Bugün'den Adem
Yavuz Arslan,
Uludere olayının
PKK açısından istenilen sonucu verdiğine dikkat çekti. Arslan,
Kandil'e
hava harekatının ve
KCK operasyonlarının düzenli olarak yapıldığı bir dönemde gerçekleşen facianın
örgüte hayat öpücüğü olduğunu ifade etti.
Örgütün
lojistik yığınak yaptığı bilgisine yer veren Arslan, "Bu aşamada PKK'nın belini kırdık, artık
açılım zamanı söylemi, hem yersiz hem yanlış. Terörle mücadele ciddi bir iş ve kararlılık gerektiriyor." dedi.
İşte Arslan'ın önemli tespitleri:
Uludere'de 34 kişinin ölümü ile sonuçlanan trajik olay PKK açısından istenilen sonucu verdi. 14 Temmuz
Silvan saldırısı sonrası başlayan 'tam saha pres' şimdi 'tam saha beklemeye' döndü.
Bu durumun mevsimsel şartlara bağlanması doğru olmaz.
Çünkü örgütün lojistiğini kesmeye yönelik operasyonların karla kışla ilgisi yok.
Aslında sadece bu durum bile Uludere komplosunun nasıl bir proje olduğunu tek başına teyit ediyor.
Bu olay örgüte adeta hayat öpücüğü oldu.
Kandil güvenli
bölge olmaktan çıkmıştı. Çünkü uzun yıllardır ilk kez aralıksız hava harekâtı yapılıyordu. KCK operasyonları nedeniyle şehir ile dağın irtibatı da büyük oranda azalmıştı.
Üstüne
İmralı sakini de 'unutturuldu.'
Eğer bu yöntemle; bahar ve yaz aylarında da örgüte hareket alanı bırakılmazsa önümüzdeki sonbaharda yeni bir denklem kaçınılmaz olacaktı.
Fakat Uludere komplosu planı bozdu. Bölgeden gelen haberler kötü. Örgüt lojistik yığınak yapıyor.
Masum gösterilen sınır kaçakçılığı, özellikle de
sigara kaçakçılığı PKK'ya oluk oluk para akıtıyor.
Kaçak akaryakıt hakeza.
Bu aşamada PKK'nın belini kırdık, artık açılım zamanı söylemi, hem yersiz hem yanlış. Terörle mücadele ciddi bir iş ve kararlılık gerektiriyor.
Son bir not da Zana ile ilgili.
TBMM tarafından tahsis edilen fakat başkası tarafından kullanılan o bilgisayarda ne vardı?
Merak işte...