Darbe
mağduru
emekli Üsteğmen Rahmi
Yıldırım,
Ankara Kenan
Evren ve
Tahsin Şahinkaya aleyhine açtıkları davaya müdahil olmak için başvuruda bulundu.
Yıldırım, başvuru dilekçesinde,
sanıkların, vefatı halinde davanın düşeceğine dikkat çekerek,
darbecilerin, suç ortaklarının ve
darbeci mihrakların böyle bir davayı engellemek için girişecekleri suikast ve benzeri tehditlere karşı, Evren ve Şahinkaya’nın can güvenliklerinin sağlanmasını talep etti.
Rahmi Yıldırım, 1957 yılında Çorum’da dünyaya geldi. Köyde
çiftçi bir
baba ve
ev hanımı bir annenin çocuğuydu. 1970 yılında girdiği sınavı kazanarak Kuleli Askeri Lisesi’ne girdi. Görüşleri nedeniyle 12
Eylül 1980 darbesinin ardından TSK’dan atılarak 2 buçuk yıl
hapis yattı. Yıldırım, o dönemde yaşadıklarını ve darbecilerin yargılama sürecine müdahil olma gerekçelerini anlattı.
Yıldırım, mahkemeye sunulan 6 sayfalık müdahil olma başvurusunda,
Kenan Evren ve Recep Ergun’un imzasını taşıyan
gözaltı ve serbest bırakma, TSK’dan ilişiğinin kesilmesi ile ilgili Kenan Evren’in imzaladığı üçlü
kararname kararlarını
delil olarak sundu. Mahkemenin taleplerini de değerlendireceğini ifade eden Rahmi Yıldırım, hem
Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak hem de doğrudan darbenin mağduru olarak
muhalif mağdur kimliği ile bu başvuruyu gerçekleştirdiğini söyledi. Yıldırım, başvuru dilekçesinde, sanıkların, vefatı halinde davanın düşeceğine dikkat çekerek, darbecilerin, suç ortaklarının ve darbeci mihrakların böyle bir davayı engellemek için girişecekleri suikast ve benzeri tehditlere karşı, Evren ve Şahinkaya’nın can güvenliklerinin sağlanmasını istedi.
“İddianame eksik
soruşturma genişletilmeli”
Evren’in ve Şahinkaya’nın sanık sandalyesinde olacağı davanın sağlık gerekçeleri nedeniyle yokluklarında devam edeceğini ifade eden Yıldırım, “Çok ağır suçlarının failleridirler. Ama Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde alelade tespitler yer almaktadır. Savcılık, darbecilerin ideolojisiyle iddianameyi kaleme almıştır. İddianame adeta sanıkların savunması niteliğindedir. İnsanlık suçu, ayrıntısı ile anlatıldığı halde, sanıklarla bağlantılı tutulmamışlardır. Sanıklar, hakkında işlenen suçlardan dolayı azmettirici oldukları gerekçesiyle bir ceza talebinde bulunulabilirdi. Tartışmaya açık bir şekilde zamanaşımı girmesi ile sadece darbeye teşebbüs iddiasıyla ceza talep edilmiştir. Bu suçları sadece iki kişi işleyemez. İddianame bu yönüyle eksik bir iddianamedir. Soruşturmanın genişletilmesi gerekmektedir.” diye konuştu.
“Sanıklar insanlık suçlarından yargılanmalı”
Rahmi Yıldırım, Evren ve Şahinkaya’nın kendilerini ‘kurucu irade’ olarak gördükleri ve haklarında yargılama yapılamayacağı yönündeki savunmaları ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Yıldırım, bu savunmanın mantıklı olduğunu ifade etti. Kendisinin de müdahil olma talebinin altında yatan gerekçenin bu olduğu izahını yaptı. Kendisinin olaya kurucu iradenin yargılanabilir mi yargılanamaz mı gibi dar hukuk çerçevesinden bakmadığını söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti: “Sanıklar, bu noktada insanlık suçlarından dolayı yargılanmalıdırlar. Soruşturmanın sadece iki sanıkla sınırlı tutulması yargılamanın iki kişi ile sınırlı tutulacağı endişesini ortaya çıkarmaktadır. Ben de bu gerekçe ile müdahil oldum. Suç ortakları kimse onları ortaya çıkarmamız gerekmektedir. Sıkıyönetim komutanları, hükümet üyeleri, yüksek yargının üyeleri dahil darbeye kimin katkısı varsa yargılanmalıdır.
İşkence suçları da daha hızlı görülmesi bakımından yerel
savcılıklara tevdi edilmelidir.”
MİLAT