A Haber'de yayınlanan röportajda
Özal'ın Türklük,
terörle mücadele, millet tarışması, seçilmiş valiler ve
başkanlık sistemi hakkında düşünceleri yer alıyor. Röportajda Özal'ın "Türk dediğiniz kimdir? Orta Asya'dan geldi diyoruz değil mi? Peki bakıyorum ortada Türk olarak bir grup yok." sözleri dikkatleri çekerken, değindiği birçok konu günümüzde yaşanan tartışmalara
cevap niteliği de taşıyor.
ÖZAL'IN RÖPORTAJININ SATIRBAŞLARI
TERÖRLE MÜCADELE
Türkiye'nin bu meseleyi çözmesi lazı. Daima ayağınızın altında bir büyük taş; sizi götürmez bir tarafa... Birçok taraftan da şu veya bu biçimde gagalanırsınız. Onun için diyorum ki bu mesele çözülecektir. Çözülmeye mahkumdur. Türkiye'nin büyümesini, ilerlemesini, gelişmesini düşünen herkes, çözüme yardımcı olacaktır.
Bu çözüm, artık vatan millet sakarya hikayeleriyle olamaz. Burada mantıklı, geçerli, değişen dünya şartları içerisinde çözümümüzü oturtmamız lazım. Ama Türk milleti-
Kürt milleti gibi bir ayırma katiyen gidemeyiz. Biz netice itibarıtla hepsine
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı diyoruz.
Bu mesele çözülür. Sabırlı olursak, zaten Türkiye o kadar güzel entegre oluyor ki... Bakınız
Irak entegre olamıyor. Türkiye böyle değil.
Türkiye'de çoğumuz ekseriyetle aynı meshepteniz. İkincisi, göç hareketi ile zaten yüzde 60-65'i Ankara'nın batısında oturuyor. Biz bu meseleyi çözeriz. Ben öyle görüyorum. Bu arada kanlı hadiseleri önlemek lazım.
SEÇİLMİŞ VALİLER TARTIŞMASI
Türkiye'de genel olarak valiler seçimle gelirse, hangi bölgede hangi
halk seçerse o seçilir. Biz o bölgeye belediye reisini dışarıdan mı
tayin ediyoruz?
Yarın eğer Valiler de seçimle gelirse bazıları bunun karşısındadır, ama bir oturup düşünmek lazım. O takdirde hangi bölgeden seçiliyorsa o insanlardan seçilir.
TÜRKLÜK TARTIŞMASI
Türk dediğiniz kimdir? Orta Asya'dan geldi diyoruz değil mi? Peki bakıyorum ortada Türk olarak bir grup yok. Orada Azeri var,
Türkmen var, Özbek var,
Kazak var, Kırgız var. Nerede Türk? Göç edenler de isim itibarıyla Özbek ve Türkmen boyları ağırlık olarak. Biz bunlara
Oğuz Boyları diyoruz.
Türk kelimesi hatta bir tarihçinin yazdığına göre o bölgede oturan insanların tümüne
yabancı kavimlerin verdiği isim bugün dikkat ederseniz, Avşar derler. Türkmen derler. Bunlar orjinal isimleri.
Osmanlı'nın kayı aşiredi de öyle bir Oğuz Boyu'dur. Biz bunun hepsine birden, Osmanlı içerisinde veya Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan herkese Türk demişiz. Yoksa, aslında Türk dediğiniz zaman da onu spesifiye etmeniz lazım. Türkmen mi, Özbek mi, Avşar mı?
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Parlamenter sistemden Başkanlık Sistemi'ne geçersek, bu parlamento'nun
denetleme görevini, yani asli görevini yapması demektir. bizim gibi ülkelerde, biraz da tabiatı icabı milli yapısı çok çeşitli yerlerden gelen bir ülkede parlamentoda birtakım tıkanıklıklar, zorluklar vardır. Gruplaşmaların çok olacağı bellidir. Hatta şehirlerde, hatta bölgelerde dayalı gruplaşmalar da olabilir. Şu mahzuru da gördüm parlamenter sistemin, esas itibarıyla icranın denetlenmesi vardı. İcrayı iyi yapabilmek lazım. Bugünkü parlamenter sistem bu denetlemeyi iyi yapamaz. Çünkü
koalisyon olarak dahi olsa parlamentoya parti grupları hakim olur. Ancak
azınlık hükümeti olur. O da mümkün değil.
Bu vaziyette hükümetin aleyhine bir denetleme o parlamento'dan geçmez. bizim zamanımızda da böyleydi. Bu sistemin önemli mahzurlarından biri budur. Yasama yapan
Parlamento'nun icradan tamamıyla ayrılması lazım. Bu nasıl olacak? Başkanlık sistemi olmadığı zaman, hükümet parlamento içinden seçiliyor. Bakanın hep iki vasfı var, ya devlet adamı vasfı ya siyasetçi vasfı. Benim tecrüben şunu gösterdi. Parlamento'da siyasi vasıf hep ön plana çıkar. Halbuki Başkanlık sistemind
e devlet adamı vasfı ön plana çıkar, çünkü seçilme endişesi yoktur. O
cumhurbaşkanı ile gelir, onunla gider. Bu olduğu zaman devlet adamı vasfı ön plana çıkar. Bir nevi 'check and balance'tır.
MİLLET TARTIŞMASI
Benim millet mefhumum bize okullarımızda öğretilen gibi değil, belki size de öğretilen gibi değil. Irkı, dini, dili bir olanlar milleti meydana getirirler diye öğretilmiştir. Ben o kanaatte değilim. Bunlar farklı olabilirler. Netice itibarıyla aynı gayeden heyecan duyan insanlar demektir millet. Bir
spor müsabakasında ya da bir nobel müklafatı kazanılmasında aynı heyecanı duyabiliyor musunuz, o millete mensupsunuz. Bu vatandaşlıktır ve o toprağı sevmektir. İnsanları sevmektir. Bütün vatandaşları da kendisi gibi kabul etmektir. Böyle bir anlayışınız varsa, hoşgörü anlayışınız da varsa, biz bir millet oluruz. Daha
modern bir millet oluruz.