Halit Meşal, Arap Baharı'nı yorumladı

Hamas’ın Siyasi Büro Şefi Halit Meşal, “Arap Baharı bizi de yakından ilgilendirmektedir. Arap Müslüman topluluklarla olaylara yaklaşımlarında aynı görüşü paylaşmaktadır. Arap Baharı'nın Müslümanlar tarihinde bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Halit Meşal, Arap Baharı'nı yorumladı

İstanbul’da Anadolu Ajansı’na özel röportaj veren Halit Meşal, “Türkiye’de olduğum için mutluyum. Dost Türk yetkililerle olduğum için mutluyum. Kardeş Türkiye halkının arasında bulunmaktan mutluyum” sözleri ile duygularını dile getirdi. Arap Baharı, Türkiye’nin bölgedeki rolü, Filistin’in iç uzlaşmayı sağlaması konularında Anadolu Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Hamas Siyasi Büro Şefi Halit Meşal’in AA temsilcilerinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle: “Arap Baharı bir dönüm noktasıdır” Soru: Öncelikle Anadolu Ajansı'na vakit ayırdığınız için size teşekkür ederiz. Filistinliler olarak Arap Baharı’nı ve bölgede yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz? Halit Meşal: Bismillahirrrahmanirrahim. Öncelikle bu röportajı yapmaktan memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. Türkiye'de olduğum için mutluyum. Dost Türk yetkililerle gerçekleştirdiğim görüşmeler için mutluyum. Kardeş Türkiye halkının arasında olmaktan memnuniyet duyuyorum. Sorunuza dönersek, şüphe yok ki bölgede çok büyük olaylar yaşandı ve yaşanmaktadır. Arap Baharı dediğimiz şey bizi de yakından ilgilendirmektedir. Bizler Filistinliler olarak bu ümmetin bir parçasıyız yabancı değiliz. Arap Müslüman toplulukların olaylara yaklaşımlarıyla aynı bakış açısını paylaşıyoruz. Arap Baharı'nın Ümmet tarihinde bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. Bize göre bu ümmetin yeniden ayağa kalkmasıdır. Arap Baharı'nda halkın özgürlük, reform, demokrasi, yolsuzluklarla mücadele amacı taşıdığını görüyoruz. Arap halkları evlerinin içini doğru temeller atmak için yeniden düzenliyorlar. Arap Baharı halkların kendi iradelerini dillendirmeleri ve kendi kararlarını kendilerinin vermesidir. Arap Baharı beraberinde ekonomik bir büyüme, gelişme, politik, kültürel bir kalkınmayı getirecektir. Ümmet kendi kararını kendi verme noktasına geldiğinde, gerçek anlamda demokrasiyi uygulayabildiğinde o zaman ümmet her alanda güçlü hale gelecektir. “Arap Baharı büyük bir gerçekliktir” Ekonomik, siyasi, kültürel alanlarda, bölgede ve dünyadaki siyasi nüfuz noktasında daha kudretli hale gelecektir. Böylece bir çok Arap ülkesinde yaşananların aksine dünyadaki siyasi ilişkilerinde karşılıklı saygı içerisinde ortak menfaatler çerçevesinde hareket edebilir. Zira söz konusu ülkelerde yaşananlar ümmetimizi gerek iç siyasette, gerek dış siyasette zayıflattı. Hiç şüphe yok ki Arap Baharı büyük bir gerçekliktir. Ve kesinlikle çok önemlidir. Diğer taraftan biz Filistin halkı olarak akan kan karşısında çok üzülüyoruz. Arap Baharı'nın başladığı bölgelerde olsun şu anda yaşanan alanlarda olsun, insanların ölümü bizi üzüyor. Akan kana tüm samimiyetimizle üzülüyoruz. Bizler Filistinliler olarak diliyoruz ki Arap Baharı bir an önce