Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın '
Kürtlerin anayasal bütün haklarını vereceğiz.' açıklaması demokratik
açılıma yeniden dönüldüğünün işareti olarak yorumlandı.
Askeri operasyonlardaki başarının devamının demokratik açılımın içinin doldurulmasıyla sağlanabileceğini belirten Stratejik
Araştırma Geliştirme Etüdleri Merkezi (SARGEM) Başkanı Doç. Dr.
Önder Aytaç, Kürtlere verilecek haklarda takvim açıklanmasını istedi. Aytaç reform örneklerini de şöyle açıkladı: "Devlet, 'Ocak ayında W, Q, X harflerin kullanılmasına izin veriyorum, şubat ayında Türküm doğruyum çalışkanım gibi bir saçmalığı insanlara dayatmaktan geri adım atacağım, mart ayında
trafik levhalarında
Kürtçe ve
Türkçe isimleri birlikte koyacağım' demeli. Somut öneriler
PKK'nın vatandaşın içinde kabul bulmasını yüzde 95'lerde kıracaktır."
Terör örgütüne dönük son operasyonlar,
KCK soruşturması, demokratik açılım gibi konularda
Cihan Haber Ajansı (Cihan)'a açıklamalarda bulunan SAGEM Başkanı Doç. Dr.
Önder Aytaç, askeri operasyonlardaki başarıda
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Necdet Özel'in tavrının önemli olduğunu söyledi. Özel'in şehit haberlerinin geldiği bölgede 3 hafta durmasının daha önceki genelkurmay başkanlarını sorgular hale getirdiğini ifade eden Aytaç, "Çünkü bundan önce hiçbir genelkurmay başkanının o bölgede 3 hafta durduğunu hatırlamıyoruz. Bundan sonra gelecek genelkurmay başkanları açısından da çıtanın çok yükseltilmiş olması demektir. Ben bundan sonra gelecek genelkurmay başkanları 4 hafta o bölgede durmuyorlarsa gene gerekli şekilde görevlerini yapmadıklarına inanırım." ifadesini kullandı.
"ASKER, POLİS, MİT VE KORUCU ORTAK ÇALIŞIYOR"
Terörle mücadelede değişen yeni stratejiyi anlatan Aytaç, ilk defa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın koordinesinde asker, polis, Milli
İstihbarat Teşkilatı,
korucu sisteminin
teröre karşı ortak çalışma yürüttüğünü belirtti. Çalışmada yüzde 100 eşgüdüm olduğunun söylenemeyeceğini dile getiren Aytaç, "Anlık istihbaratı MİT ile
emniyet birbiriyle paylaşaraktan fakat bu istihbaratın olaylarda somut adım atılmasına dönük başarısı hala yüzde 60'larda. Geçmişe göre kıyaslayınca çok iyi ama başlı başına yeterli değil." değerlendirmesini yaptı.
Aytaç, operasyonların aynı zamanda gariban
Müslüman Türk çocuklarının
Mehmetçik olarak şehit edilmesiyle, Müslüman Kürdün gariban, kandırılan, dağa çıkarılmış olan çocuklarının öldürülmesinin aynı değirmene su taşıyan ortak yapının işi olduğunu da ortaya çıkardığına işaret etti.
"ŞİKE YASASINA BENZER DÜZENLEME YAPILMASINDAN ENDİŞELİYİM"
Yıllardır eleştirilen kışın
teröristlere karşı operasyonların durdurulmasının tarihe karıştığını belirten Aytaç, 'Kışın terörist mağaraya, asker kışlaya' anlayışının bitmesiyle teröre ağır zaiyatlar verildiğini aktardı.
