Zonguldak Vali Yardımcısı Mehmet Tevfik Emre tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu,
köprüde inceleme yapmasının ardından, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Kılıçdaroğlu, “Bize verilen bilgi; kaybolan minibüsün bulunamadığı ve beline kadar kuma gömülü bulunan bir kadının naaşının çıkarıldığı yönünde. Bugün cenazesi kaldırıldı. Allah’tan rahmet diliyoruz. Diğerleriyle ilgili olarak herhangi bir bulgu yok. Helikopterlerin
arama yaptığı ama herhangi bir sonuca ulaşamadığı bildiriliyor. Burada araçlar nehrin yönünü değiştirmeye çalışıyorlar. Eğer bunun altında bulabilirlerse minibüsü böyle bir olasılığın çok yüksek olduğu bildirildi. O zaman naaşlara daha kolay ulaşılacağı ifade edildi.” dedi.
"FİLYOS PROJESİ'NİN YENİDEN ELE ALINIP DERENİN ISLAH EDİLMESİ LAZIM"
Filyos Projesi'nin hayata geçirilerek, derenin
ıslah edilmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Şunu söyleyeyim. Bu Filyos Projesi yeniden ele alınıp, bu nehrin ıslah edilmesi lazım. Yıllardır söyleniyor bu.
Yatırım miktarının 110 milyon lira olduğu ifade ediliyor. Ama 5 milyon liralık bir
ödenek ayrılmış. Bu ödenekle bu nehrin ıslah edilmesi mümkün değil. Büyük Filyos Projesi çerçevesinde buranın ele alınıp yeniden dizayn edilmesi ve yeterli kaynak ayrılması lazım. Umarım bu son olur. Ölen yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. 5 yurttaşımızın da köprü çöktükten sonra kayboldukları ve onlara da henüz ulaşılamadığı, ayrıca yetkililer tarafından ifade ediliyor.” diye konuştu.
"UMARIM DERS OLUR"
Köprüyle ilgili
ihmal iddialarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “İhmal iddialarıyla ilgili bilgi geldi. Ama ben bu olayda doğrudan siyasal iktidarı eleştirmek ya da onlar görevini yapmadı gibi bir duyguya kapılmak istemiyorum. Öyle bir
eleştiri getirmek istemiyorum. Az önce de ifade ettim. Bu projenin ele alınması ve ıslah edilmesi lazım. Taşkınlar hemen hemen her yıl oluyor. Bu sefer bir felaketle sonuçlandı. Ama bu taşkınların olmasına karşı siz 5 milyon TL’lik bir kaynak ayırarak nehri ıslah etmeye çalışıyorsunuz. Bu mümkün değil. Mümkün olmadığını gördük. Yurttaşlarımızın hayatı sözkonusu burada. Onlar hayatlarını yitirdiler. Dediğim gibi inşallah
ders olur, gerekli kaynak ayrılmış olur. Bir gazeteci arkadaşımızın, eski köprünün ayaklarıyla ilgili eleştirilerini daha önce dile getirdiğini ve bu köprünün her an yıkılabileceğini ifade ettiğini de biliyoruz. Sonuçta o gazeteci arkadaşımız burada yaşıyor, gerçekleri görüyor. Ama maalesef bu gerçekler Ankara’ya, bizim arzu ettiğimiz oranda yansımadığı için gerekli önlemler alınmıyor. Bizim ülkemizin bir özelliği var. Özellik şu, bir yerde risk varsa riskin olmasını bekliyoruz. İnsanlar hayatını kaybediyor, ondan sonra önlem alıyoruz. Uygar ülkeler ise risk doğmadan önlem alırlar, insan yaşamını güvence altına alırlar. Bizimle uygar ülkeler arasında böyle bir paradoks var.”
Kılıçdaroğlu, daha sonra acılı ailelere
başsağlığı dileğinde bulundu. Bir anne, Kılıçdaroğlu’na sarılarak, “Benim yavrumu kurtar Kemalciğim.” diye
gözyaşı döktü. Bir vatandaşın ihmal iddialarına ise Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi: "Köprünün altından kum ve bize söylenen, kaybolan minibüsün büyük ihtimalle kum toplanan çukurlardan birinde olabileceği şeklinde.”
CİHAN