Türkiye'de yetişen ünlü balet
Tan Sağtürk, sanat hayatı dışında
aile yaşantısına da dikkat ettiğini söylüyor. Küçük yaşlardan beri yatılı okullarda kalmasına rağmen aile değerlerinden uzak kalmamaya çalıştığını belirten Sağtürk'e göre;
ekran önünde yaşanan hayatın evde anlatılabilir olması gerekiyor. Babasından öğrendiği değerler çerçevesinde hayatına yön vermesi ise onun prensiplerinden en önemlisi.
Tan Sağtürk, Türkiye'nin yetiştirdiği en ünlü baletlerden biri.
Fransız Devlet Balesi'nde baş dansçı olarak görev alan Sağtürk, sanat hayatının dışında aile yaşantısına da dikkat ettiğini söylüyor. 10 yaşından itibaren yatılı okulda okuyan, daha sonra da yurtdışında yaşayan Sağtürk, hayatı boyunca aile değerlerinden uzak kalmadığını anlatıyor. Ekran önünde yaşanılanların evde de anlatılabilir olması gerektiğini düşünen ünlü balet, "Ben mütevazılıktan bir şey kaybetmedim. Hep kazandım. Bana her zaman sen aynı Tan'sın dediler." ifadelerini kullanıyor. Sahne insanı olmasına rağmen herkese değer vermeye özen gösterdiğini belirten Sağtürk, "Aile yapıma uzak kalmadım. Düşüncelerimle, inancımla ve kendimle çelişmedim." diyor. Ailesinin yanına İzmir'e gittiğinde
babasına
yardım ettiğini ifade eden Sağtürk, arabasını tamire götürdüğünü,
hastane işleriyle ilgilendiğini dile getiriyor. Babasının istediği gibi yaşamaya çalıştığını kaydeden ünlü balet, "
Anne duasını alırsınız ama baba duasını almak bence daha önemli. Babamın duasını almak için çalışırım. Babam sofraya oturmadan oturmam, kalkmadan kalkmam. Elleri öpülür, bayramlarda ziyaret edilir. Asla ses yükseltilmez. Saygı dolu hiyerarşik düzeni ben kendi evimde de devam ettirmeye çalışıyorum." diye konuşuyor. Şükretmeyi ve dua etmeyi babasından öğrendiğini ifade eden Sağtürk, kendi oğlunu da böyle yetiştirmek istediğini dile getiriyor.
Olimpiyatlardaki danslar bizi ters köşeye yatırdı
Katıldığı 9.
Türkçe Olimpiyatları'nda öğrencileri ayakta alkışlayan Sağtürk, "Biz
Coşkun Aral'la birlikte İST TV'de 'Türkiye'mizin Dansları' diye bir belgesel yapmaya çalışıyoruz. Olimpiyatlardaki danslar bizi tamamen ters köşeye yatıran bir çalışmaydı. Ganalı öğrencilerin horonu harikaydı." diyor. Öğrencilerin ideal bir
seçim olduğuna değinen Sağtürk, "İncecik fiziki formları
Karadeniz halkoyununa çok uygundu ve dünyanın bir tarafından gelen çocukların olması çok güzeldi. Sadece çocukları alkışlamadım. Seçim biçimlerini alkışladım. Bilen ustalar çalıştırmış, çok yetkindi.
Organizasyon da çok güzeldi, kalktım ayakta alkışladım." diye konuşuyor. Olimpiyat hazırlıklarında öğrencilere ve organizatörlere seve seve yardımcı olacağını belirten
sanatçı, "Zaman ve
emek harcanması gerekiyor. Belki fiilen çalıştırma imkânım olmaz ama bugün mesafeler kısa, atlayıp gideriz. Danışmanlık ya da fikir aşamasında yardımcı olmak isterim. Hatta bunu ekibimle bir görev olarak kabul ederim." şeklinde konuşuyor. Türk okullarını ve Türkçe Olimpiyatları'nın çıkış noktasını entelektüel bir birikim olarak değerlendiren Sağtürk şu ifadeleri kullanıyor: "Beni
olimpiyatlarda sahneye davet etmişlerdi. Bu organizasyon için sahnede, 'Bu oluşuma kim emek veriyorsa en alt kademeden en yukarıya kadar
helal olsun.' demiştim.
Sinan Çetin de
Fethullah Gülen'e teşekkür etmişti. Onun bir tavrının yansıması da bende vardı. Elbette ki tepkiler alıyoruz. Çeşitli
iletişim mecralarından zaman zaman hakaretamiz cümlelerle karşılaştığımız oluyor ama sonuçta beynimizde oluşturduğumuz fikirler çok önemli." Zaman