Herkesin üzerinde birleştiği nokta, dönüşümün il il planlanıp acilen hayata geçirilmesi.
Eldeki veriler de bunu açıkça ortaya koyuyor. Zira 19,5 milyon yapı stoku bulunan
Türkiye'nin yüzde 55'i birinci derece deprem
bölgesinde. Yapıların yüzde 65'inden fazlası kaçak ya da ruhsatsız. Bu inşaatların da yüzde 60'ı 20 yaş üzerinde ve yüzde 40'ı oturulamaz halde.
Sanayi kuruluşlarının yüzde 98'i, barajların yüzde 95'i de deprem bölgelerinde kurulu. Bu vahim tabloya dikkat çeken uzmanlara göre, mevcut yapıların gözden geçirilerek güçlendirilmesi ve mahallelerin peyderpey yıkılarak yeniden inşa edilmesi kaçınılmaz. Dönüşüm süreci de en geç 8 ila 10 yıl içinde bitirilmeli. Öncelik, büyük illere verilmeli. Bu çerçevede
kentsel dönüşüm için harekete geçen ilk il
İstanbul oldu. Ancak sanayi, ticaret ve insan kaynağı açısından
ülkenin kalbi konumunda bulunan 12 milyonluk İstanbul, ruhsatsız yapı stoku sebebiyle büyük sancı çekiyor. Her alanda rantın yüksek olması, alternatif imar ve yerleşim alanı olmaması, çalışmaları güçleştiriyor. Bu yüzden,
yasal
düzenlemenin yapılması halinde projelerin hızlanacağı belirtiliyor. Kanun tasarısının önümüzdeki günlerde Meclis'e geleceğini belirten
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar, sorunlu yapıların yenilenmesi için düğmeye bastıklarını söylüyor.
"Artık depremle yaşamayı öğrenmeliyiz." 1999 yılında yaşanan
Marmara depreminin ardından en çok duyduğumuz sözlerden biri. Son yaşanan iki Van depreminin ardından yine benzer cümleler kuruluyor. Uzmanlar, katıldıkları televizyon programlarında neler yapılması gerektiğini uzun uzun anlatıyor. Ancak maalesef yıllardır istenilen noktaya bir türlü gelinemiyor.
Van'da meydana gelen 7,2 ve 5,6'lık depremlerden sonra
kentsel dönüşüm ve afete müdahale Türkiye'nin gündemine oturdu. İki depremde toplam 644 kişi hayatını kaybetti. Yaşanan depremlerin ardından
arama kurtarma alanında iyi not alan Türkiye'de şimdi kentleşmenin getirdiği, çarpık yerleşim alanları ve oturanların bile güvenemediği evler en büyük sorun. Kentsel dönüşümün önünü açacak yasa tasarısının önümüzdeki günlerde TBMM'de ele alınması bekleniyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ülke genelindeki sorunlu yapıların yenilenmesi için düğmeye bastıklarını söylüyor.
Kentsel dönüşüm yasasının acilen çıkarılması gerektiğine vurgu yapan KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet
Yıldırım, "İstanbul'da
Eyüp,
Zeytinburnu ve Esenler'de şu an kentsel dönüşüm çalışmalarımız sürüyor. Buralarda yaptığımız çalışmalar karşılıklı rıza ile yapılan çalışmalar. Yasanın çıkmasıyla çalışmalar da hızlanacak. Bize farklı ilçelerden de talepler geliyor ancak bunun için şu anki şartlar uygun değil. Yasanın bir an önce çıkarılması gerekiyor." diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle Van'da şehrin yeniden inşa edileceği bir kentsel dönüşüm çalışması başladı. Marmara'yı yerle bir eden 17
Ağustos 1999 depreminden bu yana kentsel dönüşümü, depreme güvenli evler inşa etmeyi konuşan kamuoyunda aradan geçen zamana rağmen yapılamayanlar uzmanları düşündürüyor. Çünkü 19,5 milyon yapı stoku bulunan ülkemizin yüzde 55'i birinci derece deprem bölgesinde. Yapıların yüzde 65'inden fazlası kaçak ya da ruhsatsız. Uzmanlar yapıların gözden geçirilerek acilen güçlendirilmesini veya yeniden inşayı da kapsayan kapsamlı il il planlanmış kentsel dönüşümün acilen başlatılmasını ve süreli şekilde bitirilmesini
öneriyor. Van'daki depremlerden sonra
yerel yönetimler ve hükümetin somut çözüm öneri ve adımlarıyla, kapsamlı kentsel dönüşüm projeleri masaya yatırıldı.