gerçekleşir. Demokratik dönüşüm bir an önce hayat bulur. Barışçıl yollarla reformların gerçekleştirilmesini, Arap halkını oluşturan tüm kesimler açısından güzey şeylerin olmasını diliyoruz. Yönetenler ve yönetilenler için de iyi olmasını. Arap Baharı demokratikleşme, reform, onur ve özgürlüğü amaçlamaktadır. Arap halklarının haklarına kavuşmalarını arzuluyoruz. İsteğimiz gitmek istedikleri hedeflere ulaşmalarıdır. Ne yazık ki bölgede akan bir kan var. Arap Baharı bazı kurbanlar veriyor. Allah’tan bu süreci selametle; en az kayıpla aşmayı diliyoruz. Biz, Arap Baharı'nın Arap ülkelerini kimilerinin iddia ettiği gibi Filistin direnişinden uzaklaştıracağını düşünmüyoruz. Arap Baharı iç siyasette bir ayağa kalkıştır. Demokratikleşme, reform, onur ve özgürlüğü amaçlamaktadır. Diğer bir yönü ise yolsuzluklarla savaşma amacını içermesidir. İsrail ve tüm yabancı işgalcilere karşı ümmetin birliğini daha da pekiştirecektir. Dış güçlerin hegomonyasından kurtulmamızı sağlayacaktır. Dış siyasetimizde boyun eğme ve dayatmaları kabullenme sona erecektir. Karşılıklı saygı ortak menfaatler doğrultusunda bir politika oluşturulmasını sağlayacaktır. Biz ümmetimiz için Arap Baharı ışığı altında bunları dilemekteyiz. “Filistin davası herkesin kalbindedir” Soru: Öyleyse yaşanan değişimi ve Arap Baharı'nı Filistin direnişi için olumlu buluyorsunuz Halit Meşal: Kesinlikle, ümmetin bu dönüşümü Filistin davasını da olumlu etkileyecektir. Ümmet kalkındığında Filistin de kalkınacaktır. Tabi ki yakın planda, Arap Baharı'nı yaşayan ülkeler kendi iç siyasi dönüşümleriyle ilgilenecektir. İyileşme ve reformların gerçekleştirilme süreleri iç politikalarında bir istikrarı yakalama çabaları, Filistin davasıyla bir süre gerektiği kadar ilgilenemeyeceklerini gösterir. Ama bu kesinlikle geçici bir durumdur. Sadece zaman meselesidir. Biz kesinlikle Filistin davasının ümmetin birincil davası olduğunu ve öyle de olacağını düşünüyoruz. Biz Filistin davasının bütün Müslümanların, Arapların ve dünyadaki özgür insanların kalbinde olduğunu biliyoruz. Şu anda yer yer olumsuz görüntüler çiziliyor olabilir. Arap halkları özgürlüklerine kavuştuğunda, kendi politikalarını kendileri belirlemeye başladığında, Arap halkları ve yönetimleri dış siyasetlerini belirlemede daha güçlü olacaktır. Askeri, ekonomik, olarak daha güçlü olacak ve Siyonist politikaların karşısında Filistin davasını daha güçlü bir şekilde destekleyebilecektir. Türkiye'deki görüşmelerden çok memnunuz Soru: Türkiye'de birçok önemli Türk yetkiliyle görüştünüz, görüşmelerinizde bölgedeki meseleleri ele aldınız, görüşmeleriniz hangi çerçevede geçti? Halit Meşal: Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la ve Sayın Davutoğlu ile görüşmelerimiz oldu. Yanlarında bazı bakanlar ve yetkililerle de görüştük. Biz bu görüşmelerden çok memnunuz. Görüşmemizin önemli bir bölümünde Filistin meselesini ele aldık. Filistin iç barışı, Gazze’ye gerçekleştirilen Siyonist saldırı, Kudüs ve Batı Şeria’daki İsrail yerleşim politikasını, İsrail’in Filistinli haklarına karşı uyguladığı baskıyı, ayrıntılı dosyalar halinde görüştük. Bunlar öncelikli