeratokonjonktivit, göz kapağı cildinde squamoz hücreli karsinom ve melanom gibi cilt kanserlerine de neden olabiliyor.”
NE ZAMAN HANGİ RENK KULLANMALI?
Güneş gözlüklerinin cam renginin ultraviyole ışınlarına karşı koruyucu bir etkisi olmuyor. Ancak camlar renklerine göre farklı işleve sahipler. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Sübay, güneş gözlüklerinde renklerin hangi özelliklere sahip olduklarını şöyle anlatıyor:
Yeşil cam: Parlak ışıkta mavi ışığı süzerek iyi kontrast sağlıyor. Bir başka deyişle, daha ayrıntılı ve keskin bir görüntü oluşturuyor. Bu etkisiyle ışıktaki parlamaları azaltırken, gölgeli ortamları belirginleştiriyor. Günlük kullanımın yanı sıra tenis ve golf gibi açık hava sporları için öneriliyor.
Sarı cam: Sisli ve bulutlu havalarda, ışığın az olduğu alacakaranlıkta kontrastı artırıyor. Bu özelliği nedeniyle özellikle akşam araç kullanırken tercih ediliyor. Ayrıca bilgisayar ve elektronik cihazlardan süzülen mavi ışığı bloke ettiği için göz yorgunluğu ile baş ağrısı gibi sorunları hafifletebiliyor. Ancak diğer renkleri algılayışı bir miktar bozabiliyor.
Gri – siyah cam: Tüm renkleri eşit şekilde süzüyor ve bu etkileriyle iyi bir görüş sağlıyor. Dolayısıyla genel amaçlı kullanım için öneriliyor. Kontrast arttırıcı etkisi olmadığı için koşu, bisiklet ve golf gibi sporlarda tercih ediliyor.
Kahverengi cam: Güneş gözlüğünde en sık tercih edilen kahverengi cam günlük genel kullanıma uygun özelliğe sahip. Kontrastı arttıran etkisiyle parlak ışıklı ortamlarda parıltıların önüne geçebiliyor.
Kırmızı veya pembe cam: Mavi ışığı filtre ediyor ve derinlik algısını artırarak nesnelerin detaylı görünmesini sağlıyorlar. Genel kullanım için uygun olan bu camlar bulutlu havalar ve kış sporlarında tavsiye ediliyor.
Parlak (aynalı) cam: Göze gelen ışığı ve parlamayı azaltıyor. Bu nedenle ışığın ve yansımanın yoğun olduğu plajda, kış sporları ile havacılıkta sıklıkla kullanılıyor. Gelen ışığın çoğunu yansıtması nedeniyle nesnelerin normalinden daha karanlık görünmesini sağlıyor.
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ SEÇERKEN 5 ÖNEMLİ KURAL!
Ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak ancak doğru güneş gözlüğü kullanımıyla mümkün olabiliyor.
Güneş gözlüğü seçerken dikkat etmeniz gereken kurallar:
TSE (Türk Sdandartları Enstitüsü) ve CE (Conformite Europeenne) gibi kalite standartları işaretleri olmalı.
Sertifikanın üzerinde UV-A ile UV-B ışınlarını engelleyen ve 400 nanometreye kadar koruma sağlayan UV400 ibaresi olmalı.
UV ışınları yanlardan da gözlere ulaşabileceği için çerçevesi küçük değil, gözleri saracak büyüklükte olmalı.
Çerçevesi kolay kırılmayan, bükülebilen ve camları sıkıca kavrayan özelliğe sahip olmalı.
Camları çizilmeye ve darbeye karşı dayanıklı olmalı.