İnternet andıcı soruşturması kapsamında tutuklanan
Genelkurmay eski Başkanı
İlker Başbuğ'un tutuklanmasına yapılan
itiraz reddedildi. Başbuğ'un yüce divanda yargılanması talebi de isnat edilen suçun görev kapsamında olmaması, anayasal düzene karşı suçlardan olması nedeniyle kabul edilmedi.
Başbuğ'un
avukatı İlkay Sezer, görev ve tutukluluk yönünden
mahkemeye itiraz dilekçesi vermişti. İtirazı önce tutuklamayı yapan
nöbetçi İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi üye hakimi incelemiş ve kararının yerinde olduğuna hükmetmişti. Bunun üzerine itiraz dilekçesi İstanbul 12.
Ağır Ceza Mahkemesi
heyeti tarafından incelendi.
Mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, üye hakimler
Mehmet Karababa ve Mehmet Hamzaçebi'nin olduğu heyet, avukat Sezer'in
Yüce Divan talebiyle ilgili de karar verdi. Başbuğ'a isnat edilen suçun "Anayasal Düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar"dan olduğunu belirten mahkeme, suçun "
terör suçu" olarak nitelendirildiği ve
Terörle Mücadele Kanunu'na göre terör suçlarına bakma görevinin özel yetkili mahkemelerde olduğunu ifade etti.
Başbuğ'un, suç tarihi itibariyle 26.
Genelkurmay Başkanı olduğu hatırlatılan kararda, 1324 sayılı "Genelkurmay Başkanının Görev ve yetkilerine Ait Kanun"da Genelkurmay Başkanının görev ve yetkilerinin açıkça belirlendiğine vurgu yapıldı. Anayasa'nın 145. maddesi ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde "Anayasal düzen ve bu düzene karşı işlenen suçlara ait davalara her halde
adliye mahkemelerinde görülür" hükmünün, atılı eylemlerin kim tarafından işlenirse işlensin adliye mahkemelerinde yargılanacağının açıkça ve kesin biçimde düzenlendiği belirtildi.
Anayasa'nın 148. maddesindeki "Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar" hükmüne de yer verilen kararda, "Şüphelinin Yüce Divan'da yargılanması hususunun görev ile ilgili suçlarla açıkça sınırlandırıldığı, isnat edilen eylemlerin görev kapsamında değerlendirilmesinin hukuken olanaksız olduğunun" anlaşıldığı ifade edildi.
Mahkeme kararına şöyle devam etti: "
İlker Başbuğ'a isnat edilen eylemlerin 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar'dan olduğu,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 145. ve 148. maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemeleri
kanunu birlikte göreve ilişkin itirazın reddine karar verildi."
Tutukluluk haline ilişkin itirazın değerlendirmesini de yapan heyet kararında, "Dosya kapsamı,
dosyada bulunan belgeler ve içerikleri dikkate alındığında
şüpheli İlker Başbuğ'a isnat edilen eylemleri işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin vardlığını gösteren olguların bulunduğu ve halen devam ettiği, atılı eylemlerin CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan 'Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar'dan olduğu, şüphelinin soruşturma aşamasındaki tutum ve davranışları dikkate alındığında, delillere etki etme ve karartma şüphesinin bulunduğu anlaşıldığından, mahkememiz nöbetçi hakiminin tutuklamaya ilişkin kararından bir isabetsizlik görülmediğinden tutukluluk haline ilişkin itirazın reddi ile şüpheli İlker Başbuğ'un tutukluluk halinin devamına karar verildi." ifadelerini kullandı.
Kararın kesin olmak üzere oy birliği ile verildiği kaydedildi.
CİHAN