konulardı. Aynı zamanda İslam ve Arap dünyasında yaşanan genel durumları, bölgede yaşanan olayları bölgesel ve uluslararası alanlarda ele aldık. “Bölünmüşlük Filistin'in seçimi değildir” Soru: Fetih ve Hamas arasında yapılan görüşmeler hakkında ne söylemek istersiniz? Halit Meşal: İç uzlaşma vatani bir zarurettir. Bölünmüşlük Filistin'in seçimi değildir. Filistin davası ve Filistin halkı için bir komplodur. Hamas’ın kazandığı 2006 seçimlerine yönelik büyük ölçüde bir dış darbedir. Dış müdahaleler, dışarıdan sunulan/dayatılan şartlar ve maalesef Filistin iç siyasetinde de yaşanan bazı hatalar oldu. Tekrar aynı hatalara dönmek istemiyoruz. Yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Bunun için Allah’a şükür iç barış ortamı oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Bugün geçmişin üzerine, Filistin halkı için zor geçen 5 yılın üzerine bir sünger çektik. Barış zorunludur. Filistinliler olarak birlik içinde olmamız gerekmektedir. Biz aynı halkın evlatlarıyız, Filistin meselesi hepimizin meselesidir. Aynı topraklara sahibiz. İşgale karşı duruşumuz ve hedeflerimiz aynıdır. “İsrail'e karşı birlikte direnebiliriz” Barışıyor olmamız her konuda aynı düşündüğümüz anlamına gelmiyor. Farklı siyasi çizgilerde olabiliriz. Ama aynı ülkenin evlatlarıyız. Aynı vatanı paylaştığımız sürece iç meselelerimizi anlayış içerisinde; eşit paylaşım ve ortak paydalarda yardımlaşma ilkeleri etrafında toplamalıyız. Sonra Siyonist İsrail’e karşı birlikte direnebiliriz. Filistin direnişi için birlik olmamız kesinlikle gereklidir. Barışın önünde bir takım engeller olduğunu söylemek isterim. Bu engellerin çoğu dış baskılardan kaynaklanmaktadır, Siyonist varlıkla öncelikle ilişkilidir. Siyonist varlık Filistin iç barışını engellemek için büyük bir çaba göstermektedir. Filistin yönetimini tehdit etmekte, korkutmaya çalışmaktadır. Defalarca vergi ücretlerini kesmeye çalışmıştır, Batı Şeria'da tutuklamalar gerçekleştirerek barış ortamını baltalamaya çalışmaktadır. “Yabancıların Fetih ve Hamas arasına girmeye hakkı yok” ABD ve bazı devletler barışın gerçekleşmesini engellemek istemektedir. Barış için ön şartlar öne sürüyorlar! Bu zalimce bir durumdur. Yabancı güçlerin Fetih ve Hamas arasına girmeye ne hakkı var? Bu bizim iç meselemizdir. Onlara ne oluyor? Bize niçin şartlar koyuyorlar? Dünyada birçok ülkede iç siyasette anlaşmazlıklar çıkmaktadır. Fransa’da, İngiltere'de iç politik sorunlar yaşandığında dışarıdan müdahale eden ülkeler oluyor mu? Bu kabul edilemez bir durumdur. Yabancı ülkeler Filistin yönetimini Hamas’la anlaştığı takdirde yaptıkları yardımları kesmekle tehdit ediyorlar. Bunları engellemelere örnek olarak veriyorum. Filistinliler olarak bizim de barışı aksatan bazı hatalarımız olduğunu kabul etmeliyiz. Bu hataların bir kısmını anlayabiliriz. Zor bir süreçten geçtik. Bölünmüş bir yapı içerisinde 5 yılı geride bıraktık. Geçmişte yaşanan kırgınlıklar var. Yaşanan bazı acı olaylar oldu. Bunları anlayabiliriz. Ama bu görüşmelerde anlayamadığımız bazı şeyler de var. Kabul edilemez şeyler. Bunları Hamas ve Fetih olarak aşmamız gerekmektedir. Ben buradan saygın