Bu olaydan çıkar umanların, yeniden bu tür eylemleri düzenleyebileceği endişesini taşıdığını ifade ederek, "Bu, çok büyük bir felakete yol açabilir." dedi.
Kürt siyasetçi
İbrahim Güçlü, 34 kişinin hayatını kaybettiği
Uludere olayını alt kademelerde
PKK ile ilişkisi olan kesimlerin yaptığını savundu. Bu çevrelerin yeniden bu tür eylemleri düzenleyebileceği endişesini taşıdığını söyleyen Güçlü, "Hem de bu sefer daha planlı, daha bilinçli, mühendisliğe dayalı bir proje ortaya konabilir. Bu da çok büyük bir felakete yol açabilir." dedi. Kaçakçılık yapan köylülerin
terörist diye vuruldukları Uludere faciasının iyi
analiz edilmesini isteyen Güçlü, terör örgütünün olaydan duyduğu memnuniyete dikkat çekti. PKK'lıların
telsiz konuşmalarında "10
karakol bassak bu kadar olumlu sonuç alamayacaktık." sözlerini hatırlatan Güçlü, "Zaten oradaki insanların bir
araçsallaştırılması var. PKK, Kürtleri özne olarak değil hep araç olarak görmüştür." ifadelerini kullandı.
İbrahim Güçlü, 34 vatandaşın hayatını kaybettiği Uludere olayına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Olayda hükümetin kastı olduğuna ilişkin iddialara karşı çıkarak, PKK'yı işaret etti. Kastın 'PKK ile ilişkisi olan kesimlerde' aranması gerektiğini belirterek, "Eğer kasıt varsa, bunun daha altlarda, belki
Genelkurmay düzeyinde değilse de alt kademelerde olduğu görülüyor. Bu kademe PKK ile ilişkisi olan kesimlerdir. Olayın iki merkezin çıkarlarına olduğunu çok rahat tespit edebiliyoruz." dedi.
Kürt siyasetçi, olayın sorumlularının da kasıt olsun olmasın görevden alınıp ilan edilmesi gerektiğini vurguladı. AK Parti'de 60-70 civarında Kürt kökenli milletvekili bulunduğunu hatırlatan Güçlü, terörle mücadeleden sorumlu
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın yanında bir de Kürt kökenli vekillerden birinin olması gerektiğini anlattı. "Uludere eyleminde çıkar umanların, yeniden bu tür eylemleri organize edeceği endişesini taşıyorum." diyen Güçlü, şöyle devam etti: "Hem de bu sefer daha planlı, mühendisliğe dayalı bir projenin gelebileceğini düşünüyorum, bu çok büyük bir felakete yol açabilir. Bu konuyu iyi analiz edip sonuçlara varılması, yeni anayasada Kürtlerin kolektif hakları konusunda ne düşünüyorsa bunu ilan etmesi lazım.
Kürtçe eğitim
öğretim konusunda atılacak bir adım çok önemli ölçüde
toplumun yaralarını saracaktır."
12 EYLÜL İDDİANAMESİ FIRAT'IN ÖTESİNE GEÇMİYOR
İbrahim Güçlü, 12
Eylül iddianamesine de temas etti. 1980 darbesini hazırlayan en önemli aktörlerden birinin PKK olduğunu dile getiren Kürt siyasetçi, o dönem
Siverek, Hilvan,
Nusaybin ve Batman'da yaşananları hatırlattı.
Maraş ve
Çorum olaylarının, kanlı 1 Mayıs'ın
12 Eylül'e
dava konusu yapıldığını, ancak bölgedekilerin yapılmadığını söyledi. 12 Eylül'de de
Ergenekon ve diğer davalarda olduğu gibi Fırat'ın ötesine geçilmediğini ifade ederek, "Bu büyük bir eksiklik. Müdahillikle yeni tartışmaları gündeme getirecektir. 12 Eylül'ün mutlaka yargılanması gerekli. Bu toplumun temizlenmesi, hatta onun ötesinde düşündüğümüz yeni toplum tasarrufu, devletin yeniden yapılanması için çok önemlidir. Yoksa Kenan Evren'in çok kısa ömrü kalmış." diye konuştu. Davaya hem
hukukçu hem de
mağdur biri olarak müdahil olacağını sözlerine ekledi.