Suriye'den Akçakale'ye yapılan top atışlarının kasıtlı ve bunun yapılan bir tahrik politikası olduğunu vurgulayan Ottoway, dünyanın Suriye'ye neden ses çıkaramadığını şu sözlerle özetledi: "Esed rejimi, ağır silahlara ve geniş savunma gücüne sahip. Bu sebeple Suriye'ye müdahale etmek büyük bir askeri operasyonu gerektirir ki şu anda gerek ekonomik gerekse politik olarak uygulanabilir değil. BM kararı olmaksızın Suriye'ye askeri bir müdahale yapmanın doğru olacağını düşünmüyorum. Rusya ve Çin veto etmeye devam ettikçe de BM kararı imkansız gibi görünüyor." Ottoway, “Suriye'ye müdahale etmek büyük bir askeri operasyonu gerektirir ki şu anda gerek ekonomik gerekse politik olarak bu uygulanabilir görünmüyor.” dedi. Ottoway, Suriye'ye müdahale konusunda uluslararası kamuoyunun hala bir konsensüse varamadığına dikkat çekerek, “BM kararı olmaksızın Suriye'ye askeri bir müdahale yapmanın doğru olacağını düşünmüyorum. Rusya ve Çin veto etmeye devam ettikçe de BM kararı imkansız gibi görünüyor.” diye konuştu. Öte yandan Suriye'nin Libya'ya benzemediğinin altını çizen İngiliz siyasetçi, “Esed rejimi, ağır silahlara ve geniş savunma gücüne sahip. Bu sebeple Suriye'ye müdahale etmek büyük bir askeri operasyonu gerektirir ki şu anda gerek ekonomik gerekse politik olarak uygulanabilir değil.” yorumunda bulundu. AKÇAKALE TOP ATIŞINI KAZA SANMIŞTIK; SONRA KASITLI OLDUĞUNU ANLADIK Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Ottoway, Suriye'den Akçakale'ye yapılan top atışını öncelikle kazayla olduğunu sandıklarını, ancak atışların devam etmesi üzerine bunun kasıtlı olarak yapılan bir tahrik etme politikası olduğunun açıkça ortaya çıktığını vurguladı. Ottoway sözlerini şöyle sürdürdü: “Sınır güvenliğini açıkça ihlal eden bu olay sonucu Türkiye'nin yaklaşımını tebrik ediyorum. Türk hükümeti bu noktada sabırlı olmalı. Uluslararası kamuoyunun bu olaya dahil olması çok zor. Tek taraflı jest yapması uluslararası kamuoyunu uzun vadede verimli olmasına engel olabilir. Türkiye gerekli hamleyi yapıp beklemeli.” NATO'nun gelişmeleri yakından takip ettiğini ancak askeri müdahalesinin şu aşamada söz konusu olmadığını kaydeden Ottoway, “Türkiye'nin sınır güvenliğini çok daha büyük bir saldırı yapıldığı takdirde ‘5. Madde' tekrar değerlendirilmesi gerekir. Fakat NATO için şimdilik en iyi yolun sadece gelişmeleri takip etmesi olduğunu düşünüyorum.” yorumunda bulundu. UÇAK İNDİRME KONUSUNDA BEN DE AYNISINI YAPARDIM Rusya'dan kalkan sivil uçağın Türkiye'de indirilmesine ilişkin ise Ottoway, “Bu, Türkiye hükümetinin bir meselesi. Aldıkları bir istihbarat raporuna dayanarak uçağı indirip arama yaptılar. Arama sonucunda uçakta ne bulunduğuna ilişkin rapor henüz açıklanmadı.” dedi. Türkiye Hükümeti'nin uçağı inmeye zorlaması konusunda doğru olanı yaptığını düşünen Ottoway, “Uçakta askeri malzeme bulunduğuna ilişkin bir endişe varsa, uçağı inmeye zorlayıp söz konusu malzemeye el koyarak uçağın gitmesine izin vermeye yetkileri olduğunu düşünüyorum ki Ankara yönetimi de aynen bunu yaptı.” diye konuştu. SURİYELİ MUHALİFLER ÇOK BÖLÜNDÜ, DESTEK VERME KONUSUNDA KAYGILARIMIZ VAR “Suriye krizinin daha da derinleşmesi durumunda İngiltere'nin pozisyonu ne olur ve askeri hazırlık var mı?” şeklindeki soruya İngiliz siyasetçi, “İngiltere hükümetinin, BM kararı ve desteği olmadan olası bir askeri operasyona iştirak etme konusunda çok isteksiz olduğunu düşünüyorum.” diye cevap verdi. Halihazırda İngiltere'nin Suriye'deki bazı muhalif gruplara destek verdiğini, fakat bu desteğin çok düşük seviyede ve silah yardımı şeklinde olmadığını hatırlatan Ottoway, “Burada en çok zorlandığımız konu şu: Muhalifler siyasi ve ideolojik olarak kendi aralarında her geçen gün daha çok bölünüyor. Birçok muhalif grubun geçmişini ve gerçek insiyaklarını bilmiyoruz. Bu sebeplerden dolayı şu anda muhaliflere destek konusunda büyük kaygılarımız var.” dedi. Ottoway, Güney Kıbrıs'ın AB dönem başkanlığını yürütmesi sebebiyle Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin sekteye uğradığını, ancak başkanlığın Avusturya tarafından devralınmasının ardından yeni bir ‘girişimin' başlayacağına inancının tam olduğunu vurguladı. İngiltere'nin dışişleri eski bakanı Jack Straw'un yeni yayınlanan kitabında savunduğu “AB Hıristiyan klubü olduğu için Türkiye'nin tam üyeliğine sıcak bakmıyor” şeklindeki iddiaya ise Ottoway, “AB coğrafi şartlar sebebiyle tesadüfü olarak hep Hıristiyan ülkelerden oluşmuştur; farklı bir sebepten dolayı değil.” dedi. Ottoway, “Türkiye'nin fundamentalist İslami bir ülke haline dönüştüğüne ilişkin yorumlara kesinlikle katılmıyorum. Bu yönde hiçbir emare görmüyorum. Türkiye kendini seküler bir devlet olarak tanımlıyor ve bu sebeple Türkiye'nin AB üyeliğine tam destek veriyoruz.” diye konuştu.