Star'dan Mustafa Kartoğlu,
terör örgütü
PKK'ya dair dikkat çeken tespitlerini paylaştığı yazısında, 'PKK'nın kadını “erkek teröristlerin örgüte
bağlama aracı” olarak kullandığını' belirtti.
PKK'nın '
Kadın'ı örgütte iç istihbarat amacıyla kullandığı, kadın teröristlerin
eylemlerdeki faaliyetlerinin erkekler için motivasyon sağladığı, kadın teröristlerin katıldığı eyleme erkek teröristin de katılma zorunluluğu hissettiği belirtilen yazıda, kadınların örgütten ayrılmasının erkeklerin de örgütten kopuşunu hızlandırdığı ifade edildi.
İşte Kartoğlu'nun önemli analizi:
Terör örgütünün uzun süredir “kadın” üzerinden
propaganda yapmasına rağmen bu alandaki çalışmaların ne kadar yetersiz olduğunu elime geçen son kitapta bir defa daha gördüm. Türkiye'nin 30 yıllık en büyük sorunu hakkında 30 kapsamlı araştırma yok!
Kitabın adı “PKK'da Semboller, Aktörler, Kadınlar”. PKK'ya katılan kadınlar üzerindeki “tek” en kapsamlı çalışma...
Sosyolog Dr.
Necati Alkan, 151'i kadın 835
militanın “örgüte verdikleri” ve operasyonlarda ele geçen özgeçmişlerini inceledi, buradan çıkardığı profillere uygun 20 eski kadın militanla yüz yüze görüştü.
Çarpıcı analizlerden önce şunu söylemeliyim: Kitabın sonundaki zengin “kaynakça”, aynı zamanda soruna bilimsel yaklaşan “
yerli” kaynakların azlığını açıkça ortaya koyuyor.
Kitap, örgüte katılan kadınların yaş/eğitim durumlarını, radikalleşme süreçlerini/dağa çıkış nedenlerini, örgütteki “sözde” ve “özde” konumlarını, soruna çözüm arayanların dikkatine sonuyor.
- PKK'ya katılan kadınların yüzde 82.8'i 14-25 yaş grubunda. Ancak bu kadınların yüzde 55'ten fazlası 15-18 yaşlarında, yüzde 20'ye yakını ise 15 yaş altı çocuklardan oluşuyor.
- Dağdaki kadınların sadece yüzde 4'e yakını
üniversite mezunu. Yüzde 10'a yakını lise, yüzde 57'si
ortaokul ve ilkokul bitirmiş, yüzde 9 civarı sadece
okuma yazma biliyor. Yüzde 16'dan fazlası ise okur yazar değil.
- Kadın militanların büyük çoğunluğu özgeçmişinde “mesleksiz” ve “ev kızı” yazmış.
- Avrupa'dan örgüte katılan kadınlar yüzde 9'un altında.
- Radikalleşme/dağa çıkma nedenleri ise özetle, töre/namus cinayetleri, berdel baskısı, eğitimsizlik,
aile içi iletişimsizlik ve devletin uygulamaları...
(Kitapta, 80-90'lı yıllarda gözaltına alınanlara işkence yapılması, erkeklerin köy meydanında kadınların karşısında çırılçıplak soyulması, asker veya polisin
taciz/
tecavüz iddialarının etkisi de vurgulanıyor.)
Görüşmeleri “kod adıyla” yayınlanan eski kadın militanlar, PKK'nın kadını “erkek militanları örgüte bağlama aracı” olarak kullandığını ortaya koyuyor.
Pelin: Feodal
Kürt erkeği üzerinde kadın çok etkilidir. Silahlı bir eyleme kadın militan gidiyorsa erkeğin gitmemesi mümkün değildir. Eylem öncesi kadın ‘dilili' (zılgıt) çekti mi erkekler kendini eyleme mecbur hisseder.
Ronanhi: Bazı eylemleri erkekler yapar, ancak ‘kadın militan yaptı' diye Roj TV'den yayınlarlar. Böylece motivasyon sağlanır.
Çiğdem: PKK kadınları örgütte tutmak istiyordu, çünkü kadınların örgütten ayrılması erkeklerin de örgütten kopuşunu hızlandırıyordu.
Ejin: HPG yönetiminde 41 kişiden 12-13'ü kadındı ama erkekler bize her istediklerini yaptırıyordu.
Leyla: Aslında PKK'ya katılmakla bir kölelikten diğer köleliğe geçmiştim ama farkında değildim.
Beritan: (Kadınların ‘iç istihbarat' amaçlı kullanıldığını anlatıyor.)
Öcalan bize, ‘Bana
Cemal (Murat
Karayılan) ne yapıyor,
Abbas (Duran
Kalkan) ne yapıyor,
Cuma (
Cemil Bayık) ne yapıyor bildireceksiniz' diyordu.
Asya: Arkadaşım
aşık oldu. Savunmaları alınmadan idam kararları verildi. Ama yalnızca kız
infaz edildi.
Zinarin: Şam'da okuduğum ilk kitap Böyle Buyurdu Zerdüşt'tü. Öcalan kitabı görünce ‘önce beni okuyacaksın' dedi.
Her kadının öyküsü bir ‘çözüm'
Aile içi iletişimsizlik, örgütün
özgürlük vaadi ve devletin yanlış uygulamalarının dağa ittiği
genç kızların yaşadıklarını da üç eski militan özetliyor:
Zelal: Bir defa olsun babam ‘kızımsın, seni seviyorum' desin, düşüncelerimi anlasın. Hiç bunu yaşayamadım. Ve bu boşluk beni dağa sürükledi.
Bese: İşte dağdayım, silahım var, özgürüm diye düşünüyordum. Ama gördüm ki kendime ait bir kişiliğim bile yoktu.