Kartal Demirağ, 18 Haziran 1988 tarihinde dönemin Başbakanı Turgut
Özal'a,
ANAP kongresinde tabanca ile iki el ateş ederek suikast girişiminde bulunan
tetikçi. Bu eyleminden dolayı 20 yıl
hapis cezasına çarptırıldı ancak Özal, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra onu affetti. Olayın perde arkası ise hiçbir zaman açığa çıkmadı. 1993'te
vefat eden Özal'a 19 yıl sonra
otopsi yapıldı. Zehirlendiği iddiaları gündemde. Kimilerine göre 1988'de düzenlenen suikastla öldürülemeyen Özal,
zehirlenerek öldürüldü. Her iki olay arasında bağlantı kuranların sayısı az değil. Özal affıyla
tahliye olduktan sonra başka suçlardan tekrar cezaevine giren
Kartal Demirağ hem suikast olayı hem de zehirlenme iddiaları için neler söyledi?
Hapis yattığı
İzmir F Tipi Cezaevi'nden gönderdiği
mektup aracılığıyla açıklama yapan Kartal Demirağ, suikast olayından dolayı çok pişman, "geriye baktığımızda neler kaybettik neler.
Suikast olayı hayatımın en kötü hatasıydı. Şimdiki aklım olsa, o olayı asla yapmazdım. Pişmanım tabii ki ama pişman olsam ne fayda. Zindanlarda geçti 19 yılım. Yaşanacak en güzel günleri bu mapushanelerde çürüttük" diyor.
Suikast eyleminde yalnız olduğunu iddia eden Kartal Demirağ
askerler tarafından eğitildiğini ise gizlemiyor. "Gençlik yıllarımda, Denizli
Güney ilçesi Kanlı Göl civarında ilk eğitimimizi aldık" diyen Demirağ "Daha sonraları bazı illerimizde
komando kamplarına gönderildim. Subaylar tarafından bize komando eğitimi verildi. Bilindiği üzere o zaman komünizm tehlikesi vardı. Ülkemizi bu tehlikeden korumak için ve
terörist saldırılardan korumak amacıyla
genellikle emekli subaylar bizlere eğitim verdiler" açıklamasında bulunuyor.
Kartal Demirağ şu aralar gündemde olan zehirlenme iddialarına ise inanmadığını belirtiyor: "Rahmetli Özal'ın ölümünü
şüpheli bulmuyorum. Zehirlenip öldürüldüğüne hiçbir zaman inanmadım. Son sözü adli tıp söyleyecek. Bu günlerde adli tıp yetkilileri rahmetlinin cesedinde zehirli ilaç bulguları olduğunu söylediler. Ancak bu zehir bulguları hepimizde var. Yediğimiz meyveler, sebzeler hep tarımsal ilaçlarla dolu."
Türkiye Gazetesi