Habertürk'ün haberine göre Çelik'e sorulan sorular ve konuşmasının satırbaşları şöyle: Ak Parti'nin kuruluşundan beri bulunuyorum. Biz en büyük hileyi hilesizlikte buluruz.
Bizans oyunlarına rağbet etmeyiz.
TBMM demokrasinin tecelligahıdır. Sayın
Meclis Başkanı Türkiye'de ikinci insandır. Cumhurbaşkanına vekalet eden insandır. Sayın
Meclis Başkanı kendi şahsı adına da Meclis Başkanı sıfatıyla yaptığı açıklamalarının yankı bulması önemlidir.
Gaziantep'teki şehitlerin cenazesinde d
e devlet protokolü bir arada bulundu. Muhalefet de bulundu. Sayın Cumhurbaşkanımız bunun bir 'Gaziantep ruhu' olduğunu söyledi. Bize sorduklarında ben şahsen bu görüntünün önemli olduğunu resimde kalmaması gerektiğini söyledim. Sayın Meclis Başkanımız da sorumluluk konumundadır. Herkesi
terör karşısında aynı tavrı takınmaya çağırmasını son derece olumlu buluyoruz. Sayın Çiçek'in milli mutabakat metni örneği sunmasını hiçbir zaman yadırgamıyoruz. Sayın
Bülent Arınç,
muhtıra kelimesinin niçin kullandığını bizzat kendisi ifade etti. Bunun üzerine çok şey ilave etmeme gerek yok. Ben parti adına şöyle konuştum; TBMM Başkanı diğer
siyasi partileri de işin içine katarak yapsaydı, muhalefet temsilcilerini davet etseydi, bu işin endişesini taşıyan herkese öncülük yapalım deseydi, o zaman bu bir milli mutabakat metni olabilirdi.
Fikret Bila: Sayın Cemil Çiçek deneyimli bir siyasetçi. Hem bakanlık görevleri var. Niye böyle bir yöntem kullandı? Bireysel bir çıkış yapmasını neye bağlıyorsunuz?
Niye sorusunun muhatabı ben değilim. Sayın Başkanın bizatihi kendisi niye sorusuna size verdiği mülakatta söyledi. Onun beyanlarını esas almak durumdayız. Eğer
TBMM Başkanı sıfatıyla böyle bir açıklama yaptıysa, diğer siyasi partilerle istişarede bulunmadıysa zaten eksik kalır. Eğer şahsı adına bir girişimiyse bu milli kelimesi havada kalır. Bu terör bizim gözyaşlarımızı döküyor, annelerin yüreğine kor düşüyor. Bu ancak topyekün iradeyle çözülür yaklaşımı iyi niyetlidir. Ancak bizim üzerinde durduğumuz mesele yöntem meselesidir. Sayın Başkanın çıkışı, irade beyanı aslında çağrıda bulunduğu doğru bir zemindir fakat usul açısından bazı sıkıntılar vardır. Cemil Bey Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu Başkanlığı'nı da yapmıştır. Cumhurbaşkanı,
Başbakan, TBMM Başkanı bir metin yayınlar. Hiçbir metin üzerinde konuşulmaz, tartışılmaz değildir. Dolayısıyla sayın Başkan'ın yayınladığı metnin siyasi partiler tarafından konuşulması, eleştirilmesi yadırganacak bir şey değildir. Biz
Kürt meselesiyle ilgili olarak dün de söyledik, bugün de söylüyoruz. Terörle mücadele konusunda, Kürt meselesinin halli konusunda kimin derde deva bir düşüncesi varsa onu almaya ve gereğini yapmaya hazırız. Diyelim ki, bu
teklif CHP'den mi geldi, parlak bir teklif, MHP'den mi geldi. CHP ve MHP şeref payına sahip olsun ama yeter ki, bu kan dursun.
SAYIN KILIÇDAROĞLU'NUN GİRİŞİMİ ÖNEMLİYDİ
Sayın Kılıçdaroğlu fevkalade önemli bir çıkış yaptı ve herkes bunu olumlu karşıladı. MHP baştan kapıları kapattı. Sayın Başbakan derhal randevu vardı ve Sayın Kılıçdaroğlu
arkadaşıyla geldi görüştü. Sayın Başbakan 'Biz Ak Parti siz CHP olarak gelin irade koyalım' dedi. CHP'den o gün bugün olumlu bir
cevap alamadık. Bugün cevap verirlerse yarın çalışmaya başlayabiliriz. Bütün bunlara açığız.
