TBMM Darbe ve Muhtıraları
Araştırma Komisyonu'na, 28
Şubat sürecine ilişkin bilgi veren dönemin
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı
Bülent Orakoğlu, o dönemin kurumlar arası birlik ve beraberliğe zarar verdiğini, toplumda kamplaşmaya yol açtığını söyledi.
Orakoğlu, 28 Şubat'ın diğer
darbelerden en önemli farkının, öncesinde hükümete ve Cumhurbaşkanı'na bildirilmesi olduğuna işaret etti.
Batı Çalışma Grubu tarafından hazırlanan
''fişleme'' belgesini elde ettiklerini ve belgenin dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e iletildiğini anlatan Orakoğlu, Demirel'in, görüşmeye çağırdığı dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya belgeyi iade ettiğini söyledi. Demirel'in işlem yapmadan belgeyi iade etmesi üzerine kendilerine yönelik
operasyon yapıldığını savunan Orakoğlu, askeri
savcılık tarafından tutuklandığını belirtti.
Demirel'in 28 Şubat sürecinde görevini yapmadığı kanaatinde olduğunu dile getiren Orakoğlu, ''Yargılanması gerekirdi'' dedi.
Ahmet Ertürk
Eski
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk de komisyona, 28 Şubat sürecinin başta
bankacılık olmak üzere
finans sektörüne etkileri hakkındaki görüşlerini anlattı.
Ertürk, ''Birilerinin 'darbeyi önledim' sözü de gerçek değildir ve o da senaryonun bir parçasıdır'' ifadesini kullandı.
Ahmet Ertürk, 28 Şubat sürecinin en çarpıcı sonucunun ise bankacılık sisteminin çöküşü olduğunu söyledi. 1994'ten 2003'e kadar 25 bankanın battığını anımsatan Ertürk, 5 bankanın doğrudan
tasfiye sürecine sokulduğunu, 20 bankanın ise faaliyetlerine devam etmesi şartıyla TMSF'ye devredildiğini anımsattı.
Ertürk, o dönemde ''
sakat bir
yönetim anlayışı'' bulunduğunu ifade ederek,
''Bankasına el konulan bir kişiye başka bir banka satıldı. Daha sonra bürokratların farketmesiyle düzeltildi ama banka edinilmiş oldu. Siz bankaların kredi kartı bile vermekten kaçınacağı kişiye banka verirseniz, bunu kötüye kullanacağına izin vermiş olursunuz ki böyle oldu'' dedi.