İstanbul 7. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan
tutuklu sanık Abdullah Uçmak ile taraf avukatları katıldı.
Davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Ebubekir
Melih Şentürk, suç tarihinde (2002) müşteki
Tatlıses kendisine ait araçla giderken olay yerinde önlerinin başka bir araçla kesildiğini belirtti.
Savcı Şentürk, olay yerinde araçtan inen kişinin Tatlıses'e bir not kağıdı bıraktığını ve nottaki
telefon numarasını arayan Tatlıses'i, sanık Uçmak'ın tehdit ederek para istediğini ifade etti.
Bu nedenle sanık Uçmak'ın tehditle para almaya teşebbüs ettiğini ve sanığın evinde yapılan aramada ruhsatsız
silah bulunduğunu söyleyen savcı Şentürk, Uçmak'ın Tatlıses'e karşı yağmaya teşebbüs suçunu işlediği savıyla bu suçtan ve ruhsatsız silah suçundan cezalandırılmasını istedi.
Esas hakkındaki savunması sorulan sanık Abdullah Uçmak ise bu olayla ilgili herhangi bir
delil olmadığını iddia ederek, ''Tatlıses, cezaevinde yatmam için elinden geleni yapmaktadır. Halen de bu devam etmektedir'' dedi.
Uçmak, ''yağma'' suçunu işlemediğini öne sürerek, beraatini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık Uçmak'ın yağma suçunun sabit görüldüğünü ifade ederek, Uçmak'a 6 yıl
hapis cezası verdi. Suçun teşebbüs aşamasında kaldığını kaydeden
mahkeme heyeti, cezayı 1 yıl 6 aya indirdi.
Cezayı, sanığın duruşmadaki iyi halinden 1 yıl 3 aya düşüren mahkeme heyeti, sanık Uçmak'ın ''ruhsatsız silah taşımak'' suçunun ise
zaman aşımı süresi dolduğu için ortadan kaldırılmasına hükmetti.