Anadolu Ajansı aracılığıyla Filistin’de ve Filistin dışında yaşayan tüm Filistin halkına bir mesaj iletmek istiyorum: Ciddiyetle, samimiyetle, gayretle, iç uzlaşma anlaşmasının gerçekleşmesi için çaba gösterelim. Artık barış anlaşmasını konuşmak istemiyoruz. Zira uzlaşı dosyalarını uygulamaya koymak istiyoruz. Hepimiz kişisel ve siyasi yönlerimizden Filistin’in menfaati yönünde fedakârlıklar yapmalıyız. Dileğimiz bu yöndedir inşallah. “İç uzlaşı için pozitif ortam oluşturmalıyız” Soru: Konuşmanızda Filistin’deki iç uzlaşı konusuna yanıt verdiniz. Filistin halkı, El-Fetih ve Hamas yetkilileri iç uzlaşının gerekliliğinden söz ediyor. Filistin’de iç uzlaşı neden gecikiyor? Halit Meşal: Filistinliler olarak bazı hatalarımızın olduğunu kabul ediyoruz. Bir takım anlaşmazlıklar sözkonusu. Sorumluluğu herhangi bir tarafın üzerine yıkmak istemiyorum. Takdir edersiniz ki iç uzlaşı için pozitif bir ortam oluşturmak durumundayız. İç uzlaşmanın kısa sürede gerçekleştirileceğini düşünüyorum. Filistin'in coğrafi ve siyasi bölünmüşlüğünde dış etkenlerin çok büyük bir yeri olduğunu düşünüyorum. İç uzlaşı görüşmelerinin bu kadar gecikmesinin de sebebi bu dış etkenlerdir. Bu dış etkenlere az önce de işaret ettim. Örnek olarak verecek olursak dış müdahaleler iç uzlaşı dosyasının hiç bir bendinde değişiklik tadilat yapmamızı öngörüyor. Tüm samimiyetimle şunu belirtmek isterim. Eğer Filistinliler kendi özgür iradeleriyle ulusal duygularıyla görüşmeleri gerçekleştirseydi iç uzlaşıyı uzun zaman önce gerçekleştirirdik. Bazı ufak sorunlar kalır onları da halletmek fazla zaman almazdı. “Türk yönetimi çabalarını özveriyle sürdürüyor” Konu dış müdahalelere gelmişken buradan tüm samimiyetimle şunu ifade etmek isterim. Türk kardeşlerimiz, kardeş Türk yönetimi, Filistin iç uzlaşısının gerçekleşmesi için geçtiğimiz yıllar süresince çok büyük gayret gösterdi. Türk yönetimi çabalarını özveriyle sürdürmektedir. Mısır'ın, Katar'ın ve Suudi Arabistan'ın da Filistin iç uzlaşısı konusunda takdir edilen çabaları olmuştur. Bütün İslam ve Arap ülkelerinin Filistin iç uzlaşısının gerçekleşmesini istediğini düşünüyorum. İç uzlaşı gerçekleşmeden Filistin davasını bir yere vardıramayız. Uzlaşıyı gerçekleştirmezsek askeri ve siyasi yönleriyle de olmak üzere direnişi nasıl gerçekleştirebiliriz ki? Esir meselesini, yerleşim problemini nasıl çözebiliriz? Geri dönüş hakkını nasıl alabiliriz? Bağımsız, güçlü Filistin devletini nasıl kurabiliriz? Bunlar asıl meselelerimizdir. Birlik olmadan tüm bunların gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır. “Herkes kardeşine doğru bir adım atmak zorundadır” Soru: Sürekli gündemde olan taviz meselesi var. Birçok insan meselenin El-Fetih ve Hamas arasında verilecek taviz noktasında takıldığını düşünüyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Meselenin iç boyutu nedir? Halid Meşal: Bu konu biraz karışık gibi görülebilir. İç uzlaşısı meselesinde gerekli fedakârlıklar olduğu gibi kabul edilemez tavizler vardır. Fedakârlıklar parti sınırı içinde olur. Hepimiz Filistinliyiz. Bizler kardeşiz. Ben bir Filistinli olarak karar mekanizmasındaki bir