Ekonomik terör kartını yeniden devreye sokarak, nakliye araçlarına saldırmaya başlayan PKK, böylece riski az eylemlere girerken, yandaşlarına da “Ben buradayım” mesajı vermek istiyor. Uzmanlar,
sivil giyimli polis ve
jandarmayla bunlara karşı daha rahat mücadele verileceğini ifade ediyor.
Bölücü terör
örgütü PKK, eylemlerinde yeniden
ekonomik zararları hedefleyen saldırıları sıklaştırırken, bölgedeki kimi güzergâhlar ile buraların korunması da önem kazandı. Uzun yıllar Jandarma Özel
Harekat'ta kritik görevlerde bulunan bir rütbeli
personel ise, bu yeni terör riskine karşı önemli uyarılarda bulundu. Adının açıklanmamasını isteyen
komutan, çarpıcı değerlendirmeleri dile getirdi. Rütbeli personel, telefonda dile getirdiklerinin sorumlu kişilere ulaşmasının önemini vurguladı. Komutan, “Belirteceğim hususlara gazetenizde yer verirseniz
devletin ilgili makamlarının (valiler, tugay/alay komutanları, emniyet müdürleri vb.) dikkatinin çekilmiş olacağını, devletin güvenlik ve istihbarat birimlerinin operasyonel faaliyetlere daha gerçekçi ve objektif olarak yön verilmesi noktasında katkı sağlayacağını düşünüyorum. Burada belirteceğim hususlar çoğu zaman emir komuta ilişkisi ve hiyerarşik silsile içinde yeterince dikkate alınmadığından veya
danışman konumundakilerce ilgili makamlara sunulmadığından sorumlu/yetkili makamdakilerin de konudan bihaber olduğunu düşünüyorum” dedi.
BÖLÜCÜ ÖRGÜT BÜYÜK DARBELER ALDI AMA...
Bölücü
terör örgütünün son dönemlerde yapılan başarılı operasyonlarla ağır darbeler aldığını, yaklaşık 10-11 aydır örgüt nokta istihbarata dayalı operasyonlarda çok ağır kayıplar verdiğini anlatan rütbeli personel, “Bu operasyonların önemli bir bölümü
terörist unsurlar kış üstlenmesindeyken yapıldığı bilinmektedir. Geçen yıla kadar 20-30 kişilik gruplarla gezen örgüt mensupları artık toptan
imha olmamak için 3-4 kişilik gruplar halinde gezmektedir” bilgisini aktardı.
PKK'nın, eylemselliğini devam ettirmek, kamuoyunda halen ses getirmek ve yandaşlarına moral vermek amacıyla kolay ve basit eylem modellerine yöneldiğine dikkat çeken Jandarma Özel Harekat mensubu komutan, telefonda daha sonra şu değerlendirmelere yer verdi: “Son dönemlerde eylemlerini
kontrol ve denetimi çok zor, ulaşımı kolay olmayan tali yollara kaydırmıştır. Bunlar arasında başlıca
Bitlis-Baykan,
Eruh-
Şırnak, D.Bayazıt-Çaldıran,
Beytüşşebap-Şırnak,
Çukurca-
Hakkâri,
Tunceli-
Pülümür, Tunceli-
Ovacık,
Kağızman-
Kars vb. yollar dikkat çekmektedir. BTÖ mensupları burada yol üzerinde seyir eden
otobüs, kamyon, otomobil vb. araçla seyir halindeki vatandaşları durdurup kimlik kontrolü yapmakta, araçları ateşe verilmekte,
propaganda yapılmakta, kamu görevlisi, asker, polis, GKK, AKP üyesi vb. ise özellikle kaçırılmaktadır. Bahsettiğim yol güzergâhları geçmişte de benzer olayların sık sık yaşandığı yerlerdir.
BTÖ mensuplarının anılan yerlerde bu tür eylemlerini önlemek/bertaraf etmek için beklenmeyen yer ve zamanda eylemin olacağı/olabileceği yer ve zamanda sürpriz bir kuvvet bulundurabilmektir. Bunun için söz konusu yol güzergâhlarında asker ve polis resmi araçlarla devriye attığında, BTÖ mensuplarının zaten önceden milisleri kanalıyla haberi olmaktadır. Hatta önceden yol güzergâhı mayınlandığı için çoğu zaman güvenlik kuvvetlerinin araçları önceden döşenmiş mayının üzerinden geçebilmektedir.
