Erteleme kararı, saldırının olduğu gece vali,
emniyet yetkilileri ve siyasilerin bir araya geldiği toplantıda verildi. Emniyet, bombalı saldırıyla ilgili yaptığı değerlendirmelerde şehit cenazesinde provokasyon olabileceği yönünde görüş beyan etti. Törenin, şehidin beldesi olan Aktoprak'ta yapılması gündeme geldi. Buna, beldenin uzak ve Aktoprak
Camii'nin
tören için daha uygun olması gerekçe gösterildi. Bunun üzerine törenin bir gün sonra yapılması kararı kamuoyuna yansıdı.
Askerî kanat ise, şehidin asker olduğunu hatırlatarak, törenin ev sahibi sıfatıyla kendilerinin istediği şekilde yapılmasında ısrarcı oldu ve
Gaziantep Valisi'nden de izin alarak törenin, daha önce planlanan günde yapılmasını sağladı.
Hakkari'de şehit olan Mehmet Can'ın cenaze töreninde çıkan olayların öngörüldüğü ve ertelenmesi kararından askeri kanadın ısrarıyla vazgeçildiği ortaya çıktı. Saldırının yapıldığı gece vali, emniyet güçleri ve siyasilerin bir araya geldiği toplantıda, provokasyonla ilgili istihbaratın bulunduğu, cenazenin çok kalabalık olması halinde cami çevresinde güvenlik önlemi almakta zorlanacaklarına işaret edildi. Törenin yapılacağı Ulucami'nin avlusunun
küçük ve güvenlik kontrolünün sağlanacağı caddenin çok dar olduğu anlatıldı.
Cenazenin Ulucami'de yapılması gerektiği konusunda ısrarlı bir tutum sergileyen askeri kanada bu kez emniyet yetkililerinden şöyle bir
teklif geldi: "Madem orada olması konusunda ısrar ediyorsunuz ve yapacaksınız. O zaman namaz kılınır kılınmaz naaş, cenaze aracına bindirilip mezarlığa götürülsün." Bu teklife de sıcak bakmayan askeri yetkililer, naaşı kalabalıkla birlikte top arabasının arkasında yürütmekte kararlı olduklarını ifade ettiler. Gaziantep'te yaşanan
patlama sonucunda 9 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, şehirdeki BDP binaları saldırıya uğramıştı. Tansiyon yüksekti. Provokatörler için şehit cenazesinin atmosferi bulunamayacak bir alandı. Beklendiği gibi de oldu. Cenazeye gelen binlerce insanın arasına karışan provokatörler cenaze töreninde olaylar çıkardı. Uzun süre ortamı geren marjinal sloganlar atıldı: İl müftüsünün konuşması sık sık kesildi. Daha sonra cenaze namazına katılan
Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay, İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin,
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik,
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Umut Oran, Büyükşehir Belediye Başkanı
Asım Güzelbey, AK Parti, CHP ve MHP milletvekillerinin içinde bulunduğu ön saflara
ayakkabı, su dolu pet
şişe gibi cisimler atıldı. Daha sonra cenaze, askeri yetkililerin planladığı gibi kalabalığın içine sokuldu. O esnada kalabalık bakanlara saldırdı. Emniyet güçleri korumakta zorlanınca bakanları kalabalığın içindeki
sivil minibüslere zor da olsa bindirdi. Bu kez provokatörler bakanların bulunduğu aracı tekmelemeye başladı. O esnada protokolün üzerine taşlar yağdırıldı. Polisin yoğun gayretleri ve gözaltıları sonucunda kalabalık teskin edilebildi.
Şehit Mehmet Can'ın cenazesinde çıkan olaylara ailesi ise tepki gösteriyor. Cenaze namazında bir provokasyon yaşandığını belirten şehit
babası Zeki Can, cenaze merasiminin gereksiz yere uzatılmasına bir anlam veremediğini ısrarla vurguluyor.
Kıbrıs gazisi olan baba Can, oğlunun şehadetiyle aynı zaman dilimine denk gelen patlamanın şehirdeki
tansiyonu yükselttiğine dikkat çekiyor. Törende yaşananlardan utanç duyduğunu kaydeden Can, "Cenazeye gelen sayın bakanlarımız bizim en aziz misafirlerimizdi. Ancak nereden geldiklerini ve kim olduklarını bilmediğim insanlar cenaze namazında huzuru bozucu eylemler yaptılar. Hele atılan taşlar beni çok yaraladı. Birileri sırf şehidimiz üzerinden ortalığı karıştırmaya çalıştı." diye konuşuyor.
Şehidin annesi Hatice Can ise törende gördüğü manzaranın hâlâ şokunu üzerinden atamadığını şu şekilde ifade ediyor: "Evladımı toprağa vermenin hüznü içindeyim.
Allah razı olsun insanlar cenazemize gelmiş ama ellerinde
demir çubuklarla bir grup gördüm. Sağa sola vuruyorlardı. Şok oldum. Bir ara üzerimize taş yağmaya başladı. Taş yerine çiçekler yağmalıydı. Çok üzgünüz."