Milli Savunma Bakanı
İsmet Yılmaz,
Türkiye'nin, hukuka bağlılık içinde
terörle mücadelesini yürüttüğünü belirterek, ''Hatalar da oluyor. Bunu en aza indirmek istiyoruz. Bununla ilgili ne gerekiyorsa yapılacak, Roboski, Gülyazı da dahil'' dedi.
Yılmaz,
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
bakanlığının 2013 yılı
bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, çağın gereklerine uygun olarak bir yapılanma ve reform sürecini her gün gerçekleştirdiğini belirten Yılmaz, ''Bir nehirde iki kez yıkanılmaz. Silahlı kuvvetlerimiz de bunun farkında olarak, yeniden yapılanma gerçekleştiriyor'' dedi. Yılmaz,
silahlı kuvvetlerinde yeniden yapılanmanın devam ettiğini dile getirdi.
Bakan olarak birçok ülkeye gittiğini, birçok ülkenin
savunma bakanlarının da Türkiye'ye geldiğini kaydeden Yılmaz, dışardan silahlı kuvvetlerinin, olağanüstü büyük, güçlü görün
düğünü ve öyle de olduğunu bildirdi.
Silahlı kuvvetlerinin kurumsal olarak çok güçlü olduğunu belirten Yılmaz, ''Silahlı kuvvetlerinin güçlü olmasından onur duymaz mısınız, gurur vermez mi?'' diye sordu.
Yılmaz, ''
Erciyes Dağı'na yakınız. Erciyes Dağı'nın dibinde, üstünde olan büyüklüğünü anlamaz. Ayrıldığınız zaman 'bu dağ büyük, heybetli' diyorsunuz. Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgesinde en güçlü olan bir ordudur'' dedi.
-''Ordunun 3'te 1'i profesyonelliğe geçti''-
Ordunun profesyonelleşmesi gerektiği yönündeki değerlendirmelere ilişkin Yılmaz, ''Şu anda ordumuzun 3'te 1'i profesyonelliğe geçti. Zaten bir dönüşüm sağlanıyor. Sivil memurlarla silahlı kuvvetlerimizin sayısı 702 bin'' karşılığını verdi.
Yılmaz, terörle mücadele yapılmadığı yönündeki eleştiriler üzerine de ''Bu mücadelede canını, kanını feda eden Mehmetçiklere, güvenlik güçlerimize büyük bir haksızlık yapıldığını düşünürüm. 'Bu ülkenin bir kısmında bir
kontrol yok' diyen biri de doğruyu söylemiyordur'' diye konuştu.
Sınır ötesi
operasyon tezkeresi alınıp kullanılmadığına yönelik değerlendirmelere karşılık ise Yılmaz, gerektiği zaman kullanıldığını, nerede, ne gerekiyorsa yapıldığını bildirdi.
Bakan Yılmaz, sözlerini, ''(
Irak'a asker girmesini Irak Hükümeti istemiyor...) Doğrudur da. Komşunuzun bahçesinden durmadan sizin bahçenize taş atılıyor. Sizin talebiniz, önce taş atışını engellemek. Adam 'ben engelleyemem, gücüm yetmez veya yapmıyorum' dese, o zaman başka alternatif kalmaz, siz yaparsınız. Türkiye
Cumhuriyeti, mecbur kalmadıkça, hiçbir ülkeye silahlı kuvvetlerini göndermez; zaruretle sınırlı olmak üzere'' diye sürdürdü.
-''Zafiyet değil, hassasiyet''-
Bakan İsmet Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Afyonkarahisar'daki patlamayla ilgili olarak, '
kaza değil, suikast, içlerinden biri yapmış' deniliyorsa, buradaki Mehmetçikleri birbirine düşürmek, içlerinden birini
hain göstermek olur. Bu onlara yapılacak en büyük bühtandır. Bunu diyebilmek için mutlaka bilgi gerekir, onunla da yetinmeyip cumhuriyet savcılığına iletilmesi lazım ki gerçek ortaya çıksın.
Terörle mücadelede, bir tane
sivile zarar verilmemesi için olağanüstü hassasiyet gösterilmektedir. Düğün konvoyunun arasına karışmış
teröristler, güvenlik güçlerimize ateş ettiler.
Güvenlik güçlerimiz
cevap dahi vermedi. Bu her insanın yapacağı bir şey mi? İnsanlarımız camiden çıkıyor, aralarına terörist katılıyor, güvenlik güçlerimiz cevap vermiyor. Kendileri zarar görmeyi göze alıyorlar, aralarında terörist de var ama içlerinde bir masum, sivil de zarar görür diyerek, cevap vermiyorlar. Bu silahlı kuvvetlerinin, güvenlik güçlerinin zafiyeti değil, bir masumun zarar görmemesi için gösterdiği hassasiyet.
Kazan Vadisi'nde ölen Sezer Arslan'ın cenazesini
babası, Muş'un Korkut ilçesinde
Türk bayrağı altında taziyeleri kabul etti. 'Oğlumu Hakkari'ye okusun diye gönderdim ama elimden çaldılar' dedi. 'Biz nerede hata yaptık' diye sordunuz. Biz kendi evlatlarımızı,
yabancı fikirlere
esir olmuş insanlara kaybetmekle hata yaptık. Evladınız, gece 11'de eve gelmediğinde merak etmez misiniz?
Hiçbir anne, baba evladının dağda olmasını istemez, her kim 'istiyor' diyorsa, doğru söylemiyordur. 'El üstünden cömertlik yapmak kolaydır' derler. Herkes elini vicdanına koysun. Türkiye, hukuka bağlılık içinde terörle mücadele yapıyor. Bunun dışında yanlış, hatalar da oluyor. Bunu en aza indirmek istiyoruz, bununla ilgili her ne gerekiyorsa yapılacak, buna Roboski, Gülyazı da dahil. Sivil zarar görmüşse bununla ilgili soruşturmalar yapılıyor.''
-''İnsan 'yeter be' demez mi?''-
Kazan Vadisi'nde kimyasal silah kullanıldığı iddialarına işaret eden Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde kimyasal silahın olmadığını,
yasak olduğunu belirtti. Yılmaz, her habere inanmamak gerektiğini ifade etti.
Yılmaz, ''Kişileri fakir, cahil bırakıp, okulları yakıp,
işletmeleri kapatıp, kepenkleri indirirsen, burada ticari işletme çalıştırabilir misin, kim yatırım yapabilir?'' diye sordu.
Bakan Yılmaz, ''Üniversiteyi, okulu, iş makinelerini yakacaksın. İnsan demez mi 'yeter be, olmaz bu kadar'. Kişiler
kaçakçılık için, 50 lira için gitti, 50 lira için bir insan evladını gönderebilir mi? Bu, insanları 50 liraya muhtaç kılan bu teröristlerin getirdiği durumundan gelmiştir.
Allah kimsenin başına vermesin'' ifadesini kullandı.
Mazlumun, mağdurun yanında olduklarını söyleyen Yılmaz, ''
Suriye'deki Suriye halkı mı Beşşar Esed mi mazlumdur?'' sorusunu yöneltti.
Yılmaz, Esed'in halkına saldıracağını bilemediklerine dikkati çekerek, ''Esad'ı, halkına saldırana kadar destekledik, bizim dışımızda olanlar ise halkına saldırdıktan sonra destekledi'' dedi.