takım etkimden ve payımdan Filistinli kardeşim için fedakarlık etmem benim için sorumlu bir davranış olacaktır. Diğerleri de böyle düşünmektedir. Herkes kardeşine doğru bir adım atmak zorundadır. Bu yakınlaşmayı eğer taviz olarak algılayanlar varsa bizim için dert değil. Yetki konusunda, idari bir takım konularda tabi ki fedakarca davranacağız. Çünkü bu özel menfaatten genelin menfaatine yönelik yapılmış bir fedakarlıktır. Ama Filistin direnişi noktasında, ulusal menfaatler konusunda herhangi bir taviz sözkonusu değildir. Bazıları diyor ki siz siyasi olarak farklı görüşlerde iken nasıl uzlaşacaksınız? Ben açıkça şunu söylemek isterim. İç uzlaşı aynı siyasi düşünceyi benimsememiz anlamına gelmemektedir. Bizden beklenen ortak ulusal paydalar üzerinde çalışmamız ve uzlaşmamızdır. Bunun mümkün olduğunu geçmişten örneklerle biliyoruz inşallah yakın zamanda bunu gerçekleştireceğiz. Filistin toprağı, Filistinlilerin hakları konusunda asla taviz vermeyeceğiz, ilkelerimizi siyasetimizi taviz konusu etmeyeceğiz. Biz fedakarlıktan, esnek olmaktan ortak paydayı yakalama çabası gütmekten bahsediyoruz. “Filistin devleti, Filistin topraklarının kurtarılmasıyla gerçekleşir” Soru: Filistin'in Birleşmiş Milletler Teşkilatı nezdindeki bağımsızlık meselesinde Hamas'ın tavrı nedir? Halid Meşal: Siyonist varlıkla olan mücadelenin yönetimi, askeri, diplomatik, basın ya da siyasi alanlarda olsun, kabul etmek gerekir ki zor bir durumdur. Zorlu, kan düşkünü bir düşmandan bahsediyoruz, Orantısız güçten bahsediyoruz. Birçok dostları olan bir varlıktan söz ediyoruz. Tarafların denk olmadığı savaş hakkında görüşlerimizi söylemiştik. Şimdi yanlış anlamaları gidermek için iki konuya değinmek istiyorum. Birinci konu, gerçek Filistin devleti, Filistin topraklarının kurtarılmasıyla gerçekleşir. Gerçek program sadece bir ülkeden bahsetmek; dünyanın da o devleti kabul etmesi değildir. Filistin halkı kendi topraklarında özgür bir devlet isteğindedir. Öncelikle topraklarımızı kurtarıp daha sonra o toprakların üzerinde işgalci Siyonist varlıktan bağımsız olarak bir devlet kurmak. Devlet sembolü bizi bu kadar ilgilendirmemelidir. Bununla birlikte biz Filistin halkının menfaatine olacak diplomatik zaferler elde etmek durumundayız. Filistin topraklarında tam bağımsız bir Filistin devleti için. Filistin devletinin kurulmasına karşı değiliz, sadece bunun nihai hedef olmadığını, Filistin kurtuluşunun nihai hedef olduğunu bilmemiz gerekir. İkinci mesele; siyasi alan, İsrail'i uluslararası çevrelerde, BM'de diplomatik olarak üzerine baskı kurmak, UNESCO gibi birçok uluslararası oluşum dâhilinde İsrail ile mücadele halinde olmak, Uluslararası hukuk mekanizmasını kullanıp İsrail'i sıkıştırmak, dünya kamuoyunda yalnızlaştırmak tüm bunlar desteklediğimiz tutumlardır fakat yeterli değildir. Eğer bununla yetinir ve işgalin bu şekilde sona ereceğine kanaat getirirsek, eğer Kudüs'ü bu şekilde geri alacağımızı, işgal edilmiş Filistin topraklarında tam bağımsız bir Filistin devletini bu şekilde kuracağımızı düşünmek hayalcilik olacaktır. Tabi ki siyasi, diplomatik, basın, propaganda gibi alanlarda İsrail'le