Oğlunun 2 yıl önce
DHKP-C terör örgütüne katıldığını ifade eden
baba İsmail E. oğlunun 6 ay önce İzmir'de oturdukları evden ayrılarak örgütün evleri ve derneklerinde kalmaya başladığını söyledi.
Öğle saatlerinde Çağlayan'daki
İstanbul Adalet Sarayı'na gelen gelen İsmail E. oğlunun biran önce DHKP-C örgütünden kurtarılması için
Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.
TMK (
Terörle Mücadele Kanunu) 10. Madde ile yetkili
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal'a ifade veren baba İsmail E., “17 yaşındaki oğlum 2 yıldır DHKP-C örgütüne sempati duymaya başladı. Oğlum örgüte bağlantılı olan dergilerden (
Yürüyüş) satın alarak eve getirdi, hatta satışına aracılık etmeye başladı. Kendisine bütün uyarılarıma rağmen bir türlü örgüte olan sempatizanlığını azaltamadım. Hatta her geçen gün örgüte olan ilgisi artıyordu. Netice itibariyle 6 önce evden ayrılarak örgüt evleri ve derneklerinde kalamaya başladı” dedi.
Oğlunun izini sürerek kaldığı yerleri tespit ettiğini ifade eden İsmail E., “Ben oğlumu birebir takip ederek bu sonuca ulaştım. Ancak oğlum Berk E.in son 2 ay önce İzmir'den ayrılıp
İzmit Kandıra ilçesinde bulunan DHKP-C'nin kapına katıldığını buradan da İstanbul'a gelerek Okmeydanı'nda kaldığını öğrendim” diye konuştu.
Savcılık ifadesinde oğlumu görmek için Okmeydanı'na gittiğini belirten baba İsmail E.
”Oğlumun bulunduğu adrese gittim. Ancak benimle kimse görüşmedi. Ben kapının önünde beklemeye başladım. Daha sonra bir kişi apartmandan çıkarak beni bir parka götürdü. Sonra 3 kişi daha geldi. Ben gelen şahısların oğlumla ilgili konuşacaklarını ve diyalog kuracaklarını beklerken birden bana hakaret etmeye ve beni itmeye başladılar. Bana namussuz, şerefsiz, işbirlikçi, senin kafana sıkarız diyerek bana hakaret edip, darp etmeye başladılar” dedi.
Baba İsmail E.
savcılıkta verdiği ifadesinde oğlunun DHKP-C örgütünden biran önce kurtarılmasını ve kendisini tehdit, hakaret, ve darp eden kişilerin de bulunarak yasal işlem yapılmasını talep etti.
Adliye çıkışı basın mensuplarına açıklamada bulunan İsmail E.
“Oğlum DHKP-C sempatizanıydı. 2 senedir oğlumu adım adım takip ediyorum. Oğlum 6 aydır eve gelmiyor. Önce 1 ay önce İzmit Kandıra'da terör örgütünü kampında olduğunu öğrendim. Daha sonra İstanbul Okmeydanı'nda federasyon binası dedikleri yerde kaldığını öğrendim. Oğlumu görmek istedim, göstermediler bana. Ben 1 haftadan beri İstanbul'dayım, oğlumun İstanbul'da olduğundan da şüpheliyim. Federasyon binası dedikleri yere gittim. Oğlumun burada olmadığını söylediler. Bende ısrarla bekledim daha sonra benle görüşmek için parka çağırdılar. Parkta bana hakaretler küfürler ettiler” dedi.
‘Benim bildiğim devrimcilik dürüstlüktür, kişilik sahibi olmaktır' diyen İsmail E., “Fakat bunlarda kişiliksizlik ve şerefsizlik vardır. Bunlar çocuklarımızı kandırıp terör örgütüne katıp
eylem yaptırırlar. Bunların ağaları nerde? Her eylemde bizim çocuklarımız var. Bunları eylem yaptırtan, polisin önüne süren
molotof attıran bu şerefsizler nerede? Bunlar çıksın meydana bir eylemde de onlar yapsın, önde yürüsün bizde bilelim ki bunlar davalarında samimiler… Ama yok! onlar saklanırlar çocuklarımızı öne sürerler, çocuklarımız ölür çocuklarımız katledilir. Eğer yürekleri varsa bir öne çıksınlar görelim, ama çıkmazlar, onlar korkak tavuklar gibi saklanırlar ve çocuklarımızı öne sürerler” diye konuştu.
Oğlunu almadan gitmeyeceğini söyleyen İsmail E.
“Ben İstanbul'dayım, oğlumu almadan gitmem. İstanbul'u terk etmeyeceğim ve nede onların kurtarılmış bölge dediği o mahalleden ayrılmayacağım. Ben oğlumu almadan gitmeyeceğim. O şerefsizler beni böyle tanısınlar onlardan korkmuyorum. Beni ölümle tehdit edenler darp edenler o çocukları üstüme salanlar o çocukları göndermesin kendileri gelsin. Ben gerekirse Taksim Meydanı'na çıkıp üzerime benzin dökerek yakarım ama İzmir'e oğlumsuz dönmeyeceğim” şeklinde konuştu.