Zaman olarak kentsel dönüşümün nasıl yapılması gerektiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın acil öncelik verdiğini duyurduğu illerin yöneticileri ve uzmanlarıyla konuştuk. Kentsel dönüşümün satırbaşlarını uzmanlar ve şehir plancıları şöyle sıralıyor: Kentsel dönüşüm için gerekli
kanuni düzenleme hemen yapılmalı. Dönüşüm süreci ranta değil, depreme güvenli yapılar inşa etmeye odaklanmalı, vatandaş mutlaka ikna edilmeli ve süreçlere katılmalı. Büyük kentler müdahale sırasında öncelikli olmalı. Kentsel dönüşümden önce mevcut binalar incelenmeli ve zemin etütleri yapılmalı. Büyük ölçekli planlara uygun olarak yeni yerleşim alanları oluşturulmalı. Dayanıksız yapı stokunun bulunduğu yerlerdeki konutlar buralara taşınmalı.
İmarlar durdurulmalı. Kentsel dönüşümde devletin imkanlarının yanı sıra belediyelerin kaynakları da kullanılmalı.
Ruhsat kolay verilecek, denetim artacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar,
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın önümüzdeki günlerde TBMM'ye geleceğini söyledi. Bayraktar, "Kentsel dönüşüm yasasının Meclis'ten geçmesi ile birlikte
vakit kaybetmeden depreme dayanıksız binaları yıkmaya başlayacağız. Tüm Türkiye'de
afet riskini öne alan bir dönüşüm seferberliği başlatacağız." diyor. Kentsel dönüşüm yasasının çıkmasıyla birlikte vakit kaybetmeden depreme dayanıksız binaların yıkımına başlayacaklarını aktarıyor. Bayraktar, "Bir saniye bile beklemeye tahammülümüz yok. Bu konuda hem heyecanlı hem kararlı hem de titiziz." diye konuşuyor. Yapıların ciddi anlamda yenilenmeye ihtiyacı olduğunun altını çizen Bayraktar, kentsel dönüşümde İstanbul,
İzmir,
Bursa,
Eskişehir,
Kocaeli,
Bingöl, Van, Diyarbakır'ın öncelikli iller olacağı bilgisini veriyor. Şunları söylüyor: "Son on yıldır yapılar daha sağlam. Ancak artık ruhsat odaklı yapı modelinden denetim ağırlıklı bir yapı modeline geçmek durumundayız. Yani biz ruhsatı çok zor verme yerine kolay ruhsat vererek denetimleri artırmalıyız."
Türkiye'nin deprem geçmişi
ERZİNCAN 26-27
Aralık 1939: 7,2'lik depremde 32.962 kişi hayatını kaybederken yaklaşık 100 bin kişi de yaralandı.
Deprem sonucunda 116 bin 720 bina yıkıldı.
NİKSAR-ERBAA 20 Aralık 1942: Büyüklüğü 7,0 olan deprem sonucunda 3 bin kişi hayatını kaybetti, 6 binden fazla bina yıkıldı veya
hasar gördü.
TOSYA-LADİK 26
Kasım 1943: 7,2'lik depremde 2 bin 824 kişi öldü. 5 binden fazla kişi de yaralandı. Deprem sonucunda 40 bin bina yıkıldı veya hasar gördü.
YENİCE-GÖNEN 18
Mart 1953: Büyüklüğü 7,4 olan depremde 265 kişi hayatını kaybetti, 366 kişi yaralandı. Deprem sonucunda 6 bin 750 bina hasar gördü veya yıkıldı.
GEDİZ 2
8 Mart 1970: Depremde (7,2) bin 86 kişi hayatını kaybetti, bin 26 kişi yaralandı. 3 bin 500 ev tamamen yıkıldı, 17 bin bina hasar gördü.
BİNGÖL 22
Mayıs 1971: Büyüklüğü 6,7 olan depremde 878 kişi hayatını kaybetti, 700 kişi yaralandı. Deprem sonucunda 9 bin 111 bina hasar gördü veya yıkıldı.
LİCE 6
Eylül 1975: Büyüklüğü 6,9 olan depremde 2 bin 385 kişi hayatını kaybetti, 3 bin 339 kişi yaralandı. 23 saniye süren depremin ardından 8 bin 149 bina hasar gördü veya yıkıldı.
