Ülker Grubu'nun kurucusu
Sabri Ülker ile yıllar önce karşılaştım. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarı Turgut
Özal, 1967'de yürürlüğe giren 933 sayılı Yatırımlar ve İhracatı Teşvik Kanunu'nu tanıtmak için İstanbul'da önde gelen sanayi tesislerini ziyaret ediyordu. DPT uzmanı olarak ben de Özal'la birlikte geziyordum. Bu fabrikalardan biri de Ülker idi. Özal gibi ben de Sabri Ülker'i bu vesileyle tanıdım. Fabrikanın toplantı salonunda, büyük bir masanın etrafına sıralandık.
Turgut Özal, özel
sektör için getirilen kolaylıkları anlatıyor, Sabri Ülker'den yeni yatırımlar yapmasını istiyordu.
Ramazan ayı idi. Öğle ezanı okundu. Turgut Özal, “
Namazı yan odada kılalım” dedi. Turgut Özal, DPT Koordinasyon Dairesi Başkanı Ekrem Ceyhun ve Sabri Ülker masadan kalktılar. Yandaki odaya geçerlerken Turgut Özal, “Sabri Bey,
Güngör oruç tutmaz. Ona yemek getirsinler” dedi.
Masaya döndüklerinde, benim için getirilen yemek tepsisini önüme koydular. Konuşmalar devam ederken, ben yemeğimi (utana-sıkıla) yedim. “Afiyet olsun!” dediler.
Özal ile DPT'de uzun süre çalıştım. Namaz kılmayanların bulunduğu mekanda namaz kılmazdı. Başka odaya geçer, namazını kılar, dönerdi. Turgut Özal'ın namaz kılmayana ve oruç tutmayana anlayış göstermesine alışıktım ama, ilk karşılaşmamızda ve ciddi bir toplantı masasında, benden başkaları oruçlu iken Sabri Ülker'in tepsi ile masaya yemek getirtmesi beni etkilemişti.