Binada üçte iki çoğunluk sağlanması halinde kabul etmeyenlerin hisselerinin değerinin SPK'nın yetkilendireceği ekspertizler tarafından tespit edileceğine dikkat çeken
Bayraktar, bu hisselerin alınmaması halinde bankaya bloke edilerek
Hazine adına tapuda o hisselerin
tescil edileceğini söyledi.
Hisse sahipleri hiç anlaşamıyorsa
kamulaştırma yapılacak.
Van ve Erciş'te üst üste yaşanan iki deprem,
kentsel dönüşümün bir an evvel gerçekleştirilmesi gerektiğini acı bir biçimde herkese hatırlattı. Her iki yerleşim biriminde 40 bin bina ağır ve orta hasarlı durumda. Erciş'teki ilk depremin hafta sonu ve gündüz saatlerinde olması can kaybını azalttı. 7,2 büyüklüğündeki bir depremin
İstanbul'da meydana gelmesi en iyimser senaryoya göre 110 bin konutu yıkacak. 50-100 bin kişinin hayatını kaybedeceği öngörülüyor. Bu tahminin sadece
Bakırköy,
Bahçelievler ve
Zeytinburnu ile sınırlı tutulduğu dikkate alındığında muhtemel bir sarsıntının Türkiye'yi, yaraları uzun yıllar sarılamayacak kadar büyük bir felaketle karşı karşıya getireceğini söylemek hiç de uzak değil. Bu
rapor, devletin ilgili birimlerinde duruyor. Böyle bir tehlikeye karşı önleyici hekimlik vazifesini ifa etmekle yükümlü
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Baş
bakanlık'a, oradan da
Bakanlar Kurulu'na dört
kanun taslağını göndermeye hazırlanıyor.
TOKİ başkanlığı döneminde 160'a yakın kentsel dönüşüm projesine
imza atan
Erdoğan Bayraktar, ilk olarak kentsel dönüşüm
yasası diye bilinen '
Afet Riski Altındaki Binaların Dönüştürülmesi' hakkındaki kanun taslağını bitirdiklerini açıkladı.
Dün İstanbul'da gazetelerin ekonomi editörleriyle istişare eden Bayraktar, taslaktaki bazı ayrıntıları da bizlerle paylaştı. Buna göre önce riski alanlar ve binalar tespit edilecek. Binaların
röntgeninin çekilmesi için Almanya'dan çok ciddi cihazlar satın alınıyor. Özel
sektör marifetiyle
teknik ekiplerin yapacağı röntgen çekimlerinde
demir ve
beton kalitesi ile ilgili analizler de yapılacak. Raporlarda
çürük diye gösterilen bina, daire, işyeri veya mesken sahiplerine 'binayı yıkın' tebligatı yapılacak. Tebligattan sonraki sürenin 5-6 ayı bulabileceği öngörülüyor. Bu süre içinde yıkılmayan binalar için son bir tebligat daha yapılacak. Bu süre sonunda yine yıkılmazsa bu işin amiri olarak valilikler devreye girecek,
yıkımı da belediye ya da TOKİ üstlenecek. Yıkım bedeli kadar gayrimenkule haciz konulacak. Bu riski alanları ise belediyelerin teklifi ile Bakanlar Kurulu belirleyecek. "Bu tür konularda sık sık 10 daireden dokuzu istiyor biri karşı çıkıyor. Bunu nasıl aşacaksınız?" sorusunun da taslakta cevabı var: Ana gayrimenkulde üçte iki çoğunluk sağlanması halinde ilerletilebilecek. Kabul etmeyenlerin hisselerinin değeri SPK tarafından yetkilendirilmiş ekspertizler tarafından tespit edilecek. Bu hisseler diğer hak sahiplerine açık artırma yoluyla bu değer üzerinden satılacak. Eğer bu hak sahipleri de o hisseleri almazsa, hisseler belirlenen değer üzerinden bankaya bloke edilecek, Hazine adına tapuda o hisseler tescil edilecek. Hisse sahipleri hiç anlaşamıyorsa kamulaştırma yapılacak. Bakan Bayraktar, kamulaştırmaya gerek kalmadan mal sahiplerinin kendi aralarında anlaşmasını daha
tercih edilir ve demokratik bulduklarını belirterek, oturduğu evi yıkılanlara yenisi teslim edilinceye kadar kira yardımı yapılacağını söyledi.
