Güvenlikçi politikalara mı dönüyoruz?
Kimilerine göre
Kürt sorununda eskiye dönüyoruz... Buna “eski güvenlikçi politikalara dönüş” diyen de var, “faşist askeri kafaya dönüş” diyen de... Peki, ne yapmalıymışız bu beyefendilere göre? Masaya oturmalıymış... Sanırsınız ortada oturulacak bir
masa var... Sanırsınız
PKK kurulmuş karşı tarafa da, bu yandaki
koltuk boş kalmış...
Beyler bayanlar, ortada masa falan yok. O masayı devlet hatalarından vazgeçerek, Demokratik Açılım’ı başlatarak kurmaya çalıştı. Hatta devlet Habur’da dünyanın en naif, en romantik girişimlerinden birine dahi cesaret etti... Ama olmadı, olmadı, olmadı. PKK daha ilk günden itibaren “bu beni
tasfiye kararıdır. Ben Açılım’ın parçası olmam” dedi. Uzantısı olan sözde siyasi parti ise “benim iradem yoktur, PKK’yla konuşun” dedi...
Tek başına tango olmuyor. Karşıda irade yoksa onun yerine de siz oturup kendi kendinizle anlaşmaya varamıyorsunuz...
***
Eskinin güvenlikçi politikalarına dönüldüğü iddiaları da abartılı... Nasıl yani, her gün birkaç
faili meçhul mü yaşıyoruz?
Kürtçe yasak mı, Kürt kelimesi ağızlara büyük bir korkuyla mı alınıyor? Kürtçü siyasiler
Meclis’e giremiyor mu, yoksa yaka paça karakollara mı götürülüyorlar?
Gerçek hayata baktığımızda tamamıyla bundan farklı bir
manzara görüyoruz: Devletin televizyonu 24 saat Kürtçe yayın yapıyor; Kürtçü siyasiler
teröristleri kahramanları ilan edecek kadar ileri gidebiliyorlar; Meclis’te sık sık Kürtçe konuşmalar duyabiliyoruz; devlet faili meçhul
cinayetler işlemek bir yana, geçmişteki cinayetlerin sorumlularını bulabilmek için her yeri kazıyor, mahkemeler kuruyor....
Elbette var birçok eksik, ancak bunların da hiçbirisi dağa çıkmayı, adam öldürmeyi gerektirmiyor...
***
Bir de IRA, ETA uzmanları çıktı... Bu beylere göre
Türkiye İngiltere ve İspanya’nın yolundan gitmiyormuş... Onlar
teröristlerle oturmuşmuş, müzakere etmişmiş, KCK’da olduğu gibi tutuklamalar yapmamışmış... mış da mış...
Beyler bayanlar, hiç kusura bakmayınız ama BDP şu haliyle İspanya’da olsaydı birkaç kez kapatılmıştı, yasaklı hale düşmüştü. İspanya’da hiç kimseye “sizin terörist dedikleriniz benim kahramanım” dedirtmezler, bunu diyeni Meclis çatısı altında oturtmazlar... Değil KCK benzeri bir yapılanmaya müsaade etmek,
İngiliz polisi bunun binde birini dahi yapsanız sizi terör suçlusu olarak yaka paça gözaltına alır... Teröristlerle anlaşırız ümidiyle değil KCK’ya bir süreliğine müsaade etmek, İngiltere’de böyle bir oluşumun çekirdek kadrosu bile oluşamaz...
Evet, İngiltere terörü görüşmelerle neredeyse sıfıra indirdi... Ancak İngiltere asla teröristlerle pazarlık yapmadı. Görüşmeler siyasi kanat olan Sinn Fein ile ve tek bir gündemle yapıldı: Terörü, yani IRA’yı tasfiye etmek... Ayrıca ABD ve
İrlanda ile de terörü sona erdirmek üzere anlaşıldı... Görüşmeler esnasında IRA, PKK gibi sokakları kana bulamadı. Tam aksine, IRA’dan kopan birileri sağa sola
bomba atarken IRA bunlara çoğu kez mani olmaya çalıştı. IRA, PKK gibi bir yandan görüşme yapıp, diğer taraftan dört bir yana
silah ve bomba sevk etmeye, ayrı devlet provaları yapamaya da kalkmadı... Görüşmeler esnasında güvenlik önlemleri azaltılmadı, tam aksine görüşmeleri tehlikeye atmamak için daha fazla arttırıldı.
Kuzey İrlanda’da IRA ve diğer
terör örgütleri fikri açılımlar, diplomatik çalışmalar,
ekonomik-sosyal önlemler ve siyasi reformların yanı sıra güvenlik önlemleriyle de adeta kuşatıldı. Teröristler için geriye dar bir çıkış kapısı bırakıldı ve IRA da o kapıyı iyi kullandı. Yoksa dağdan iniş teröristlerin keyfine bırakılmadı.
***
Son olarak, barışçıl olmak, güvercin olmak iyidir. Ancak eli silahlı teröristlerin karşısında Pollyannacılık oynamak çok tehlikelidir, terörü bitirmez aksine azdırır...
SEDAT LAÇİNER - STAR