Öcalan,
PKK'nın infazlarını böyle savunuyor: Örgüt içi infazları eleştirenler mücadelemize zarar veriyor!
1986'da
Almanya'da hazırlanan bir
iddianame ise
örgütte yaşanan iç infazları eleştirenlere
teröristbaşının bakış açısını ortaya koydu. Öcalan'ın 'sığınmacılar çetesi' diye suçladığı bu kişiler, PKK'nın verdiği silahlı mücadele için de büyük bir
tehlike oluşturuyormuş.
1986 yılında eşi ve iki çocuğuyla Almanya'nın Hamburg şehrinde yaşarken öldürülen Kürşat Timuroğlu ile ilgili savcıların hazırladığı iddianame, teröristbaşı Öcalan'ın örgüt içi infazlara karşı çıkanlara uyguladığı sistematik yıldırma politikalarını da gözler önüne serdi. İddianameye göre Öcalan, örgüt içi infazlara karşı çıkanların, siyasette uzlaşmacı ve işbirlikçi bir tavır sergilediklerini, organizasyonda bölücü ve silahlı savaşa karşı bir tutum içinde olduklarını belirtiyor.
Kürşat Timuroğlu'nun özellikle Alman-ya'da politik olarak faaliyet gösteren solcu Türk
işçi hareketi Dev-Yol (Devrimci Yol) ve Devrimci İşçi üyesi olduğunun dile getirildiği iddianamede, şu ifadeler yer alıyor: "1982 yılında Dev-Yol, PKK ve diğer
küçük sol gruplar birlikte 'Birkom' adını verdikleri bir antifaşist cephe kurdular. 1983 yılında politik hedeflerine ulaşmak amacıyla şiddet kullanan PKK ile Dev-Yol arasında düşünce uyuşmazlıkları ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine Dev-Yol, Birkom'dan çekilmiştir. Devrimci İşçi'nin önde gelen temsilcilerinden olan
Taner Akçam etrafında Marksizm'in Ortodoks yorumuna karşı çıkan bir grup oluştu. Bu gruba Kürşat Timuroğlu da katılmıştı. Kendisi PKK'nın şiddet politikasını en sert şekilde eleştirenlerdendi."
İddianamede, 1983 yılında PKK Öcalan ile PKK'nın
Avrupa sorumlusu Çetin
Güngör arasında ihtilafa düşüldüğünde
Taner Akçam etrafındaki bu grubun, görüşleri kendilerine daha yakın olduğundan Güngör'ün yanında yer aldıkları belirtiliyor. İddianamede, "Akçam, Abdullah Öcalan'a bir
mektup yazmış ve onunla bir
telefon görüşmesi yapmıştır. Bu görüşmede Güngör'e etkinliklerini serbestçe geliştirebilmesi ve düşüncesini özgürce ifade edebilmesi için fırsat tanınmasını talep etmişti. Öcalan, onun bu görüşlerine 1984 yılında merkez komiteye sunduğu raporda çok sert bir
eleştiri ile
cevap vermiştir. Kendisi bu grubu 'sığınmacılar çetesi' olarak tanımlamıştı. Bunların PKK'nın savaşı ve bünyesi için büyük bir tehlike oluşturduğunu açıklamıştır." ifadeleri kullanılıyor.
PKK'YA 'TERÖRİZMDEN VAZGEÇ' ÇAĞRISI
Örgüt tarafından
İsveç Stockholm'de 2
Kasım 1985 tarihinde Çetin Güngör (Semir)'ün öldürülmesiyle PKK'nın şiddet politikasına karşı çıkan gruplarla
Kürt örgütleri arasında da görüş ayrılıkları yaşandığı da iddianamede yer buldu. Devrimci İşçi önderliğinde yaklaşık 18 örgütün bir
platformda birleştiğinin belirtildiği iddianamede, Paris'te yapılan bir toplantıda PKK'nın bu platforma dahil edilip edilmemesinin tartışıldığı ve bu
katılım için PKK'nın sol örgütlere karşı kuvvet kullanımını durdurması ve örgütten ayrılan üyelere karşı terörizmden vazgeçmesi şartlarının konulduğu belirtiliyor. Bu sırada platform üyeleri ile PKK yanlıları arasında çatışmaların yaşandığı ve PKK üyesi Nazif Aktaş'ın öldürüldüğünün dile getirildiği iddianamede, "PKK yönetimi bu olayın sorumluları olarak Devrimci İşçi ve Federal Almanya'da Kürt işçi derneklerinden kurulmuş olan bir başka birleşimi, Komkar'ı göstermiştir. Bu olayların devamında bu birleşime karşı bir dizi misilleme eylemleri yapılmış ve bu eylemlerin sonuncusunda 25
Şubat 1986 tarihinde Kürşat Timuroğlu, Hamburg'da öldürülmüştür." denildi. Duruşmalar sonrasında ilk kez
mahkeme kararıyla Timuroğlu'nun, PKK'nın militanı tarafından öldürüldüğüne hükmedildi.