İstanbul'un göbeğindeki tankların sırrı!

"Bugün Balyoz sanıklarının Özkök ve Yalman'a saldırmaları boşuna değil..." Zaman Gazetesi'nden Ali Akkuş'un analizi...

İstanbul'un göbeğindeki tankların sırrı!

TEM yolundaki askerî TIR'ların sırrı Balyoz davasından tutuklu olarak cezaevinde yatarken 'Çoluk çocuk demeden rövanş alacağız' diyen generalin sözlerini hiç görmediler. Darbeyi planlarken oluşacak toplumsal olaylarda 'bu kez acıma yok, tepeleme var' diyen bir numaralı sanığın konuşmaları da ilgilendirmedi onları... Acıması olmayan generale 20, rövanşı düşünen amirale 18 yıl hapis cezası verilince kimi gazeteler, çoluk çocuk haberlerinden geçilmez oldu. Eski ceza yasasında olan ve bugüne kadar yüzlerce kararda uygulanan hükmü sanki sadece Balyoz sanıkları için verilmiş karar gibi istismar etmeye başladılar. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 'sanıkların darbe planını uygulamaya koyduklarına ancak ellerinde olmayan sebeplerden dolayı uygulayamadıklarına' hükmetti. Hakimler, gerekçeli kararlarında bu hükümlerinin ayrıntılarını elbette yazacaklar. Verilen kararı yargının takdiri olarak değerlendiren dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, "Keşke olmasaydı diye düşünüyoruz, ne yapalım, bunlar yaşandı" diyor. Peki 2003'te ne yaşandı, darbe planını uygulamaya koyanlar hangi sebepten dolayı başarılı olamadı? Bu sorunun cevabı gazeteci İsmet Berkan'ın "Asker bize iktidar verir mi?" isimli kitabında gizli. İşte Berkan'ın anlattıkları: "2003 yıllarının ilk aylarında, 1. Ordu ile ilgili bazı tuhaflıklar kulağıma gelmişti. Haber kaynaklarım hep eksik bilgiyle konuşuyordu ve ben de tam resmi görmekten acizdim. Bana söylenen, 1. Ordu'da bir 'hareketlilik' olduğu, bu hareketlilik nedeni ile Ankara'da genelkurmay ve Kara Kuvvetleri'nin 'tedirgin olduğu'ydu. Neydi bu hareketlilik, bulamadık bir türlü. Derken, Kara Kuvvetleri'nin 1. Ordu'ya bağlı kimi birlikleri türlü bahanelerle (en çok kullanılan bahane, ABD'nin Irak Savaşı'na başlamak üzere olmasıydı) İstanbul ve çevresinden alıp Türkiye'nin Güneydoğu başta olmak üzere çeşitli bölgelerine kaydırdığı yönünde bilgiler gelmeye başladı. Tam bu bilgileri nasıl teyit edeceğim diye düşünürken İstanbul Bağcılar'da bulunan gazete binasının pencerelerinden görebildiğim TEM Karayolu'nda, TIR'lara yüklenmiş tankların Trakya'dan Anadolu'ya doğru gidişini izlemeye başladım. Bugün bakınca, bu birlik ve mühimmat kaydırmalarının Balyoz davasında yargılanmakta olan temel iddiayla bir ilgisi var mı diye de merak ediyorum doğrusu.." Kitabının 22. sayfasında "Balyoz'u kim nasıl önledi?" sorusuna cevap veren Berkan, 1. Ordu'da plan hazırlanırken Ankara'da Kara Kuvvetleri komutanının Aytaç Yalman olduğunu hatırlatarak şöyle devam ediyor: "Yalman, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in meşhur günlüklerinde geçen bir diyalogda "Ben 2003'te Çetin Doğan'a karşı onu (Hilmi Özkök'ü) desteklemeseydim, onu paramparça edeceklerdi diyordu. Ateş olmayan yerden duman çıkmazmış!" Bugün Balyoz sanıklarının Özkök ve Yalman'a saldırmaları boşuna değil yani. Mahkemenin verdiği kararı, 2003 yılında ülkeyi ateşe vermeye kalkanların cezalandırılması olarak değerlendirmek lazım. Ali Akkuş - Zaman
<< Önceki Haber İstanbul'un göbeğindeki tankların sırrı! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER