Dink ailesinin
avukatı
Fethiye Çetin,
sanıklarla irtibatı tespit edilen 5 kişinin,
cinayetin işlendiği gün
tetikçi Ogün Samast'ın yakınında bulunduğunu, cep
telefonu kayıtlarından tespit ettiklerini açıkladı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 2'si
tutuklu 19 sanığın yargılandığı
davanın 24.
duruşmasına TİB (Telekominikasyon İletişim Dairesi ) kayıtları damga vurdu. Duruşmada Dink'in avukatları, olay günü cinayet mahalinde kullanılan 5 numaranın davanın tutuksuz sanıkları Mustafa
Öztürk ve
Salih Hacısalihoğlu ile irtibatını tespit ettiklerini açıkladı.
İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada söz alan Dink ailesinin avukatlarından
Fethiye Çetin, "TİB tarafından gönderilen 6 bin 235 görüşme ve 9 bin 300 numaranın yer aldığı kayıtlarda, mahkemenizde yargılanmakta olan sanıklarla irtibatlı herhangi bir kişinin olmadığı bilgisi doğru değildir." dedi. Bu kayıtlarda bulunan kimi telefon numaraları ile
dosya sanıklarının doğrudan irtibatının tespit edildiğini vurgulayan Çetin, "Dosyamız sanıklarından
Mustafa Öztürk ve
Sahil Hacısalihoğlu ile doğrudan irtibatlı olan ve çok sayıda görüşme yaptığı tespit edilen numaraların olay günü ve saatinde
olay yerinde olduğu, olay günü bazı görüşmeler yaptıkları tespit edilmiştir" diye konuştu.
1 SANIKLA 19 GÖRÜŞME
"Olay günü bölgede bulunan 5 kişinin veya numaranın sanıklarla doğrudan irtibatlı olduğu ve olay gününden önce değişik kereler görüşme yaptıkları ortaya çıkmıştır" diyen Çetin, şöyle devam etti: "Örneğin, X numaralı telefondan sanıklardan Mustafa Öztürk ile 22
Ekim 2005-27 Ocak 2007 arasında muhtelif zamanlarda 19 görüşme yapıldığı dosyamızdaki mevcut
belge ve kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bu numaranın olay günü olay yerinde olduğu da TİB'ten gelen kayıtlarda açıkça görülmektedir." ifadelerini kullandı.
14 KİŞİ DE ŞÜPHELİLERLE İRTİBATLI
Avukat Çetin, olay yerinde olmamakla birlikte olay yerinden aranan 14 kişinin de yine sanık ve
şüphelilerle irtibatlı olduklarını tespit ettiklerini iddia etti. Çetin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü yargı makamlarını yanıltma,
delil karartma, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleme yönünde tutum sergilemekle suçladı. Dink'in öldürüldüğü gün olan 19 Ocak 2007'de şüpheli görünen bir şahsın
Akbank Pangaltı Şubesi ve Saray Kumaşçılık önünde olmak üzere iki noktadan cep telefonuyla konuştuğunun
güvenlik kameraları görüntülerinden tespit edildiğini vurgulayan Çetin, bu şahsın kimliğinin tespit edilebilmesi için talepleri üzerine, olaydan yaklaşık 5 yıl sonra TİB'den gönderilen kayıtlarda Akbank ATM ve Saray Kumaşçılık güvenlik kameralarının zaman göstergelerinin uyumlulaştırıldığını ve incelemenin de bu farklılık gözetilerek yapıldığını savundu.
HTS DÖKÜMLERİ İNCELENSİN
Avukat Çetin, 18 ve 19 Ocak günlerinde olay yeri ve çevresindeki baz istasyonlarından yapılan görüşmelere ilişkin tüm kayıtlar ile numaraların olay tarihi olan 19 Ocak 2007'den geriye doğru 5 ay ve ileriye doğru da 1 aylık süreye ait HTS dökümlerinde görülecek olan numaralara ilişkin tüm kayıtların muhafazası için
tedbir konulmasına karar verilmesini talep etti.