RESMİ ARAÇLAR YERİNE SİVİL ARAÇ
Teröristlere sürpriz bir reaksiyon gösterilmesi gerekir. Bu amaçla söz konusu yol güzergâhlarında güvenliği sağlayacak olan jandarma ve polis devriye ekiplerinin resmi olarak değil, sivil görevlendirmesi hususudur. Sivil görevlendirme yetkisi valilerdedir. Bazen damperli bir kamyon içine, bazen bir pikap içine bazen de ot yüklü bir kamyona önceden bindirilecek
Polis Özel Harekat ve Jandarma Özel Harekat timleri ile bu iş pekala başarılabilir. Bu taktik daha önceki yıllarda Tunceli-
Erzincan arasında sık sık yol kesilmesi olurken denendi. Çok başarılı oldu” dedi.
AĞRI VALİLİĞİ'NE SORULAR
Polis Özel Harekat timlerinin
terörle mücadele kapsamında kırsalda ve jandarma sorumluluk alanında vali oluru ile aktif bir şekilde görev yapmaya başladığını anlatan
subay, “Bu kapsamda birçok ilde birkaç aydır PÖH timleri çok başarılı operasyonlara
imza attı. Ancak
Ağrı İli'nde PÖH Şube Müdürlüğü olmasına rağmen bu birimde görev yapanlar henüz böyle bir operasyonel faaliyete ciddi olarak katılmadılar. PÖH'lerin Ağrı kırsalında terörle mücadeleye aktif katılımından neden sarfınazar ediliyor? Ağrı
Valiliği'nden sorulursa belki bir açıklama yapabilirler. Bildiğim şey PÖH timlerinde görev yapanların son derece istekli ve arzulu olduklarıdır” ifadesini kullandı. Terörle mücadelede jandarma ve polis işbirliğinin önemine de vurgu yapan rütbeli personel, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Terörle mücadelede
teknik ve
elektronik istihbaratın önemi malumunuzdur. Son yıllarda özellikle polis teşkilatı teknik ve elektronik istihbaratı yapacak cihazların alımı ile bunları kullanacak personelin gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yetiştirilmesi noktasında büyük atılımlar yaptı. Bu teknoloji polis teşkilatında mevcut, ancak jandarmada mevcut değildir. Polisin bu imkân kabiliyeti jandarma sorumluluk alanına da yönlendirilmelidir.”
YAYLALARDA YAPILMASI GEREKENLER
Doğu ve Güney
doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan vatandaşların büyük kısmının hayvancılıkla geçindiğine de dikkat çeken rütbeli personel, bu durumun terör örgütünce istismar edilmeye çalışıldığını belirterek, buna karşı yapılması gerekenleri dile getirdi. Jandarma subay, şu bilgileri verdi: “Bu vatandaşlar havaların ısınması ile birlikte hayvanları ile dağlık alana yaylaya gitmektedir. Yaylalarda yüzlerce oba kurulmaktadır. BTÖ mensupları ise yaz aylarında üslenme alanlarından çıkarak yaylacıların yanına sık sık gelerek vatandaşlara propaganda yapmakta, erzak ve iaşe ihtiyacını temin etmekte, güvenlik kuvvetleri hakkında istihbarat temin etmekte ve sözde
vergi adı altında
haraç almaktadır. Hatta
eleman sıkıntısı çektiklerinde zorla çobanları örgüte zorunlu askerlik adı altında götürmektedirler. Yaylaya çıkan vatandaşların bir kısmı terör örgütü ile bir şekilde isteyerek/istemeyerek iltisaklı olabilmektedir. Yaylacı vatandaşlar sonbaharda havaların soğuması ile birlikte yayladan inmektedir. Bu vatandaşların çoğu daha iyi sağlık, eğitim vb. imkânlardan faydalanmak için çoğunlukla il ve ilçe merkezlerinde ikamet etmektedirler. Çoğu zaman adrese dayalı nüfus kayıtlarında ikamet yeri il veya ilçe merkezleri olarak kayıtlıdır. Yaylalarda ve dağlık alanlarda emniyet ve asayişi sağlamakla görevli olan jandarma teşkilatı, terör örgütü ile bir şekilde bağlantısı olan yaylacı vatandaşların üzerinden cep telefonu görüşmesinden teknik takibini yapabilmek için yetkili mahkemelerden teknik
izleme ve dinleme kararı alamamaktadır. Nedeni ise dinlenilmesi düşünülen kişinin polis bölgesinde ikamet ediyor olmasıdır. Polis dinleme kararı alırken önünde böyle bir yasal sınırlaması yoktur.”
YENİ AKİT