Artık
Ergenekon ile irtibatlı PKK'nın danışıklı dövüş şeklinde Mehmetçikleri, kandırılmış olan Kürt çocuklarını öldürerek hem Türk hem Kürt ailelerinde infial oluşturacak olmasının önüne geçildiğini aktaran Önder Aytaç, burada
şike operasyonu ve soruşturmasını örnek gösterdi. Aytaç, "Artık terörle mücadelede de şikenin yapılmış olmasıyla ilgili atılan adımlar son buldu. İstikrarlı bir şekilde terörle mücadelede üzerine gidilmiş olması başarıyı getirdi. Eğer şike ve rüşvet yasasındaki gibi geri adım atmayacak olursa hem Ergenekon'da hem de KCK ile mücadelede güvenlik güçlerinin hükümetin koordinesinde başarılı olması hayal değil. Ama benim endişem var; futboldaki şike ve rüşvetteki gibi bunda da muhtemel bir şike ve rüşvet yasasının çıkarılabilmiş olmasından... İnşallah biz bunu dememiştik deriz."
Doç. Dr. Önder Aytaç, PKK'nın yöneticileri Sabri ok,
Cemil Bayık,
Karayılan gibi insanlara kesin neticeler getirecek operasyonların yapılmasının bölgedeki insanları da rahatlatacağını söyledi.
"YENİ ATANAN EMNİYET MÜDÜRLERİ KCK'YI BİTME NOKTASINA GETİRECEK"
KCK operasyonlarına da değinen Önder Aytaç, Başbakan Erdoğan'ın en son
tayin ettiği il emniyet müdürlerinin bundan sonra KCK'nın doğudaki şehir yapılanmalarını bitme noktasına getireceğine dikkat çekti. "Keşke KCK ile mücadelede 2 -2,5 yıllık gecikme yapılmasaydı. Keşke demokratik açılımın içinin boş bırakılmasaydı, içi doldurulmuş olsaydı." diyen Aytaç, bundan sonraki süreç için de Kürt vatandaşlarını tatmin edecek tarihsel takvimleri belirleyerek reformların açıklanmasını istedi.
Aytaç, devletin reform listesini şöyle açıklamasının iyi olacağını ifade etti: "Ocak ayında W Q X harflerin kullanılmasına izin veriyorum.
Şubat ayında 'Türküm doğruyum çalışkanım' gibi bir saçmalığı insanlara dayatmaktan geri adım atacağım.
Mart ayında trafik levhalarında Kürtçe ve Türkçe isimleri birlikte koyacağım (Bundan devlet de bölünmez).
Nisan ayında Kürtçe edütlere izin vereceğim. Mayıs'ta
Mardin Artukoğlu Üniversitesi'nde Kürtçe mastıra izin verdiğim gibi üniversitelerin hepsinde izin vereceğim. Haziran ayında Kürtçe seçmeli derse izin vereceğim."
Aytaç, bu gibi somut açıklamaların yapılması halinde PKK'nın vatandaşın içinde kabul bulmasını yüzde 95 oranlarında kıracağını vurguladı. Bu somut adımların atılmaması halinde Kandil'den dönüşler sırasında yaşanan '
Habur kazalarına' benzer sorunların yaşanacağı uyarısında bulunan Aytaç, "Başbakan Erdoğan'ın da
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın da, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in de bunlardan dolayı adımlar atılmasını isteyeceklerini biliyorum." diye konuştu.
"VAN DEPREMİ KCK İÇİN KIRILMA"
KCK operasyonlarına karşı verilen tepkilerde önemli bir kırılma yaşandığının altını çizen Aytaç, bu durumu Van
depreminde Türkiye'nin tek
vücut halinde hareket etmesine bağladı. Aytaç, "KCK operasyonları başladığı sıralarda çok farklı
gösteriler oluyordu. Son dönemdeki operasyonlarda böyle gösteriler olmadığı gibi
Van depreminden sonra
Anadolu insanının Van'da tek vücut halinde 150
yardım TIR'ını göndermesinden sonra her şey değişti.
Dükkan kapatma,
kepenk indirme gibi sağda solda
eylem yapanlara o bölgedeki Kürt esnaflar
tekme tokat dövmüş ve defolun gidin demiştir." dedi.
(CİHAN)