Samanyolu Televizyonu'nun kendi yapımı "lV. Osman" dizisinin güler yüzü, sempatik kişiliği ile ekranlara gelen
Yıldırım rolündeki Cavit Çetin
Güner hayatı ve görev aldığı dizisi hakkında konuştu.
Farklı hayat hikâyesiyle hepimize iyi bir örnek teşkil edebilecek olan
oyuncu, “İşleyen
demir pas tutmaz” sözünü kendine düstur edinmiş!..
Çetin Güner, daha lise yıllarındayken annesini kaybediyor. Kardeşleriyle beraber bu olayı göğüsleyen Güner, bu hazin olayı bile kendine verilmiş bir
ders gibi görüyor..
”Annemi kaybettiğim yıllar benden çok kız kardeşim için zor bir durumdu. O daha dokuz yaşındaydı. Onun için endişelendiğim için kendimi hiç hatırlamıyorum. Ama şükürler olsun o çok olgun akıllı bir kız nerdeyse yıllardır bize annelik yapıyor diyebilirim. Bir de tabi ki babam bizim için elinden geleni yaptı gece direksiyon sallayıp sabah y
emek yaptı bize. Hakkını ne yapsam ödeyemem. Öldürmeyen acı güçlendirir. Terli terli
soğuk su içme diyen biri yoksa başınızda eksikliğini hissettiğiniz anda siz demeye başlıyorsunuz.
Hayat yönlendiriyor insanı umutsuzluğa kapılmamak gerek. Yaşadığım bazı acı olaylara rağmen hayattan kopmadım hiç. Hayatı seviyorum. Her şeyin ilacının çalışmak olduğuna inanıyorum. Hep çalışıyorum böylelikle kötü şeyleri düşünmeye zamanım kalmıyor.”
Çetin Güner, geçmişinde birçok iş yapmış. Hatta hala ek işler yapıyor. Hamallık, ekmekçi çırağı, bekçilik yapmış. Ve hiçbir zaman bunlardan utanmamış. Hiçbir işini de küçümseyerek yapmamış!..
”İşleyen demir pas tutmaz. Dedim ya ben hep çalışırım. Çekim olmasa
Taksim-
Halep pasajında resim galerim var ordayım o da olmasa taksim var ona çıkarım, müşteri beklerim. Yeter ki iş olsun ben çalışırım. Hiçbir iş küçümsenecek iş değildir. Hele ki bu stil emek isteyen iş gücüne dayanan işler asla utanılacak işler değildir”
Üniversiteden
mezun olur olmaz geliri bol ve yüksek makamlı iş arayan, o işi bulamadığı için hayal kırıklığına uğrayan gençlere hayat hikâyesinden örnekleriyle cevabı var Çetin Güner'in.
”
Okul bir çeşit gelişme platformu benim için. Diplomanın çok bir anlamı yok. Okul insana birçok şey katıyor kesinlikle ama sahaya çıktığınızda her şeyin kitaplarda ki gibi olmadığını görüyor insan. En az okula verilen zaman kadar da iş sahasında olmak gerek illa da hem parası bol hem de hatırı sayılır bir işyerine girebilmek için. Ben oyunculuk yapıyorum ama kendimi geliştirmek ve işin bütünü hakkında bir fikir sahibi olmak için diğer branşlarda da yer alıyorum. Mesela geçen yıl
Avrupa Yakası'nda reji asistanlığı yaptım. Senaryo asistanlığı, prodüksiyon gibi şeyler de yapıyorum zaman zaman ve bu sayede farkındalığımı arttırdığımı düşünüyorum. Yani sadece iyi ben
Tiyatro Bölümü mezunuyum hadi bana iyi bir iş verin deyip atılmadık bu piyasaya. Üniversite mezunu gençlerde öyle olmalı. Mezun oldukları ilk anda kendini geliştirebilecekleri ama illa da geliri bol ve makamı iyi bir iş beklememeli. Gelir ve makam ciddi bir deneyim isteyen durumdur. Çalışmalı çok çalışmalı.”
Güner, Yıldırım karakterinin hareketlerini biraz fazla abartılı bulan yorumculara ise “ilk beş bölümün günahı olmaz derler” diyor ve ekliyor;
”Bütün diziler için ilk beş bölümün günahı olmaz derler. Bunda da öyle. Gerek
senaryosu gerek oyunculuk her şey daha iyi oturacak tabiî ki. Hayatla diziyi ayırmak gerek bazen adam 10. kattan atlar ve ölmez, bazen 200 ile giden
araba 2 metrede durabilir. Bu polis hayatta yasayamaz ama dizide yasar. Bunu sorgulamak Cem Yılmaz'ın dediği gibi uçan ilizyonistin asılı olduğu ipi sorgulamak olur.