ANAP döneminin Ekonomiden Sormulu Bakanı
Taner'den,
Meclis Darbeleri
Araştırma Komisyonu'na ilginç bilgiler:
Mavi Akım'da ilk formül, yüzde 20'lik
anlaşma öngörüyordu. Meclis'in bile haberi olmadan değiştirildi
ANAP'ın
Türkiye aleyhine Mavi Akım anlaşması yaptığı iddiasına karşı çıkan Taner,
'Mavi Akım'daki formül Meclis'in bile haberi olmadan değiştirildi. İlk formül serbest piyasadaki
doğalgaz fiyatı üzerinden bir iskontoyla gaz alımını öngörüyordu. Yaklaşık yüzde 20 iskontoyla alınacak bir formüldü.
Bu anlaşma kimin yaptığı belli olmadan kanun dışı şekilde değiştirilmiştir. Aleyhimize değiştirilmiş formül uygulanıyor' dedi. Anasol-D
Hükümeti'nin ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Taner'in,
komisyona 27 Haziran'da yaptığı açıklamalar şöyle:
ABD'DEN İKİ KERE NOTA YEDİK
Rusya'dan gaz getirecektik, anlaşma yaptık.
Amerikalılar nota verdi, 'Bu gazı getiremezsiniz' diye iki defa nota yedik.
Birinci nota Bulgaristan üzerinden gelen hatta yönelikti. 'Buradan getirmeyin'. İkincisinde daha ağır bir nota vermişlerdir, notayı Amerikan Büyükelçisi gelip bana vermiştir. Sorduğum sual şudur: 'Niye bana veriyorsun?
Dışişleri Bakanı değilim'. 'Bu politikayı sizin yönettiğinizi biliyoruz' diye
yanıt verdi.
MAVİ AKIM ABD ÇIKARINA TERS
Mavi Akım, Amerikan çıkarlarına ters. Amerika, 'Ruslar, para kazanacak, parayı bize karşı
ekonomik tehdit olarak kullanacaklar' diye bakıyor. Dedim ki, '
Enerjimiz yok, aldığımız
yakıt dünya fiyatlarının altında, ülkem için gerekeni yaptım. Amerika olarak deyin ki, '20 sene için Türkiye'ye, buradan alacağı eş miktarda doğalgazı dünya fiyatlarının yüzde 20 altında vermeyi taahhüt ediyoruz. Biz de bozalım'. 'Buna yetkim yok' dedi. 'Yoksa, bu notayı nasıl getiriyorsun? Bu notayı kim verdiyse ona söyle' dedim.
DEĞİŞTİRİLDİ, BU ŞEKLE GELDİ
Mavi Akım Projesi'nin tüm dizaynını ben yaptım. Finansmanı için parayı İtalyanlardan buldum. Riski Ruslarda olmak kaydı şartıyla, Samsun'da teslim alıyoruz ve aldığımız kadar gazın parasını öderiz. Anlaşmayı yaptığım sırada, bir formül yaptım. Maalesef o formül görevden ayrıldıktan belli bir süre sonra değiştirilmiştir. Formülüm, dünyadaki serbest piyasadaki doğal gaz fiyatları neyse onun üzerinden, yani yaklaşık yüzde 20 iskontoyla alınacak bir formüldü. Daha sonra, bu anlaşma kimin yaptığı belli olmadan kanun dışı bir şekilde değiştirilmiştir. Çünkü bu yaptığım anlaşma Meclis'ten geçti. Meclis'ten geçirilen anlaşmadaki matematiksel formül Meclis'in haberi olmadan değiştirildi, bugünkü formüle geldi.
KİM DEĞİŞTİRMİŞ, ARAŞTIRIN
Türkiye'nin aleyhine sonuç veren bu değişikliği kim yaptı, soru bu. Gidin bakın. Şimdi, ikinci kısmı. Çok söylendi, Türkiye sınırına geldi ve dağılıyor. Rusların bize teslim ettiği noktadan sonraki dağılmalar, buradan sonraki ihaleler tamamen BOTAŞ'ın Türk vatandaşlarıyla yapmış olduğu ihalelerdir. Eğer bunlar arasında bir şey arıyorsanız, o günkü hükümet, o günkü
TÜPRAŞ, o günkü Enerji Bakanlığı'nın ihalelerin nasıl yapıldığına, oraya bakacaksınız. Bunun dışında bir şey yok.
28 ŞUBAT'TAKİ PAZARLIK PARASAL DEĞİLDİ
28
Şubat sürecinde siyasilerin pazarlık yaptığı konuşuluyor. Evet, pazarlık yapılmıştır ama para dönen bir pazarlık değil. Yani iktidarın kaydığı, kuvvetlerin dağıldığı bir yerde ya kuvvetli olan tarafta olacaksın yahut da kaybeden tarafta olursan bir daha seçilemezsin, ona göre herkes
tercih yapmıştır.
8 FİRKATEYNİ YARI FİYATINA ALDIM
1992'de
Almanya'dan alınacak 8 firkateynin fiyatını ihaleye rağmen yarı yarıya indirdim.
Fırkateynin bir tanesi 450 milyon mark. İçinde topu tüfeği yok, sadece çelik gövde.
Hazine müsteşarını çağırdım. 'Amerikan firkateynleri, 200 milyon
marka satılıyor' dedi. İmza atmadım ve Alman Büyükelçisi'ne bu fiyata almayacağımızı söyledim. Görüşmeler oldu. Üç ay sonra Alman
Dışişleri Bakanı geldi ve 8 firkateyni yarı fiyatına aldık.
BÜROKRASİDE KOMİSYON ÇETESİ VAR
Bürokraside komisyon çeteleri var. Firkateynlerin bu kadar pahalı fiyata satılmak istenmesi bundan. 8 fırkateyn bugünkü rakamla 3.2 milyar euro. Bunun yüzde 12 resmi komisyonu var. Ne eder? 300 küsur milyon dolar, yani bir geminin fiyatı komisyon alınıyor.
Peki bu komisyoncular kim? Artık, kim bundan kapabilir, hayal gücünüze bırakıyorum. Bazı yerlerde, bazı
bakanlıkları bazı seviyede yaparsanız mezara kadar taşıyacağınız sırlarınız vardır. Bizim siyasetçilerimiz, hepimiz çok boş boğazız. Rakıyı fazla kaçıran cırt diye bir yerde konuşuyor.
Özal'ın zehirlendiğine inanmıyorum
TANER, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlendiğine inanmadığını belirtti: 'Rahmetli Özal'ın ölümünde zehirlenme gibi bir unsur yoktur. Son zamanlarında aşırı kiloluydu, kalbinde
ameliyat olduğu damarları yüzde 85 tıkalı, kalbine tekrar müdahale edilmesi gerekirdi. Vücut arızi bilgileri ölümün yaklaştığını belirtir hale gelmişdi. Zaten, o senenin eylül, ekim aylarında Amerika'ya tekrar gidip kuvvetli bir check-up'tan geçirilme olanakları aranıyordu. Prostat ameliyatından sonraki durumda vücudunda
kanser olup olmadığını bilmiyorum. En fazla Houston'daki Methodist Hastanesi'nde Özal'ın kayıtlarında mevcuttur.' Taner, Özal'ın ölümüyle ilgili olarak sorulması gereken sorunun, Köşk'teki tıbbi eksiklikler olması gerektiğini de belirtti.Akşam