Aydoğan Vatandaş'tan çok çarpıcı bir yazı...
İSMAİL GÜNEŞ'İ KİMLER ÖLDÜRDÜ?
Geçen yazımda
Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşürülmesi konusuyla ilgili bulgularımı ve bazı önemli detayları paylaşmıştım. Bu yazımda 6
Nisan tarihli Zaman gazetesinde kıymetli kardeşim Emre Soncan'ın yazdığı haberi inceleyerek ve de Ankara'da edindiğim son bilgilerle konuya biraz daha açıklık
kazandırmak istiyorum.
Soncan'ın haberine göre, savcılığa gönderilen askerî görev çizelgesi
kayıtlarında,
arama-
kurtarma çalışmalarına katılan iki askerî helikopterin 25
Mart günü
enkazın bulunduğu
bölgede olduğu net bir şekilde görülüyordu. Çizelgede, helikopterlerin güzergâhı, üslerinden kalkış ve üslerine iniş saatleri yer alıyordu.
Ankara'da yaptığım son temaslardan edindiğim bilgilere göre, söz konusu belgelerin sadece görev çizelgelerinden ya da heliopterlerin kaza bölgesinde olduğunu gösteren
radar kayıtlarından ibaret olmadığı, 25 Mart 2009 tarihinde saat 19.40'ta enkaz bölgesinde iki helikopterin aynı zamanda fotoğraflandığı yönünde.
Aldığım bilgilere gore, TC-HEK işaretli helikopterin düştüğü bölge itibari ile
Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki radarlardan alınan bilgiler anında Ankara'da
Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki Bölge Hareket Merkezi'ne kaydediliyor. Bu bilgilerde dost veya düşman olarak kodlanmış her türlü
hava aracı, nerede olursa olsun kodları ve işaretleri ile birlikte net bir şekilde görülüyor.
Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin hayatını kaybettiği helikopter de, önceden dost olarak kodlanmış ve her anı görülebilen hava araçlarından. Türkiye'nin her yerinden gelen bu anlık bilgiler ile Türkiye haritası üzerinde ‘Türk Hava fotoğrafı' çıkarılarak kayıt altına alınıyor. Bu işleme MY Modülü (Muharebe Yönetimi Modülü) deniyor. Bu kayıtlara askeri ve
havacılık terminolojisi ile ‘
hava sahası izleri' adı veriliyor. TC-HEK işaretli 6 kişiye
mezar olan helikopterin son kalkış yeri
Kahramanmaraş Çağlayancerit'ten düştüğü bölgeye kadar olan hareketlilik, izler, düştükten sonra o bölgeye gelen giden hava araçları, hava sahası izlerinde görüldüğü belirtiliyor. Özellikle de helikopterin düştüğü sırada, öncesi ve hemen sonrasında iki adet “J” kodlu helikopterin o bölgede olduğu belirtiliyor. Aldığım duyumlara gore söz konusu helikopterlerin enkaz bölgesinde olduğunu gösteren fotoğraflar bir
dosya halinde soruşturmayı yürüten Özel Yetkili
Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na da 3 ay önce teslim edildi.
‘J' KODLU HELİKOPTERİN PERSONELİ ENKAZ BÖLGESİNDE NE YAPTI?
O halde "J" kodlu helikopterlerin kaza mahallinde her hangi bir
yardım ve kurtarma çalışmasında bulunmadıkları kesin olarak bilindiğine gore, sormamız gereken soru, ‘J' kodlu helikopterlerin ve mürettebatının orada neden bulundukları ve ne yaptıkları sorularıdır.
Aklıma gelen 2 ihtimal bulunmaktadır.
NEDEN:
1-Muhsin Yazıcıoğlu'nda bulunduğunu düşündükleri bazı evraklara el koymak.
2-Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin kesin olarak öldüklerinden emin olmak.
BAŞKA NE YAPMIŞ OLABİLİRLER:
O sırada büyük olasılıkla hayatta bulunan gazeteci İsmail
Güneş'i öldürmüş olabilirler!
Bunu düşünmemiz için son derece önemli bir nedenimiz var. O da şu.
İsmail Güneş'in 112 ile yaptığı
telefon konuşmalarından birinde, ‘Bu
arkadaş kim, ya' dediği kesin olarak biliniyor.
Nitekim, Cihan Haber Ajansı'nın başarılı muhabiri Köksal Akpınar'ın 19 Temmuz 2011 tarihli haberinde yazdığı gibi, İsmail Güneş'e yapılan
otopsi raporunda, Güneş'in çenesinin kırık olduğu net bir şekilde ortaya çıkmış durumda. Peki çenesi kırılmış olan bir insanın telefon konuşması yapması mümkün müdür?
Cevap tek kelimeyle HAYIR.
25 Mart 2009 tarihinde saat: 15.03'te düşen helikopterde gazeteci İsmail Güneş'in otopsi raporunda 4 ila 6 saat arasında
vefat ettiği belirtiliyor. Yine Cihan Haber Ajansı'ndan Köksal Akpınar'ın ortaya çıkardığı Güneş'in TİB kayıtlarına göre 19.04'e kadar tam 16 kez aranarak 12 dakikalık
telefon görüşmesi yaptığı da kesinleşmişti.
Peki İsmail Güneş'in cesedi nerede bulunmuştu?
Enkazın bulunduğu alandan yaklaşık 500-600 metre aşağıda!
Peki orada telefon çekiyor mu?
HAYIR ÇEKMİYOR!
Yani İsmail Güneş'in o telefon görüşmelerini nerede yapmış olması gerekiyor?
HELİKOPTERİN İÇİNDE!
Dolayısıyla
Gazeteci İsmail Güneş 19.04'ten sonra da hayattaydı!
O halde başa dönelim.
İsmail Güneş büyük olasılıkla hayatteyken, ‘J' kodlu helikopterler ve mürettebatı o sırada oradaydılar.
Peki İsmail Güneş'in en son telefon konuşmasını yaptığı zaman aralığında kar kalınlığı iddia edildiği ya da varsayıldığı gibi, helikopter koltuğuyla kayacak kadar var mı?
Hayır YOK. Yoğun kar yağışı
akşam 22:00'dan sonra başladı.
İsmail Güneş 112 ile görüşmesi sırasında ne demişti ?
‘Bu arkadaş kim ya?'
İsmail Güneş'in bacağı iki yerden kırık.
Helikopter enkazdından çıkıp, koltukla beraber aşağı doğru kayabilmesi mümkün mü?
HAYIR DEĞİL!
Nitekim CHA muhabiri Köksal Akpınar'ın yayınladığı İsmail Güneş'in bulunduğu
olay yeri inceleme tutanağında da O KOLTUĞUN İSMAİL GÜNEŞ'İN YANINA GÖTÜRÜLDÜĞÜ YAZILIYDI!
O halde soru şudur:
İsmail Güneş'in çenesini keçiler mi kırdı, o koltuğu Güneş'in yanına keçiler mi götürdü ve de koltukla beraber aşağı keçiler mi yuvarladı?
Aydoğan Vatandaş