CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkan yardımcılığına seçildiği
Güney Afrika'daki toplantının ardından yayımlanan bildiride, Beşşar Esed'in, sivilleri katlettiği vurgulandı.
CHP'nin savunduğu tezlerin aksine bir duruş sergileyen konsey, Suriye'de akan kanın bir an önce durdurulmasını istedi.
CHP'nin de üyesi olduğu
Sosyalist Enternasyonal, Beşşar Esed'in binlerce sivilin katlinden sorumlu olduğuna dikkat çekerek Suriye liderinin bütün meşruiyetini kaybettiğini açıkladı. Suriye konusunu görüşmek üzere toplanan konsey, yayımladığı bildiride
"Suriye halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesine desteğimizi sürdürüyoruz" ifadelerine yer verdi. Demokratik hakların sağlanması ve şiddetin bir an önce durması için uluslararası camiaya çağrıda bulundu.
Sosyalistler, bu bildiriyle CHP'nin ısrarla savunduğu tezlerin aksine bir duruş ortaya koydu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sosyalist Enternasyonal'in geçtiğimiz haftaki 24. Konsey toplantısı için Güney Afrika'daydı. Burada, başkan yardımcılığına seçildi.
Ancak CHP, Suriye konusunda sosyalistlerden beklediği desteği bulamadı. Yayımlanan iki ayrı bildiride de Beşşar Esed açık şekilde kınandı. Sosyalistler, Esed rejimine tepkilerini şu ifadelerle dile getirdi: "Suriye'deki demokrasi ve özgürlük feryadı hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Suriye halkının yanındayız. Esed, değişimin kaçınılmaz olduğunu kabul etmeyi reddederken her gün meydana gelen katliamları endişeyle takip ediyoruz."
Tüm taraflara düşmanlıklara son vermeyi ve önkoşul olmadan müzakerelere başlaması çağrısında bulunan Sosyalistler,
yabancı askerî müdahale taraftarı olmadığını kayda geçirdi. Ancak Suriye paragrafının hemen üstünde 'insanî müdahale' ihtimaline yer verildi. İnsan haklarının müzakere edilemez olduğu vurgulanan bildiride, "Herhangi bir insanî müdahale politikası BM yetkisi ve uluslararası hukuk prensiplerine dayanmak zorundadır." denildi. İnsanların hayatlarının korunması ve Suriye vatandaşlarının demokratik haklarının gecikmeksizin sağlanması için uluslararası camianın harekete geçmesini isteyen Sosyalistler, bunun için BM
Güvenlik Konseyi'ne ve özellikle
Rusya ile Çin'e, 'Suriye halkını korumak için uluslararası camianın güçlü hissiyatıyla birlikte hareket etmesi' çağrısında bulundu. Ankara'nın sürekli gündeme getirdiği BM Güvenlik Konseyi'nin yapısı da şiddetle eleştirildi. Güvenlik Konseyi'nin tüm dünyayı temsil etmekten uzak olduğu vurgulanan bildiride, mutlaka reform yapılarak temsil kabiliyetinin artırılması istendi.