Kamulaştırma durumundaysa sadece bedelinin ödeneceğini, herhangi bir yardımda bulunulmayacağını vurguladı. Buraya kadar tapulu
arsa üzerinde inşa edilmiş kat irtifakı bulunan ancak hasarlı ya da depreme dayanıksız olduğu tespit edilen yapıları konuştu. Gecekondular için de iskân bedeli ödenecek. İsterlerse TOKİ'nin göstereceği dairelerden çok makul
fiyat ve vade imkânlarıyla satın almasının önü açılacak.
Bütün bunlar yapılırken herkesi mümkün olduğu mertebe ikamet ettiği mahallede, sokakta, ilçede tutmak istediklerini belirten Bayraktar,
rant iddialarına da açıklık getirdi: "Devlet böyle hayati bir konuyu ranta konu etmez, bunu şahıslar yapar. Bu da suçtur, yapan cezasını alır. Yalnız yatırım yapan zenginleri iyi disipline etmek lazım.
Yatırımcılar paragözlük yapıyor. '
Bodrum kat emsal dışı olsun', 'çıkma şöyle olsun' diyerek absürt binalar yapılıyor. Buna hangi kamu görevlisi izin veriyorsa asıl onları cezalandırmak gerekiyor. Az da olsa provokatörler, açgözlüler türeyecek, bunlara topyekûn karşı çıkmamız lazım. Bu hükümet döneminde bu işi yapamasak bir daha bu iş yapılamaz."
Medyanın kentsel dönüşümdeki rolünü de önemseyen Bayraktar, "Medya bu işi desteklemezse kentsel dönüşüm olmaz." dedi.
ŞEHRİN SİLÜETİNİ BOZAN BİNALARI YIKMAK LAZIM
Kentsel dönüşümle birlikte, yapı denetimi, yabancıların mülk edinmesini kolaylaştıracak mütekabiliyet yasası ile 2-B kanunlarında değişiklik öngören taslaklarda son aşamaya gelindi. Dört koldan daha
modern, yaşanabilir, ulaşımı rahat ve sosyal park bahçe gibi sosyal donatı alanları
ihmal edilmemiş şehirler kurulması hedefleniyor. Bu arada "mevcut binalar arasında İstanbul silüetini bozan yapıların ne olacağı" sorusu da Erdoğan Bey'e yöneltildi. İsim zikretmeden temel bir kurala dikkat çekti: "Silüeti bozan binalar yıkılsa iyi olur. Birkaç tanesini ibret-i alem için yıkmak lazım.
İmar durumu aldım hakkımdır, diyemezsiniz. Şehirlerin tarihi kültürel mirası da bize emanet."
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu tartışmaları bitirecek radikal bir
düzenlemeyi de gündemine aldı. Şehrin silüetini bozan yapılara müdahale etme yetkisinin bakanlığa devrini öngören
yasa tasarısı, konunun taraflarıyla müzakere edilerek hazırlanıyor. Düzenleme Meclis'ten geçtiğinde silüeti koruma hususunda belediyelerin kusur ya da ihmali olduğunda
bakanlık doğrudan müdahale edecek.
Son bir not da Van'da evsiz kalan deprem mağdurlarına. Evler
Ağustos 2012'de teslim edilecek. Evler 2 yıl ödemesiz 20 yıl vadeli sabit fiyatla satın alınacak, konutların sadece maliyeti Vanlılardan istenecek. Bu maliyeti yüzde 30 kadar daha düşürme yetkisi
Başbakan Erdoğan'da bulunuyor. Evlerin büyüklüğü 100 metrekare olacak. Daha geniş ve kendim yapmak istiyorum, diyene de piyasa şartlarından daha uygun
kredi verilecek. Van'da 13-14 bin kişi şu anda çadırlarda yaşıyor,
konteynerlerin sayısı artıyor. 22 bin konteyner
sipariş edilmiş, çadırların da büyük bölümü kışlık çadırlarla değiştirilmiş. Ama bütün bunlara rağmen ciddi bir göç olduğunu kaydeden Bayraktar'a göre marttan itibaren başlayacak inşaatlarla 80-100 bin kişiye istihdam imkânı doğacak, bu da tersine göçü başlatacak.