Balyoz Davası'na
bakan İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı
Ömer Diken, İstanbul
Barosu'ndan gelen '
tutuklu sanıklara zorunlu
avukat ataması yapılmayacağı, zorlanması halinde 3 yıla kadar
hapis cezası gerektirdiği' yönündeki yazının okunduğu sırada, "Baro bizi tehdit ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz Davası'nın 92.
duruşmasına, MHP milletvekili
Engin Alan,
Çetin Doğan, Halil
İbrahim Fırtına ve
Özden Örnek'in de aralarında bulunduğu 162 tutuklu sanık katıldı. 88 tutuklu sanığın katılmadığı duruşmada 8 tutuksuz sanık da hazır bulundu. 30'a yakın sanığı temsilen, 7 sanık avukatının duruşmaya katıldığı gözlendi.
Savcılık makamının mütalaasını sunmasından bu yana, duruşma salonuna gelen ancak taleplerinin değerlendirilmediği gerekçesiyle sanık avukatlarına ayrılan bölüme geçmeyen bazı sanık avukatları ise izleyici bölümünde yer aldı.
Sanıklar ile avukatların isim yoklamasının ardından Mahkeme Başkanı Ömer Diken,
mahkemeye gelen dilekçe ve yazı
cevaplarının üye hakim tarafından okunacağını belirtti. Üye hakim Ali Efendi Peksak, İstanbul Baro'sunun mahkemeye gönderdiği yazıyı okudu. Yazıda, mahkemenin, avukatlar duruşmaya girmediği için 232 tutuklu sanığa zorunlu avukat görevlendirilmesi amacıyla
İstanbul Barosu Başkanlığı'na yazılan yazıya cevap verildiği görüldü. İstanbul Baro Başkanlığı, ilgili
yasa hükümlerine yer verdiği yazısında, "Sanıkların kendi avukatları mevcuttur. İlişkileri devam etmekteyken, İstanbul Baro Başkanlığı'nın avukat
tayin etmesi hukuken mümkün değildir. Mahkemeler, avukatların
savunma haklarını kısıtlayamayacağı gibi, görevlerini yapabilmeleri için de gerekli kolaylığı sağlar. İstanbul Baro'su meslek kurallarına uymak zorundadır." ifadelerine yer verildi.
İstanbul Baro'sunun mahkemeye gönderdiği 5 sayfalık cevap yazısının sonuç kısmında, "Mahkeme her ne kadar sanıklara avukat tayin edilmemesi durumunda başkanlığımız hakkında yasal işlem yapılacağını belirtmiş ise de başkanlığımız işlemlerini yasal çerçeve içerisinde yapmaktadır. Mahkemenin bu yazısı başkanlığımızı yasadışı işlem yapmaya zorlama anlamına gelmektedir. Yasadışı işlem yapmaya zorlamak da TCK'nın 107. maddesine göre, 1 yıldan 3 yıla kadar
hapis cezası gerektiren bir suçtur." denildi.
İstanbul Barosu Başkanlığının yazısının okunmasından sonra Mahkeme Başkanı Diken "Baro Bizi tehdit ediyor yani. Bizi de denetlediğini belirtiyor. Bir meslek kuruluşu mahkemenin ara kararını subjektif olarak değerlendiriyor." dedi. Bazı sanıklar Mahkeme Başkanına hitaben, "Siz de tehdit ettiniz." diye tepki gösterdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Diken, "Mahkeme tehdit etmez. Sadece gerekli inzibat görevlerini denetler. Yazı yazdığı makamlara da 'Eğer gereğini yerine getirmezseniz hakkınızda yasal işlem yapılır' şeklinde uyarıda bulunur. Bu meslek kuruluşları mahkemeyle tartışamaz, bunun yeri burası değildir. Mahkemelerin hata yaptığını düşünüyorlarsa, bu itirazların yasal yolları vardır." ifadelerini kullandı. Başkan Diken sözlerine devam ederek, "Bir meslek kuruluşu mahkemeye hukuku hatırlatıyor. Mahkeme hukuku biliyor. Hatırlatılmasına gerek yok. Baro'nun
denetleme yetkisini kendisinde görmesi hoş değildir." diye konuştu.
BAZI AVUKATLAR, PROTESTOYU SONA ERDİRDİ
Mahkemeyi
protesto etmek için duruşmalara katılmayan bazı sanık avukatlarının da savunma yapmak için görev yerlerine geçmeleri dikkat çekti. Başkan Diken'in sorusu üzerine, duruşmaya katılan bazı sanık avukatları, savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapacaklarını söyledi. Bazı sanık avukatları ise savcı mütalaasının ellerine ulaşmadığını, duruşmaya bu mütalaayı almak için geldiklerini, savunmalarını da daha sonra yapacaklarını söyledi.