CEMİL BEY SİYASETTE ABİ DEDİĞİMİZ İSİMLERDENDİR
Cemil Bey siyasette duayen insanlardan biridir. Bizim de siyasette 'abi' dediğimiz insanlardan biridir. Niyeti ve çıkışı itibarıyla irade beyanı olarak son derece olumlu karşıladığını söyledik. Hassasiyete davet eden 11 madde
eylem planı ve çözüm planı olmadığını söylemeye çalışıyorum. Şu anda kendisi bağımsız olsa da Ak Parti milletvekilidir. Yarın Meclis Başkanı bittiği zaman o da bizim aramıza dönecektir, beraber siyaset yapmaya devam edeceğiz. Cemil Bey'e karşı ser cevaptan Bülent Bey'in muhtıra kelimesi kastediliyor. Keşke şöyle olsaydı daha iyi olurdu temennisinde bulunduk. Bu çok büyütülmesin.
Abdülkadir Selvi: Son 5-6 aylık dönemde tanık olmaya başladık. Sayın Cumhurbaşkanı ile sayın Başbakan'ın danışmanlarının sözleri tartışıldı. Ak Parti'de ne oluyor?
Çok sertleşen, birbirini hırpalayan aramızda bir tavır olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı meselesi geride kaldığı için ona dönmeyeceğim. Sayın Cumhurbaşkanımızın da, sayın Başbakanımızın da bizim için değerli olduğunu, birbirlerine güvenlerin de birçok kez
test edildiğini ifade ettim. Bir arkadaşımızın sözleri sayın Cumhurbaşkanımızı kırmışsa çok üzülürüz, kendisini kırmak bizim aklımızın ucundan bile geçmez. Ama şunu gözardı etmeyin, 10 yıldır iktidara olan bir partiden söz ediyorsunuz. Zaman zaman bu mekanizma içerisinde tartışmaların, farklı düşüncelerin olabileceğini gözardı etmemelisiniz. Diyelim ki, bir milletvekilimiz sizi ve beni rahatsız eden bir beyanda bulundu. Düşünce özgürlüğü oldukça, şiddet içermedikçe,
hakaret olmadıkça diyebilir. Bizim partimizin genel tavrının benimsemeyeceği beyanda bulundu diye derhal
disiplin soruşturması mı yapalım? Öyle bir şey yok.
Hükümetin fikirlerini hükümet sözcüsü, partinin fikirlerini parti sözcüleri ifade eder. Zaman zaman bizim arkadaşlarımız aykırı fikirler ifade eder, bu da kendilerini bağlarlar. CHP'de aynı olunca 'arkadaşlarımızın şahsi görüşleri' derler ona bir şey yok, ama bize söylerler. Biz kendi kalemize değil karşı kaleya gol atarız
TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ AK PARTİ'DEN BAĞIMSIZ DEĞİL
Türkiye'nin geleceği Ak Parti'nin geleceğinden bağımsız olarak düşünülmüyor. Bizim siyasi muhaliflerimiz var. Onlar da 'iki kişi şöyle birbirine girse de biz de oh desek' diyenler var. Bütün samimiyetle söylüyorum; bizim partimizdeki sevgi, saygı ortamı hiçbir siyasi partilerde yok. Zaman zaman bazı arızalar olabilri. 2014 hesaplarını ayak oyunlarıyla yapanlar kaybeder. Sayın Başbakan yasaklıyken de konuşuluyordu. Sayın Başbakan o zaman '
Abdullah Gül bey bizim başbakan adayımızdır' dedi. Sayın Başbakan Siirt'te milletvekili seçildiği gün sayın Gül
istifa etti. Meclis Başkanlığı için de spekülasyonlar yapılıyor. Bizden 5 arkadaş o göreve talip olabilir ama kavgaya dönüşmez. Kurulduğumuz gün hep ayrılsalar temennide bulunuyorlar.
Abdülkadir Selvi: Kendi kalenize gol atma durumu olabilir mi?
Bizde kendi kaleye gol atılmaz, hep karşı tarafa gol atılır. Arkamızdaki seyircimiz çok güçlü. 7 kere
halk hep bizim karşımızdakilere gol attı.