Libor ve HSBC'den sonra şimdi de küresel çapta
vergi kaçırma skandalı ortaya çıktı.
İngiltere hükümetinin desteklediği Tax Justice Network (Vergi Adaleti Ağı) tarafından hazırlanan
raporu küresel çaptaki vergi kaçırma skandalının boyutunu gözler önüne serdi. Rapora göre, aralarında
Türkiye'nin de bulunduğu ülkelerin işadamlarının vergi cennetlerinde toplam 21 trilyon doları var. Türkiye'den
yurtdışına çıkan para tutarı da 158 milyar dolar olarak belgelendi. Böylece
patronların asgari ücretli, çalışan ve emeklilerin tabi olduğu vergilerden kaçtığı, devleti ve kamuyu zarara uğrattığı ortaya çıktı.
REZERVİN 2 KATI PARA
Türk işadamlarının 158 milyar dolarlık serveti yani 'zulaları' Türkiye'deki
bankalarda bulunan toplam döviz mevduatının yaklaşık 1.5 katı,
Merkez Bankası rezervinin ise 2 katına ulaşıyor. Türk bankalarında toplam 110 milyar dolarlık döviz tevdiat hesabı, 97 milyar dolarlık da
Merkez Bankası rezervi bulunuyor.
BAŞBAKAN ZULA DEMİŞTİ
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, 2008 yılının
Kasım ayında ABD'de Lehman Brothers'ın batışıyla başlayan krizden sonra
Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na
başkanlık etmiş, krizle ilgili eleştirilerde bulunan işadamlarına "Bir bildiğimiz var da ondan böyle konuşuyoruz. Bu çevrelerde yakın dostlarımız var. Bazı işadamlarının zulasında 2 yıl yetecek paraları var" ifadesini kullanmıştı.
TASARRUF VE CARİ AÇIK YARATIYORLAR
Türkiye'de sürekli tasarruf açığı olduğunu söyleyip, cari açığa vurgu yapan işadamları paralarını vergi cennetlerine götürerek ülkede üretilen değeri yurtdışına çıkarmış oluyor. Hem tasarruf açığına neden oluyor hem de cari açığı back to back (bir cepten bir cebe)
kredilerle finanse edip
faiz geliri ve kâr sağlıyor. Türkiye'de yıllık cari açık bugün 66.9 milyar doları buluyor. Özel şirketlerin cari açığın finansmanında kullandıkları borçların bir kısmı kendi kendilerine verdikleri borçlardan oluşuyor. Patronlar şirketine
sermaye olarak koyacağı parayı yurtdışına çıkarıp kendine borç vererek vergiden kurtuluyor.
50 BANKANIN ADI KARIŞTI
Raporda, 139 gelişmekte olan ülkeden giden paranın 7.3 ile 9.3 trilyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Vergi cennetlerinde işlem yapan 50 bankanın ilk üç sırasında ise en çok işlemle UBS,
Credit Suisse ve
Goldman Sachs bulunuyor. Rapor, ülkelerdeki banka ve yatırım hesaplarını içeriyor. Sözü edilen rakamlar yat ve emlak gibi varlıkları kapsamıyor. 21 trilyon dolar olarak belirlenen vergi cennetlerindeki para, ABD ve
Japon ekonomisinin toplamına denk geliyor. Ama bu rakam saklanan varlıklarla birlikte 32 trilyon dolara da çıkabilir.
ABD, UBS'TEN PARA ALMIŞTI
Gelişmiş ülkelerin, 'vergi cennetleri'ne yönelik atakları 2008'de başladı. ABD
İsviçre bankası UBS'ye yönelik
soruşturma açtı, banka 780 milyon dolar ödedi. Konu OECD'nin de gündemine oturunca ülkeler, Bilgi Değişim Anlaşmaları imzalamaya başladı. Türkiye de Jersey Adaları ile anlaştı.
PATRONLAR VERGİYİ BÖYLE KAÇIRIYOR
Patronların 'zula' olarak yurtdışında çıkardığı paralar Maliye'ye zarar olarak yazılıyor. Sistem şöyle işliyor:
* İşadamı, cebindeki 1 milyon doları şirketine sermaye olarak koymak yerine, yurtdışına yolluyor.
* Yurt dışına çıkan para Seyşeller,
Hollanda Antilleri ve Virgin Adaları gibi vergi cennetlerine
transfer ediliyor.
* Burada hukuk büroları aracılığıyla bir şirket kuruluyor. Kurulan şirket kağıt üzerinde ve
işadamına ait değil. Daha sonra yurtdışına çıkan para, bankacılık
sistemi aracılığıyla işadamının Türkiye'deki şirketine kredi olarak gönderiliyor.
* İşadamının Türkiye'deki şirketi aldığı dış borç karşılığında, yüksek faiz ödüyor. Faizi kazanan; işadamının vergi cennetindeki kendi şirketi oluyor.
* Türkiye'deki şirketi ise faiz gideri ile kur farkını, gider olarak gösterip vergiden düşüyor. Türkiye'deki
firma patronunun dışarıdaki şirketine ödediği faiz gideri ölçüsünde düşük kâr gösterdiği için devlete ödeyeceği vergi de azalıyor. Şirket yüzde 20'lik
Kurumlar Vergisi, patronu da yüzde 15 oranındaki Gelir Vergisi Stopajı'ndan kurtuluyor.