Arslan'ın bugünkü köşe yazısının ilgili bölümü...
Türkiye'nin
PKK terörüyle imtihanı sürüyor. Dün de Bingöl'de 8 polisimizi şehit verdik. Maalesef bütün istihbarat raporları, terör analizleri PKK'nın şiddeti tırmandıracağını gösteriyor.
Örgüt kış üslenmesine çekilinceye kadar saldırılara hız verip Türkiye'yi tekrar masaya oturtma derdinde. Tabii
sivil kayıplar ve artan şehitlerle oturacağı masadan kendi istediğini alacağına inanıyor.
Bunca şehide ve saldırıya rağmen hâlâ PKK'ya sempatiyle
bakan birtakım aydınımıza hatırlatalım:
PKK, Öcalan İmralı'dan çıkıp Leninist usullerle kurulmuş bir Kürdistan'ın başına geçmeden durmayacak.
Yani şimdilik kültürel bir aktivite gibi lanse edilen bölünme senaryoları hayata geçecek. Bunu kabul edebiliyorsak yani 'verip kurtuluyorsak' sorun yok.
Fakat 'bölünebilmek' de bir başarıdır, Türkiye'nin öyle bir yeteneği yok. Yani bugün PKK ile masaya oturup Türkiye'yi bölmek istesek bile bunu başaramayız.
Belki tekrar olacak ama bu sorunun çözümü ne 'vur kurtul' ne de 'ver kurtul'. PKK kan dökmekten keyif alan bir
örgüt. Şimdilerde Türkiye'ye yan bakan ülkelerin de desteğiyle pervasızca saldırıyor.
O yüzden eğer
Kürt sorununu çözebileceksek önce PKK'yı bertaraf etmemiz gerekiyor. Çünkü elinde
silah kan dökmeye devam eden bu örgüt olduğu sürece
ne Kürt sorunu çözülür ne de Türkiye'yi bugüne kadar bir beraber tutan bağlar ayakta kalır.
Yani Kürt sorununu çözebilecek zemini hazırlamak için etkin güvenlik politikaları gerekli. Bu açıdan son günlerde komuta kademesinin bizzat sahaya inmesi çok önemli.
Necdet Özel'in bizzat operasyonları yönetmesi bir dönüm noktası olabilir. İddia ediyorum, gerçekten etkili bir mücadele yapılsın PKK birkaç ay içinde beyaz bayrak çekecektir.