Gazeteci Yazar Hüseyin Gülerce, "Saddam'ın Kuveyt'e işgale
tahrik edildiği gibi, acaba
Kaddafi de konuşması ile
Refah Yol hükümetini devirme adına tahrik edilmiş midir, böyle bir konuşmaya zorlanmış mıdır? Bunun araştırılması lazım." dedi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları
Araştırma Alt Komisyonu, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28
Şubat/27
Nisan Alt Komisyonu, Gazeteci Yazar Hüseyin Gülerce'yi dinledi. Gülerce çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada 28 Şubat için, post
modern nitelemesinin meseleyi hafiflettiğini belirterek,
"Buz gibi bir darbe… Silahlı kuvvetlerle değil, silahsız kuvvetlerle yapılan ama işin içerisine tankları yürütmek suretiyle silahlı kuvvetlerde bizde buradayız mesajını vermiş oldu." diye konuştu.
Olayların o günkü şartlarda değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Gülerce, şöyle devam etti:
"Siz herhangi bir yerde kibrit çakarsanız, bir patlama olmaz. Ama kibriti benzin istasyonunda kaçak varken çakarsanız orada patlama olur. Bugün biliyoruz ki 28 Şubat sürecinde silahlı kuvvetler içerisinde darbe yapmak üzere harekete geçmiş cunta vardı. Bir de Çevik Bir ekibi diye bu atmosferden yararlanıp Cumhurbaşkanlığını bile kafaya koymuş, onun etrafında kümelenmiş kişiler vardı. Şimdi ikisini de ayırt etmek lazım. O günkü atmosfer her an darbe olabilir, bir
askeri müdahale olabilir. Mesela bir Haziran fırtınası diye bir laf var. Öyle bir dönemde rahmetli Ecevit in, Merve
Kavakçı ile çıkışındaki üslup
evet, kırıcı-sert bir üslup, rahmetli Ecevit'in nezaketine yakışmayan bir üslup ama onu hangi haleti ruhiye ile (mazeret için söylemiyorum) söylediğine de bakmak lazım. Bizlerden çok daha bilgisi olduğunu düşünürsek, eğer düğmeye basıldı, basılmak üzere diye bir bilgisi varsa bu havayı dağıtmak için böyle bir çıkış yapmış olabilir. Ama o ifadeleri, üslubu tasvip etmiyorum. Böyle bir çıkışı Başbakan'ın yapması gerekiyor muydu? Bana göre gerekiyordu. Bugün bile Parlamento'da başörtülü bir milletvekili yok. O dönemde, o ağır dönemde başörtülü bir milletvekilini getiriyorsanız bu demek ki, bakın hala çözülmemiş bir problemi, o günkü şartlarda sıkıntılı bir şekilde hazırlamış oluyorsunuz. Sağduyu, tansiyonu aşağı düşürme,
Merve Kavakçı olayının yaşanmamasını gerektiriyordu."
Etik ile bağdaşmayan bir gazetecilik yapıldığını kaydeden Gülerce,
"Birileri, Refah- Yol hükümetini düşürmek için düğmeye basmış. Kraldan fazla kralcı bir medya vardı." ifadesini kullandı. Bir soru üzerine dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın,
Libya'ya yaptığı geziye değinen Gülerce, "Zaman Gazetesi'nin Genel Müdürü olarak yazarı olarak o çadırdaydım. Kaddafi konuşmasını yazılı bir metin okuyarak yaptı. O konuşma, çadır da dahil,
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na hareket anlamı taşıyan, Türkiye'nin milli onurunu rencide eden bir konuşmaydı. Gezinin ardından yazdığım yazıya dönerek hatırladım. Daha sonra ortaya çıktı,
ABD Büyükelçisinin, Saddam'ı Kuveyt'i işgal etmek için tahrik ettiğine dair. Ben de diyorum ki, acaba içerisi ve dışarısı, yani Refah Yol hükümetini devirmeye çalışmak için
Amerikan Dışışleri Bakanlığı'nda plan proje yapıldığını biliyoruz. O günkü bazı gazeteci arkadaşların birebir şahit olduğu olaylardan. Acaba onlarla Türkiye'de cuntacılar arasında Refah Yol hükümetini devirmek adına Kaddafi'ye bir yol verilmiş olabilir mi. Ona böyle bir konuşma yapması için telkinde bulunulabilir mi? Çünkü Refah Yol hükümetini, yıkılmaya götüren, devirmeye götüren olayın en büyüğü, Libya'da Kaddafi'nin çadırında yaşananlardı. Ben o olayı çok önemsiyorum. Ondan sonra Refah Yol kendini bir çok meselede savunamaz hale geldi. Saddam'ın Kuveyt'e işgale tahrik edildiği gibi, acaba Kaddafi de konuşması ile Refah-Yol hükümetini devirme adına tahrik edilmiş midir, böyle bir konuşmaya zorlanmış mıdır? Çünkü o gün Libya ya ciddi Amerikan ambargosu uygulanıyordu. Bunun araştırılması lazım." şeklinde konuştu.
Gülerce şöyle devam etti: "Biz yemeğe geçtiğimiz zaman Kaddafi'nin ev sahipliğinde bir salona böyle bir şeyden söz edilmemişti. Yemekte iken dışarı derme çatma bir çadır kurulmuş. Oraya sandalyeler atılmış,
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını daha
basın toplantısı mekanına götürürken, tepeden bakma, aşağılama, horlama vardı. Kaddafi'nin konuşması da çok ağırdı. Dolayısı ile Türkiye'ye dönüldüğü zaman bu olay medyada çok abartıldı. Refah Yol hükümetinin düşürülmesi adına bu olay çok kullanıldı. Ben geriye dönüp baktığımızda bunun bir düğmeye basma olayı olduğunu düşünüyorum."
Gülerce, 28 Şubat sürecinde Zaman Gazetesi'nin yok sayıldığını, akredite uygulandığını aktardı.
(CİHAN)