ÇALDIRAN-MURADİYE
24 Kasım 1976: Büyüklüğü 7,2 olan depremde 3 bin 840 kişi hayatını kaybetti ve 497 kişi yaralandı. 9 bin 232 bina hasar gördü.
GÖLCÜK
17 Ağustos 1999: Büyüklüğü 7,4 olan depremde 17 bin 127 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı. Türkiye'nin en büyük can kaybının yaşandığı depremin ardından 285 bin 211 konut, 42.902 işyeri hasar gördü.
BOLU-DÜZCE 12 Kasım 1999: Büyüklüğü 7,2 olarak ölçüldü. 845 kişi öldü, 4 bin 948 kişi yaralandı. Depremde hasar gören ve derhal yıkılması gereken bina sayısı 15 bin ev ve 2 bin 450 işyeri.
BİNGÖL
1 Mayıs 2003: 6,4 büyüklüğündeki depremde 176 kişi hayatını kaybetti, 520 kişi yaralandı. Deprem sonrasında 625 bina çöktü veya ağır hasara uğradı.
ELAZIĞ 8 Mart 2010: Büyüklüğü 6,0 olan depremde 41 kişi hayatını kaybetti, 34 kişi de yaralandı.
simav
19 Mayıs 2011: Büyüklüğü 5,9 olan depremde 2 kişi hayatını kaybetti.
VAN 23
Ekim 2011: İki depremde 644 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Depremde 72 bin 242 bina, işyeri, konut ve
ahır ağır hasar gördü veya yıkıldı.
Kentsel dönüşüm nasıl olmalı?
Bölgesel kentsel dönüşümler yapılmalı
Mücahit Demirtaş (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı): Eskiden kentsel dönüşüm bazı varoşların
modern kent anlamında dönüşümüydü. Artık kentsel dönüşümden kasıt deprem dönüşümü. Şehirlerin gelecekte bulunacakları konumlar da esas alınmalı ve planlamalar ona göre yapılmalı. Büyük ölçekli planlara uygun olarak yeni yerleşim alanları inşa edilmeli. Dayanıksız yapı stokunun bulunduğu yerlerdeki konutlar buralara taşınmalı. Bir şehirdeki
trafik sorununun giderilmesi için bile sorunlu bölgenin kentsel dönüşümü yapılmalı.
Finansal düzenleme unutulmamalı
Prof. Dr. Murat Balamir (
ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi): Doğru bir kentsel dönüşüm için vatandaşın katılımı şart. Yasal düzenlemelerde işin durmasını engellemeyecek maddeler yer almalı. Yani
itiraz edenleri de bağlayacak bir düzenleme olmalı ki başlanan dönüşüm yarıda kalmasın. Finansal bir düzenleme de yapılmalı. Özellikle İstanbul'un acilen yenilenmesine başlamak gerekiyor. 2003 yılında üniversitelerle birlikte hazırladığımız İstanbul Deprem Master Planı'nda yer alan bilgiler hayata geçirilseydi, bugün deprem konusunda çok yol alınmış olurdu.
Vatandaşlar
mağdur edilmemeli
Tayfun
Karaman (Türkiye Makine Mühendisleri Birliği
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı): Mevcut binalar tek tek incelenmeli. Deprem sonrası hasar durumu şimdiden belirlenip ya güçlendirilmeli ya da yıkılıp yeniden yapılmalı. Mevcut dönüşüm uygulaması şeklen tartışmalı bir durumda. Dönüşüm bölgesine yakın şekilde ikamet edilecek bir formül bulunmalı. Dönüşüm, vatandaşları mağdur etmeden yapılmalı. İstanbul gibi sağlıklı bir kentsel çevre sunmayan şehirler dönüştüğünde, vatandaşlar da bundan fazlasıyla yararlanacak.
Hastane ve okullar öncelikli olmalı
Murat Doğan (Denetim Laboratuvarları Derneği Kurucu Başkanı): 1998 afet yönetmeliği öncesi yapılan binalar öncelikli olarak elden geçmeli. Bu tarihten sonra Türkiye'de hazır
beton kullanımı arttı. Özellikle hazır beton kullanılmayan binalar daha titiz bir çalışma gerektiriyor. Kullanılan beton ve
demir aralığı gibi konular incelenmeli. Hastane, okul,
alışveriş merkezi gibi kamuya açık yerler öncelikli olarak incelenmeli.
ZAMAN