'Kullanıldım'
itirafı
Duruşmada söz isteyen tutuklu sanık
Yasin Hayal de tetikçi Ogün Samast gibi kullanıldığını itiraf etti. Tuklu bulunduğu cezaevinde, gardiyanlar tarafından tehdit edildiğini iddia eden Hayal, "Bütün dünyanın şunu bilmesini istiyorum: Ben kullanıldım. Benim gençliğimden, benim heyecanımdan ve fakirliğimden faydalanan
Türkiye Cumhuriyeti, beni ortadan kaldırmak istiyor. Bir gün ölürsem,
otopsi yapmaya kalkarsanız, buna gerek yok. Benim katilim bellidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Şu an itibariyle
isyan başlatıyorum. Sunduğum dilekçedeki şartlar yerine getirilene kadar da isyanımı sürdüreceğim" dedi. Dink ailesi avukatlarından Arzu Becerik'in 'sizi kim kullandı' sorusu üzerine Hayal, isim saklamadığını belirterek, "Benim birebir muhatap olduğum Erhan Tuncel'dir. 2004'te Mcdonalds'ın bombalanmasının ardından beni gözaltına alan Yahya Öztürk,
Trabzon emniyetinde bana 'Sen bir kahramansın' demişti. Olayların üzerinden zaman geçti. Ben dün yediğimi bile hatırlamıyorum. Erhan ile kimlerle görüştüğümü anımsamıyorum" şeklinde konuştu.
Savcı: Emniyetin kusurlu olduğunu düşünmüyoruz
Duruşmada söz alan Savcı Hikmet Usta, müdahil avukatlarının incelemede bulunduklarını belirttikleri TİB kayıtlarına ilişkin bir açıklama yaptı. Usta, "Müdahil avukatlar, TİB kayıtlarıyla ilgili dilekçelerini bize de sundu. Biz de bununla ilgili olarak çok acil İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazı gönderdik ve yeni bir değerlendirme ile
rapor hazırlamalarını istedik" dedi. Emniyet beyanlarının henüz kendilerine gönderilmediğini belirten Usta, "Bize henüz bir rapor göndermediler ancak şifai olarak, yapılan telefon görüşmelerinin cinayet günü yapılmadığını, görüşmelerin cinayetten çok önce yapıldığını ve cinayetle bir ilgisi olmayan görüşmeler olduklarını belirttiler. Bu kayıtlar Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli uzman kişilerce incelenmiştir. Avukatların söylediği gibi bir durum söz konusu değildir. Davamızın şüphelisi olan kişileri arayan herkesi cinayetin sorumlusu olarak göstermek doğru değildir. HTS kayıtlarını inceleyen özel bir birimi de içinde barındıran İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bilerek bir hata, kast ya da kusuru olduğunu düşünmüyoruz" dedi.
Adalet için dimdik ayakta Hrantlarız
Duruşma öncesi
Beşiktaş Meydanı'nda toplanan "Hrant'ın Arkadaşları" grubu
adliye önüne yürüdü. Her duruşma öncesi "Hrant'ın Arkadaşları" grubundan farklı bir ismin yaptığı açıklamayı bu kez, yazar
Aydın Engin yaptı. Açıklamada; "Beş yılın sonuna yaklaştınız. Bizler değil siz. Beş yıl boyunca gerçek katilleri, O'nu aramızdan kalleş bir pusuyla çekip almak için tuzak kuranları, cinayete giden yolun kanlı taşlarını döşeyenleri devlet kalkanının ardında gizlediniz. . İçimizden birini, Hrant Dink'i pusu kurup öldürdünüz, saflarımızdan çekip aldınız. Ama bilin ki biz çokuz. Biz yedi iklim dört bucakta ve
adalet için dimdik ayakta Hrantlarız. Bugün beş yılın neredeyse sonu ve 24. duruşma günü. Hâlâ tek adım atmadınız, hâlâ gerçek katilleri saklamaktasınız. Ama bilin ki bizler, biz Hrantlar çok sabırlı ve çok inatçıyız. Beş değil doksan beş yıl bile geçse ellerimiz gerçek katillerin ve onları koruyup kollayan sizlerin yakasındadır. Bugün, bu meydanda bir kere daha haykırıyoruz. Sesimiz kulaklarınızda çınlayacak ve uykularınız kaçacak. Duyun işte sesimizi" denildi. Grup yapılan açıklamanın ardından duruşma bitimine kadar nöbette olacaklarını söyleyerek beklemeye başladı.
Tuncel'in avukatı
Ergenekon'u işaret etti
Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta'nın mütalaasına karşı
savunması sorulan tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Soruklu, esas hakkında mütalaasını hazırladığını ve mahkemede okumak istediğini söyledi. Mütalaasını okuması için izin verilen Soruklu, Adem
Yavuz Aslan tarafından yazılan "Bir
Ermeni Var" adlı kitaptan da alıntılar yaparak, savunma yaptı. Avukat Soruklu,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin dava konusunda Türkiye'yi suçlu bulan kararına rağmen, 5 yıl süren davada herhangi bir kamu görevlisinin yargılanmadığını ve cinayetin bütünüyle yeniden ele alınması gerektiğini belirterek, Dink cinayetinin devlet adına suç işleyen 'Ergenekon' adlı yapılanmanın eylemlerinden biri olduğunu v
e devlet adına yapıldığı izlenimi verildiğini savundu.YENİŞAFAK