Hem
AB Komisyonu'nu hem de AB üyelerini tenkit eden Örgüt'ün AB Temsilcisi Dr. Nicolas Beger,
insan haklarını koruma ve kollama konusundaki iradenin zayıfladığına dikkat çekti.
Beger, bilhassa üyelerin tavırlarından 'utandığını' ve 'hayal kırıklığına' uğradığını söyledi. Müslümanlara yönelik tavrı da eleştiren Beger,
İslam toplumunun sorunlarının çözümü için 'çok az anlayış ve istek' olduğuna işaret etti. Örgüt temsilcisi, "En büyük ayrımcılığa maruz kalan Romanlar ve eşcinsellerin sorunlarının anlaşılmasında ilerlemeler sağlanırken Müslümanlar için çok az arzu var. Bu durum AB için turnusol kâğıdı vazifesi görecek." dedi.
Beger, temmuzda yaptığı yazılı bir açıklamada da AB'nin kendi üyelerinde insan hakları ihlallerine 'gözünü kapadığını' ve ihlallerin üzerine gidecek 'ümitsiz bir irade eksikliği içinde' olduğunu açıklamıştı. AB'nin hâlâ insan haklarını koruma konusunda iyi standartlara sahip olduğunu belirten Beger, sorunun bu standartları uygulayacak 'iradenin son derece zayıf' olmasından kaynaklandığını vurguladı. AB'nin reformlar konusunda Türkiye'ye yönelttiği en temel eleştirilerden biri de uygulamada görünen eksiklik ve irade zayıflığı. AB'nin göç siyasetini yerden yere vuran Beger, 'En hafif tabiriyle hem utanıyorum hem de hayal kırıklığı yaşıyorum. Başka bir ifade bulamıyorum.' dedi. Üye ülkelerin kural tanımaz tavırlarının 'küresel bir utanca' dönüştüğüne işaret eden Beger, AB kurumlarının da üye ülkelerin peşine düşme 'iştahının son derece sınırlı' olduğunu vurguladı. AB'de nefret söylemine karşı mücadele örneğini veren Beger'e göre AB'nin bu konudaki iradesi 'ciddi olarak kökten eksik'. UAÖ, Türkiye'yi de insan hakları ihlalleri konusunda sert şekilde tenkit ediyor. AB'yi sert eleştiren Beger'e göre Türkiye kaydettiği ilerlemelere rağmen AB ile hâlâ aynı insan hakları liginde değil.
Avrupa'dan da insanlar kaçıyordu
İnsan hakları sicili parlak olmayan ülkelerinin bile AB'yi BM'de tenkit eder hale geldiğine işaret eden Beger, Arap Baharı sırasında Avrupa'nın tavrından utandığını birkaç defa vurguladı. Arap Baharı'nın Avrupa'da büyük bir kriz ve paniği tetiklediğini hatırlatan UAÖ AB temsilcisi, kıtaya gelen toplam insan sayısının 25 bin olduğunu, bu rakamın da bir futbol stadının yarısı olduğuna dikkat çekti. 'AB bütün mültecilerin yüzde 80'inin dünyanın en fakir ülkelerinde yaşadığı gerçeği ile yüzleşmek istemiyor. Avrupa'ya gelen 25 bin insan o kadar ufak bir problemken, sanki milyonlarca kişi gelmiş gibi büyük bir siyasi kriz yarattık.' diyen Beger, Avrupa'nın sınırları dışına insan 'ihracatı'na sadece 50 yıl önce son verdiğini hatırlattı. 'Bu topraklarda Yahudi soykırımı oldu. Balkan savaşları yaşandı. Bunlardan hiçbir şey öğrenmedik mi?' diye soran Beger, AB'nin insan hakları liginde edindiği haklı ağırlığını kaybetmeye başladığı uyarısı yaptı.
AB'nin Müslümanlara yönelik tavrını da ağır sözlerle tenkit eden Beger, İslam toplumunun sorunlarının çözümü için 'çok az anlayış ve istek' olduğuna işaret etti. Müslümanların, Romanlar ve eşcinsellerle birlikte ayrımcılığa maruz kalan en büyük 3 gruptan biri olduğunu vurgulayan Beger, "Diğer grupların sorunlarının anlaşılmasında ve şuurlanmada ilerlemeler sağlanırken Müslümanlara yönelik ayrımcılıkla mücadele etmek için çok az arzu, anlayış ve şeffaflık var. Bu durum aslında AB için turnusol kâğıdı vazifesi gördü." dedi.
Müslümanların sorunlarına eğilmenin hiçbir şekilde 'popüler' olmadığını ifade eden Beger, Müslümanlara yönelik önyargıları dillendirmenin artık çok kolay olduğunu söyledi. Avrupa'da anti-semitizmin hâlâ kuvvetli olduğunu ve amacının mukayese olmadığını vurgulayan Beger, şu an Müslümanlara yönelik çok kolayca kabul gören önyargıların Yahudiler için asla söz konusu olamayacağına dikkat çekti. "Burada amacım mukayese değil. Maksadım Müslümanlara yönelik önyargılara hiçbir şekilde itiraz edilmemesi, çok çabuk benimsenmesi ve işyerlerinde bunun açık ayrımcılığa dönüşmesi ve hiç kimsenin sesini çıkarmamasına dikkat çekmek. Ne kadar eğitimli olurlarsa olsunlar, başörtülü kadınlar iş dünyasında ciddi ayrımcılığa maruz kalıyor. Başörtüsü giydikleri için engelleniyorlar. Burada da şaka bitiyor." diye konuştu.