TBMM Kadın-
Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi
Uslu, 'Kürtaj bir haktır' diyenlere 'Yürekleri yetiyorsa,
kürtaj görüntülerini izlesinler' önerisinde bulunuyor. İşte Uslu'nun değerlendirmeleri:
- Bir anne, bir kadın ve iktidar partisine mensup bir milletvekili olarak kürtaja siz hangi pencereden bakıyorsunuz?
Kürtaj oranlarında son bir yılda yüzde 19 artış var. Kürtaj, asla bir
doğum kontrol yöntemi olamaz. Değerlendirmeler yapılırken, '
yaşam hakkı'nın en temel ve kutsal hak olduğu asla göz ardı edilmemeli. Tartışmalarda üstü örtülmek istenen de tam budur.
- Yaşam hakkı görmezden mi geliniyor?
Evet; çünkü embriyonun da hakları vardır, ceninin de. Yaşam hakkı kutsaldır ve tartışılamaz.
Hayat başladığı andan itibaren, haklar da başlar.
- 'Kürtaj bir hak' deniliyor...
'Bu bir haktır' diyenler, yürekleri yetiyorsa, kürtaj görüntülerini izlesinler. Bebeğin oluşmuş minicik parmaklarının, ellerinin nasıl penslerle koparıldığını görsünler. Şüphesiz, 'tıbbi zorunluluk veya başkaca zorunlu haller' için bu imkanın ortadan kaldırılması yaklaşımı yok.
- Bebeğin down sendromlu olması veya tecavüz sonucu oluşması 'zorunlu haller' olarak nitelendirilebilir mi?
Down sendromu konusunda bilgi kirliliği var. Bu, 16. ve 20. haftadan sonra bulgulanabiliyor. Tüm dünyada olduğu gibi uzmanlardan oluşan bir tıbbi kurul incelemesinden sonra ailelere 'Böyle bir evladınız olacak ama kürtaj yaptırmak gibi bir tercihiniz de var' denilmektedir. Kişiden kişiye bakış değişebilir ancak 'özürlülük' de kanaatimce bir canlının elinden yaşam hakkının alınmasını gerektiren bir durum değildir.
- Başbakan'ın 'sezaryen' çıkışı da eleştirildi. Kadın gözüyle siz nasıl bakıyorsunuz?
Sezaryende dünya ortalaması yüzde 15-20'lerde iken Türkiye'de yüzde 45'i bulmuş. Burada bir anormallik yok mu? Demek ki burada yanlış bilgilendirme ya da ticari açıdan bu imkanın kötü kullanımı doğrultusunda bazı sebepler var. Süreç, bunları da ortaya çıkaracaktır.
AKŞAM