Son dönemde
PKK'nın kendi içinde strateji çatışması yaşadığı,
silahlı mücadele taraftarlarının yanısıra müzakere isteyen
örgüt liderleri ve
teröristlerin de olduğu, Abdullah
Öcalan'ın safdışı edildiği, bazı kanlı
eylemlerin örgütün genel kararı olmayıp içerisindeki birtakım gruplar tarafından yapıldığı kamuoyuna işleniyor.
PKK'da '
Güvercinler & Şahinler' olarak vatandaşa yansıtılan ayrışma haberlerini Yeni Akit'ten
Yener Dönmez,
'Hem örgütü gündemde tutmak hem de TSK ve Emniyet'in operasyonlarında nispi azalma sağlamak için üretilen bir çıkış yolu' olarak değerlendirdi. İyi terörist, kötü terörist olmadığına dikkat çeken Dönmez, PKK tek vücut olarak hareket ettiğine ama herkesin görevinin farklı olduğuna dikkat çekti.
İşte Yener Dönmez'in önemli tespitleri:
Abdullah Öcalan'a tecrit uygulanmasıyla birlikte yeni argüman, taktik ve strateji üretemeyen PKK, uzun zaman bocalama dönemine girdi.
PKK'nın Öcalan hapse girdikten sonraki taktiği özetle şuydu: “Örgütün diri kalması için sürekli olarak devleti oyalayarak zaman kazanma, bu arada alan hakimiyetini genişletip şehir yapılanmalarını güçlendirerek sorunun kronikliğini derinleştirme.”
Bu taktikle bir süre sonra kopuşun kendiliğinden geleceğini, işin sadece kıvılcım çakmaya kalacağını, bu kıvılcım çakıldığında gölge devlet KCK'nın hazır hale gelmesini planlıyorlardı.
Süreçte Öcalan, sürekli olarak DTK gibi yeni kurumlar icat ediyor, barışı getirecekmiş gibi davranıyor idi.
Avukatları üzerinden örgüte ise “Boş durmayın saldırın, bomba sevkedin” gibi talimatlar veriyor, hatta bölge dışında batı illerinde ve Karadeniz'de yapılan eylemlerden daha bir memnun oluyordu.
Öcalan enstrümanı ellerinden alınınca, bocalama dönemi başladı.
Güvenlik kuvvetleri ilk kez kış aylarında örgüt gibi kışlalarına çekilmedi ve hava operasyonlarıyla önemli mesafe aldılar.
Bahar üslenmesinin bütün lojistiği yok edildi.
Bahar ayını varoluş açısından çok önemseyen ve büyük eylemler isteyen örgüt, hem kırsalda ama özellikle şehirlere bomba sevkiyatı üzerine kurulu kitlesel saldırılarda başarılı olamadı.
Kaybedilen alan ve bölgede unutulmaya başlayan örgüt için bir yaz sezonu kaçırılamazdı.
Hem örgütü gündemde tutmak hem de TSK ve Emniyet'in operasyonlarında nispi azalma sağlamak için bir çıkış yolu ürettiler: Güvercinler & Şahinler...
Güvercin rolü; Murat Karayılan ve Leyla Zana'ya biçilirken; BDP'nin iki kesimin ortasında kalması, Duran Kalkan, Bahoz Erdal, Cemil Bayık gibi isimlerin ise şahince açıklamalar yapması kararlaştırıldı.
Şimdi o oluyor...
Leyla Zana'nın damarlarında akan kinle
Bahoz Erdal'ın ki arasında hiçbir fark yoktur.
Daha önce de yazdım.
25 yıldır PKK'yla aynı yolda yürüyen Leyla Zana'nın oturmuş fikirleri vardır. Aniden değişemez.
3 ay önce “Silah Kürtlerin garantisidir, bırakılamaz” diyen Leyla Zana'nın aniden 180 derece dönmesi ancak bir taktikten ibaret olabilir.
Zaten her şey söylemde.
Özüne bakıldığında hiçbir fark yok.
Zana'nın Erdoğan'dan istediklerine bakın.
Halk için tek bir şey yok.
Tamamen Öcalan ve PKK istekleri.
Basın toplantısında da bunları dile getiriyor.
Zana Kürtleri önceleyerek değil, Öcalan'ı önceleyerek masaya oturuyor.
Ana gündemi
ev hapsi ...
“Her şey Öcalan için” mantığıyla hareket eden Zana'yla ne konuşup, ne sonuca varacaksınız?
Kadının ana gündemi tecridi kaldırmak, Öcalan'ı yeniden bir enstrüman olarak devreye sokmak.
Kurmaca çok iyi...
Bu iş için bir kere bir “kadın” seçmişler...
BDP'deki herhangi bir erkekten daha etkili olur...
Erdoğan'ı övücü cümleler sarfediyor, her siyasetçi övülmekten hoşlanır...
Güleryüzlü fotoğraflar veriyor, kamuoyuna etki etme çabası...
Basın toplantısına
AK Parti turuncusuyla çıkıyor, “tabularım yok”
imajı...
Efektleri söndürün, özel efektleri atın, müziği durdurun, imaj makyajını dökün geriye ne kalıyor?
Geriye kalan: Öcalan'a ev hapsi, tecridin sona erdirilmesi, operasyonların durdurulması...
Hepsi PKK/BDP arzusu...
İyi teröristler kötü teröristler; şahinler güvercinler...
Yok böyle bir şey...
PKK tek vücut olarak hareket eder.
Ama herkesin görevi farklıdır.
Hem silahlı alana hem söylem alanına hakim olmak için roller ve görevler farklıdır.
Tecritten önce Öcalan'ın sözlerinden avukatları üç metin oluştururdu.
Barışçıl olanlar Fıratnews üzerinden medyaya/kamuoyuna; savaşçı olan eylem talimatları gizlice Kandil'e; taktiksel hamleler ise Avrupa'daki örgüt yöneticilerine gönderildi.
Hepsini tek başına yapan Öcalan tecritte olduğu için, bu rolü farklı isimlere taksim etmişler.
Gerisi laf...