Avcı'nın köşe yazısının ilgili bölümü...
...Çok tuhaftır ki,
terör ve
darbe belasıyla muzdarip olmayan en demokrat
Avrupa ülkeleri özel
yetkiyi halen işletirken, her gün şehitlerimize ağladığımız, cuntaların cirit attığı bu ülkede özel yetkiyi kaldırma ısrarı var.
Hem de Suriye'yle savaşın eşiğine geldiğimiz en provokatif, en hassas süreçte.
Aslında dış tehditlerin tespiti kolaydır, Suriye örneğinde görüldüğü üzere.
Bundan daha ölümcül olanı demokrasi ve milletin istikbaline yıllardır kasteden ve tekrar kastetme girişimlerinden kuşku olmayan içimizdeki hainlerdir.
Bunlara karşı bir ülkenin elindeki
radar öncelikle istihbarat olsa da tespit edilen demokrasi düşmanlarının ve gizli terör odaklarının yakasından tutup yargı önüne çıkarılmasını özel yetkiyle sağladık. Kaldı ki özel yetki olmadan istihbarat cihazlarının cunta ve organize terör unsurlarını tespit etmesi işe yaramayacaktır.
Özel yetkinin kaldırıldığı gün, içimizdeki hainleri ve vücudu sarmış terör tümörlerini göremeyeceğimiz bir gece yürüyüşü başlayacaktır. Özel yetki fenerini söndürüp, en ufak bir esintide sönecek bir mumla nasıl ilerleyeceksiniz kurtların sevdiği bir puslu havada?
Cumhuriyet tarihinde TSK üzerinde hiçbir cumhurbaşkanı, başbakan ve Parlamento'nun yapamadığı denetimi, bitiremese de ilk kez özel yetki yaptı.
Cumhurbaşkanları ve başbakanların sokulmadığı odalara girdi. Parlamento çağrılarına itibar etmeyen paşaları sorguladı.
AK Parti iktidarını onca felaketten, demokrasiyi onca entrikadan kurtardı. Dahası "%90'lık bir iktidar bile olsa..." diyenleri mahcup ederek, hukukun gücünü cansiperane gösterdi.
"Önce Hakk'a sonra da halka teslim olmuş bir iktidar"ın siyasal ve hissi mülahazalardan önce hakkı, demokrasi ve halkın istikbalini düşünmesi gerekir.
Suriye'yle savaşın eşiğinde olduğumuz bu kritik süreçte, PKK, DHKP/C, MLKP ve Suriye belası yetmez gibi bu sefer prangalarını kıran derin mahfiller de harekete geçecek. Bu derin mahfillerin savaş çıkarmak için ellerinden geleni yaptığını iyi biliyoruz.
62 yıl önce ezanın Arapça aslına iadesinin kinini bile hâlâ taptaze taşıyanları görmüyor musunuz? Ya çıkınca çoluk çocuk demeden intikam alacağını söyleyenler az da olsa inandırıcı değil mi?
Ben özel yetkinin kaldırılmasını tam bir çılgınlık ve dünyada emsali görülmemiş bir ilk olarak gördüğüm için, kaldırılmasından değil özel yetkinin güdükleştirilmesinden bahsediyorum. Özel yetkiye basında yer aldığı şekliyle müdahale,
Ergenekon,
Balyoz ve KCK davalarının hükümetçe yalanlanması algısını oluşturacak, "bu davalar düşündüğümüz gibi zaten siyasalmış" kanaatini güçlendirecektir.
Bu da hükümete diş bileyen derinliklerin "kin ve intikam" planlarının daha da yoğunlaşmasına, rövanş kararlılıklarının artmasına sebep olacaktır. Kaldı ki
soruşturma ve davalar devam ederken AB ve dünyaya nasıl anlatacağız
CMK 250 değişikliğini?
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN