CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül'ün talimatı ile harekete geçen
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK), “Dink
cinayetinde” davanın seyrini değiştirecek bilgi ve
belgelere ulaştığı ortaya çıktı.
Dink cinayetinde derin bir
örgütün varlığına ilişkin emarelere ulaşan DDK, cinayet öncesi ve sonrasında
kamu görevlilerinin de büyük ihmalinin olduğunu tespit etti. En büyük şok ise, cinayet sonrasında bazı evrakların, “tahrif edildiğinin” tespit edilmesinde yaşandı. DDK raporunda, Dink cinayetinde “kasıtlı” veya “kasıtsız” ihmali bulunan kamu görevlileri hakkında
soruşturma talep etmeyi planlıyor.
Şubat'ta kamuoyuna açıklanacak
İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in beş yıl önce öldürülmesiyle ilgili kamuoyunda büyük tepkiye yol açan kararının ardından gözler, Devlet Denetleme Kurulu'nun cinayetle ilgili yaptığı incelemeye çevrildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, “bitmek üzere” dediği DDK raporunun, kısa bir süre içinde Cumhurbaşkanı'na sunulacağı bildirildi. Raporun, Şubat ayı içinde ise kamuoyuna açıklanması ve
Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmesi planlanıyor.
50 bin sayfa belge incelendi
DDK, cinayetin perde arkasını aydınlatmak için yaklaşık 15 kişilik
ekip oluşturdu. Ekip, incelemelerini İstanbul,
Trabzon ve
Rize'de derinleştirdi.
Bu süreçte, tüm kurumlardan konuyla ilgili bilgi ve belgeler toplandı. DDK, bu süreçte yaklaşık 50 bin evrak üzerinde inceleme yaptı. Bu incelemeler sonucunda da önemli bilgi belgelere ulaştı.
Karartma skandalı ortaya çıktı
BBP eski Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasında, helikopterin beyni sayılan parçaların kamu görevlileri tarafından söküldüğünü tespit eden DDK, benzer skandalların Dink cinayetinde de yaşandığını belirledi. Yapılan incelemelerde, cinayetten önce ve cinayetten sonra kamu görevlilerinin “derin ihmalinin” bulunduğu belirlendi. Yapılan incelemede, cinayetle ilgili bazı kayıtların bilgisayar kayıtlarından silindiği, istihbarat raporlarının tarihlerinin değiştirildiği, yine bazı istihbarat raporlarının da kaybolduğu belirlendi. Yine, cinayetle ilgili bazı evrakların da “orjinalleri” bulunamadı. Fotokopi evraklarda ise, tahribatlar yapıldığı belirlendi.
Kamu görevlileri için soruşturma
DDK, halen cinayette ihmali bulunan kamu görevlilerini tam olarak tespit etmeye çalışıyor. Raporda, söz konusu kamu görevlilerin isimleri tek tek sayılarak haklarında bağlı oldukları kurumlar tarafından soruşturma açılması istenecek. Ayrıca aynı kişiler hakkında, suç duyurusunda da bulunulacak.
MAHKEME BULAMADI AMA
DDK 3 başlıkta ‘örgüt'ü buldu
DDK'nın incelemesi ile ilgili sızan ilk bilgilere göre, Dink cinayetinin bir örgüt tarafından gerçekleştirildiğini kanıtlayacak bilgi ve belgelere ulaşıldı. Örgüt üyeleri arasındaki ilişkiler de, “sanıkların arasındaki
telefon görüşmeleri”, “sanıklar arasındaki parasal bağlantılar”, “
yardım ve yataklık belgeleri” ile kanıtlandı. Söz konusu deliller, raporun eklerinde yer alacak. Ayrıca, sanıkların cinayeti planlı olarak işlediğine yönelik resmi bilgi ve belgelerinde bulunduğu belirtildi.
RAHİP SANTORA VE ZİRVE
İstanbul-Trabzon Rize
ölüm üçgeni
DDK ekibi, cinayetin derin yapılanma tarafından gerçekleştirildiğine yönelik de bilgilere ulaştı. Buna göre, cinayet, ölüm üçgeni olarak nitelendirilen İstanbul, Trabzon ve Rize'deki derin yapılanması tarafından gerçekleştirildi. Ayrıca, Dink cinayeti ile, zirve
yayınevi katliamı, Mc Donalds'ın bombalanması,
rahip Santoro suikastı ile bağlantısı bulunuyor. Derin yapılanma, söz konusu diğer olaylarda da aynı sistemle gerçekleştirdiği belirlendi.
SERVER SAĞLAYICI KİM?
Kara
propaganda işinde Samast izi
DDK Raporunda,
İnternet Andıcı belgesiyle gündeme gelen TSK tarafından kurulduğu kanıtlanan “kara propaganda” sitelerine de atıf yapılıyor. Bu sitelerden
Ermeni sorunuyla ilgili olanlarının internet
servis sağlayıcılığını “Samast” ailesinden bazı isimlerin gerçekleştirdiği tespit edildi. Bu durum kara propaganda siteleriyle ilgili Samast ailesine para aktarımı anlamına geliyor. Sözkonusu siteler Ermeni, Rum ve
Kürt gibi etnik kökenlerle ilgili ırkçı düzeyde yayın yapıyordu.
Star