Tarık
Haşimi, hem idam kararına ilişkin hem de
Irak'ın geleceğine ilişkin soruları yanıtladı...
İşte Haşimi'nin açıklamalarından önemli satır başları:
İDAM KARARI
Çok açık konuşayım, geçen Aralık'ın 19'undan,
yakalama kararı çıktığı tarihten beri büyük bir
sürpriz yaşıyorum. Burada sadece bir kişinin yaptığı münferit bir olaydan söz ediyoruz. Bir
araç çalınıyor, plaka değişmeden bu araç kullanılıyor ve bu araçla bir
terörist olay yaşanıyor. Benim emrimde 300 tane asker var. Bu tür olaylar olabiliyor. 19 Aralık'ta yakalama kararı çıktığı zaman, Erbil'e varışımın hemen arkasında oldu bu olay. Çok şaşırdım. El Maliki'nin yakalama kararı çıkarmasına çok şaşırdım. Burada herhangi bir kanıt varsa Cumhurbaşkanı'na danışması lazım. Anayasaya göre benim dokunulmazlığım var ama bunu dikkate almadılar.
İdam cezasına kadar gittiler. Sürpriz olan kısmı şu: Bunun zamanlaması. 9 Eylül'de çıkan bu karar bir sürpriz oldu. Bir önceki hâkim gönderildi, yeni bir hâkim geldi. Yeni hâkimin başkanlığında yapılan ilk duruşmaydı. Konuya hâkim olmayan bir hâkimden bahsediyoruz. 24 saatten kısa bir süre içinde kararı verdi. Savunmaya da
vakit olmadı.
NE İLE SUÇLANDI?
Bütün bu
soruşturma içinde yapılan her şey çok ciddi suistimaller ve işkenceler içinde oldu. Bir
avukat öldürüldü,
suçlama bu. Korumamım bu kişinin ölümüne sebebiyet verdiği, iki yüz dolar karşılığında benim bunu yaptırdığım iddia ediliyor. Teşekkür mektubu da yollamışım. Bir avukatı ben neden öldürteyim. Bu suça
teşvik etmek için bir sebebim olmalı. Ben
cumhurbaşkanı yardımcısıyım, neden bu tür olaylara karışayım?
KARDEŞLERİ ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
Kardeşlerim öldürülmüştü, onların katilleri bulunamadı. Bakın ben birini öldürtmek istesem ailemden bu kişileri öldürenleri öldürtmek isterim. O zaman ayrılıkçı çatışmalar vardı 2005-2007 arasında. Ben o dönemde 3 kardeşimi kaybettim. Bu davalar neden sonuçlanmadı. Ben bunu soramadım bile.
MALİKİ İLE ARASINDAKİ PROBLEM NE?
Irak'taki sorun şu Maliki'nin
yönetim şekli. Ne siyaseten ne
ekonomik açıdan ne de işleyiş bakımından onunla aynı fikirde değilim. İdari konsey, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı... Biz
ekip olarak çalışıyoruz. Birlikte çalışamadık. El Maliki'nin başka arzuları vardı. Daha tiranlık rejimine inanıyor. Demokrasiye inancı yok. Pek çok kez onu ikna etmeye çalıştım. Daha adil olmak ve ayrımcılığa karşı ayakta durmak için ikna etmeye çalıştım. Irak'taki siyasi süreç 2006'dan beri yeni bir demokratik sürece imkan vermeyecek biçimde otokrasiye doğru kaydırılıyor. Ben buna hayır dedim."