Toprak, BDP'li vekilleri de suçladı: 'Yasak kararına rağmen, ağzı yüzü sarılı insanların olduğu mitingte ne işiniz var? BDP ve DTK'nin 'Özgürlük için Demokrati Direniş' mitingine izin vermeyen Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, kendisine yönelik eleştirileri ve çıkan olayları değerlendirdi. BDP'lilerin, 'izin verilseydi olay çıkmazdı' diye suçladığı Vali Toprak, 'yasak' kararının gerekçesini anlattı: MİLLETVEKİLİ Mİ, EYLEMCİ Mİ?: Milletvekillerinin eylemde ne işi var? Pervin Buldan için tabii ki üzüldüm. Olaydan sonra da 'hedef gösterildim' diyor. Böyle bir şey olamaz. Kendisine geçmiş olsun diyorum, ama yasak kararına rağmen milletvekilinin orda ne işi var? Milletvekillerini ibretle izliyorum. BDP'li vekiller, eylemci mi, milletvekili mi anlayamadım. Polis çekiyor, o çekiyor kalkanı. Bırak kardeşim, git göstericileri uyar. Sayın Buldan'ın ayağına tam olarak ne isabet ettiğini bilmiyoruz. Taş da gelmiş olabilir veya seken bir gaz bombası kapsülü de. Bu ihtimalleri inceliyoruz. Olayın nasıl olduğunu araştırıyoruz. Görüntüler izlenip, gereken yapılacaktır. MİTİNG TARİHİ MANİDAR: Miting için seçilen tarih manidar. BDP ve DTK miting yapmak için bize geldiklerinde onlara 14 Temmuz'da olamayacağını söyledim. Çünkü 14 Temmuz sözde demokratik özerkliğin ilan edildiği ve Silvan olaylarında şehit verdiğimiz gün. Bu günü sembolleştirmek istiyorlar. Buna izin veremeyiz. Kendilerine sorarsanız, 'Ramazan'dan önceki hafta olduğu için seçtik' diyorlar. Ama bu söylem samimi değil. 15 Temmuz için izin isteselerdi belki verirdik. NEVRUZDA ESNEK DAVRANDIK: Nevruz'da da gösterilere izin vermedik. Yasağa rağmen 'yapacağız' dediler. Biz de olayların büyümemesi için esnek davrandık. Halkın meydana girmesine müdahale etmedik. Nevruza kendi düşüncesinde bayram havasında giriyor. Nevruz bayramdır ,oraya gidebilirler. Biz gerekli esnekliği o nedenle gösterdik. BDP'liler bir yıldır hiçbir etkinliğe izin verilmediğini söylüyorlar. Bu da doğru değil. Son bir yılda BDP Diyarbakır'da birçok etkinlik gerçekleştirdi. Bunun listesini çıkarıp kamuoyuna açıklayacağız. Ama kalkıp, '1 milyon kişiyle basın açıklaması yapacağız' derlerse, tabii ki izin vermeyiz. HİSSİYATLA KARAR VERMEDİM: Bir vali herhalde kendi hissi duygularına göre karar vermez. Biz de izin versek mi vermesek mi diye konuyu enine boyuna düşündük. 'Mitinge izin vermeme kararı yanlış' diyorlarsa, o karar Diyarbakır Valisi olarak tamamen bana aittir. Ben 1 milyon 600 bin insanı temsil ediyorum. Vatandaşlarımızın canı kendi canımızdan azizdir. POLİS ORANTILI GÜÇ KULLANDI MOBESE kameralarını da televizyon görüntülerini de izliyorum. Görüyorum ki gösterici kendini yere atıyor, su sıkılınca gelip altına giriyor. İzin verilmeyen mitingden sonra 'taş yedim, ayağımdan vuruldum, polis şiddeti var' diyorlar. Senin ne işin var ağzı, yüzü sarılı insanların olduğu mitingte? Buradan emniyetimize teşekkür ederim. Herşeye rağmen polisimiz, emniyet güçlerimiz olaylarda soğukkanlı davranmışlardır. Polis, orantılı güç kullanmıştır. MİTİNG PROVOKE EDİLECEKTİ MİTİNGİN provoke edilebileceğine dair ciddi istihbari bulgularımız vardı. Bir gece önce bazı silahlar yakaladık. Allah korusun, bu silahlar kalabalığın içinde kullanılabilirdi. Benim de bir sorumluluğum var. Mitingin provoke edileceğini anlamak için örgütün haber sitelerine, gazetelerine bakmak bile yeterli. Bu siteleri takip ettim. Halk savaşı, serhıldan çağrıları vardı. Toplumu şiddet ortamına çekerek savaş vuruşu yapmak istiyorlardı. Ben kimsenin gözünden yaş akmaması için bu kararı verdim.