mücadelemizi sürdüreceğiz. Dünya kamuoyundan mümkün olan en geniş desteği almak için çaba göstereceğiz. Bunlar güzel şeyler ama genel bir program içinde yer almalı, direniş gereklidir. Tarihi incelersek düşmanın işgal ettiği topraktan güç kullanılmadan çıkmayacağını göreceğizdir. Gerçek baskı kozu direniştir. “Türkiye bölgede başı çeken ülkelerden” Şüphe yok ki Türkiye bölgede başı çeken ülkelerdendir, Türkiye'nin Filistin meselesinde özgün özel bir duruşu vardır. Bizler İsrail’in Gazze’ye saldırılarında Türkiye’nin konumunu asla unutmayacağız. Bizler Mavi Marmara’yı asla unutmayacağız. Mavi Marmara’da şehit olan kardeşlerimiz aklımızdan hiçbir zaman çıkmayacak. O şehit kardeşlerimizin kanı Filistinli şehit kardeşlerinin kanına karışmış durumdadır. Bizler Türkiye liderlerinin farklı yerlerde ki cesur tutumlarını asla unutmayacağız, Türkiye Filistin iç uzlaşısı konusunda çok önemli çabalar sarfediyor. Ankara’da gerçekleştirdiğimiz görüşmeler çok olumluydu. Türkiye'yi kesinlikle çok önemsiyoruz. Türkiye önemli demokratik, ekonomik tecrübe birikimine sahip bir ülke. Türkiye’nin uluslararası ilişkileri çok özel. Türkiye’nin dünya çapında ve özellikle Ortadoğu bölgesinde çok saygın bir yeri var. Türkiye İslam ve Arap ülkeleri konusunda uzman. Aynı zamanda Batı'yla da güçlü ilişkileri olan bir ülke. Bizler Türkiye ile olan ilişkimizi ziyadesi ile önemsiyoruz Türkiye'nin halkıyla, yönetimiyle Filistin davası için çok önemli bir yeri var. “Son saldırılar, İsrail terörünün bir parçası” Soru: Gazze’ye son İsrail saldırıları hakkında özellikle zamanlaması hakkında ne söylemek istersiniz? Halid Meşal: Öncelikle süreklilik arzeden bir İsrail saldırganlığı olduğuna işaret etmek isterim. İsrail Batı Şeria'da günlük tutuklamalar gerçekleştiriyor. Yerleşim terörü, yolların kapatılması gibi konularda sürekli baskı kurmaktadır. Yirmi Filistinlinin şehit olduğu birçok kişinin yaralandığı son Gazze saldırılarına gelirsek, bir çok açıdan ele alınabilir. Öncelikle bu İsrail terörünün bir parçasıdır, İsrail'in birçok hedefi var. Fırsat buldukça canavarca kanlı saldırılarını gerçekleştiriyor Suriye'de ve bölgede yaşanan Arap Baharı olaylarında gözler bu bölgeden uzaklaştı İsrail’in bunu bir fırsat olarak görmüş olması muhtemeldir. İsrail Gazze'ye bir deneme tahtası gözüyle bakıyor. İsrail füze kalkanını denemek istediğinde, Gazze'yi seçiyor. İsrail muhtemel bir İran savaşı ya da başka savaşlar için hazırlıklar yapıyor. Nasıl yorumlarsak yorumlayalım İsrail işgalci bir devlettir. Suç devletidir, terör devletidir. Yorumlarla, zamanlamayla çok fazla uğraşmamalıyız. Bu düşmanca saldırılara nasıl karşı çıkacağımız meselesine kafa yormalıyız. “Füzeler kendimizi savunma amaçlıdır” Gazze’den kullandığımız füzeler tamamen kendimizi savunma amaçlıdır, İsrail Filistin’e saldırmıştır ve Gazze’deki kardeşlerimiz doğal olarak nefsi müdafaa yaparak kendilerini korumuştur. Bizler İsrail saldırısından önce Gazze’den füze fırlatmadık. Saldırıyı başlatanın İsrail olduğunu herkes biliyor.
<< Önceki Haber Halit Meşal, Arap Baharı'nı yorumladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER