Güvenlik güçlerinin şehir ve kırsal alanda gerçekleştirdiği operasyonlar sonucu sıkıntıya düşen
terör örgütü
PKK'nın strateji değişikliğine gittiği belirlendi.
Türkiye'yi 12 parçaya bölerek yönetmeyi hedefleyen terör örgütünün, 2010-2011 yıllarında 'topyekün savunma' stratejisi için mesafe almaya çalıştığı tespit edildi. Ancak güvenlik güçlerinin operasyonları, örgüt açısından strateji değişikliği sürecini baltaladı.
Terör örgütü PKK/
KCK sözleşmesi, örgütün 'anayasası' hükmünde. Sözde Yasam-Yürütme-
Yargı hiyerarşi ile 'Önderliği' şekillendiriyor. 46 asıl, 4 ek maddeden müteşekkil metinde organlarla temel faaliyetlerin nasıl yürütüleceği anlatıyor. 11. maddesi '
Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi'nin kurulduğunu, liderinin Abdullah
Öcalan olduğu ifade ediliyor.
KCK'nın Türkiye'nin yanında Suriye, Irak ve İran'ı kapsadığına dikkat çekiliyor. KCK'nın Suriye'de Demokratik Birlik Partisi (PYD), Irak'ta Kürdistan Çözüm Partisi (PÇDK), İran'da Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) üzerinde faaliyette olduğu vurgulanıyor.
Ankara'nın
Kumrular Caddesi'nde 5 kişinin öldüğü 40 kişinin de yaralandığı bombalı terör saldırısıyla ilgili hazırlanan iddianamede, terör örgütü PKK/KCK yapılanması anlatılıyor. KCK veya KCK/PKK terör örgütü, hangi
harf grubunu kullanırsa kullansın aynı
terörist örgüt olduğunun altı çiziliyor.
TÜRKİYE 12 BÖLGEYE AYRILDI, HER BÖLGENİN GRUPLARI VAR
Terör örgütünün 5 bin ile 5 bin 500 civarında silahlı bir kadroya sahip olduğu belirtiliyor. Örgüt tarafından Türkiye eyaletlere bölünmüş ve 12 bölgeye ayrılmış. Her bölgeye bir isim verilirken, buralarda kaç kişilik terörist grubu olduğu da anlatılıyor. Bunlar sırasıyla şöyle: "
Samsun-
Tokat-
Amasya-
Giresun (
Karadeniz Açılım Grubu) hattında 20-25 kişilik grup;
Sivas ve çevresindeki alanını kapsayan alanda (Koçgiri Eyaleti) 5-10 kişilik grup;
Malatya-
Adıyaman-
Gaziantep-
Kahramanmaraş (Güneybatı Eyaleti) bölgesinde 9-10 kişilik grup;
Tunceli ve çevresinde (
Dersim Eyaleti) 180-200 kişilik grup; Elazığ'ı da kapsayacak şekilde
Diyarbakır ve çevresinde (Amed Eyaleti) 170-190 kişilik grup;
Erzurum'dan Bingöl'e kadar uzanan (Erzurum Eyaleti) bölgede 80-85 kişilik grup;
Batman-
Bitlis-Muş bölgesini (Garzan Eyaleti) kapsayan alanda 90-95 kişilik grup;
Mardin ve çevresinde (Mardin Eyaleti) 35-40 kişilik grup;
Siirt ilini de kapsayacak şekilde
Şırnak çevresinde (Botan Eyaleti) 315-350 kişilik grup;
Ardahan-
Kars-
Iğdır hattında (Serhat Eyaleti) 75-80 kişilik grup; Van ve çevresinde (Van Eyaleti) 110-120 kişilik grup;
Hakkari ve çevresini kapsayan alanda (Zağros Eyaleti) 370-410 kişilik gruplar bulunuyor."
AMERİKA'NIN IRAK'TAN ÇEKİLMESİ ÖRGÜTÜ ALAN KAZANMAYA İTTİ
Terör örgütünün stratejisi, 'pasif-aktif-topyekün' savunma aşamalarından oluşan Meşru Savunma Stratejisi. Uzun süreli
halk savaşının aksine aşamalar doğrusal olarak ilerliyor. Geri dönüşler söz konusu olabiliyor. Bugüne kadar 'pasif ve aktif savunma' süreçleri yaşanmış olması ve
eylemlerin en yoğun olduğu dönemin örgütçe aktif savunmanın ileri aşaması olarak tanımlanması ise topyekün savunma aşamasına hiç geçilmediğini gösteriyor.
2011 yılı Haziran ayında yapılan
genel seçimler sonrası örgüt ve müzahir yapılar tarafından sıklıkla dile getirilen Devrimci Halk Savaşının stratejik açıdan karşılığı da bulunmuyor ve içeriğine ilişkin net açıklamalar yapılmıyor. Son dönemde yakalanan örgüt mensupları ise 'Devrimci Halk Savaşı tartışmalarının yaklaşık bir yıldır devam ettiği, tartışmanın özellikle 2010-2011 kış üstlenmesi sürecinde gerçekleştiği, stratejinin temel mantığının halkın da içerisine dahil edildiği topyekün bir mücadele olduğu, tam olarak uygulanması için bir
psikolojik hazırlık süreci gerektiği, bunun da basın yayın organlarıyla yapılacak
propaganda ile sağlanacağı, hazırlık aşamasında HPG mensuplarının illerde-ilçelerde Öz Savunma Birliği (ÖSB) mensuplarının faaliyet yürüteceği' şeklinde konuşuyor.
2011 yılı içerisinde terör örgütünün kırsal ve
metropol alan faaliyetlerinin şiddet eylemlerinin stratejik açıdan karşılığı meşru savunma stratejisi. Yurt içindeki ve
yurt dışındaki konjoktürel gelişmeler, genel seçimler,
Ortadoğu'daki gelişmeler, ABD'nin Irak'tan çekilme süreci ise terör örgütünü alan kazanmaya yönelik bir çabanın içine soktu.
Alan kazanmaya yönelik kitlesel eylemler üzerinden örgütün mesafe almaya çalıştığı belirlendi. Ancak örgüt kadrolarına, yapılanmalarına yönelik gerçekleştirilen polisiye operasyonların örgüt açısından strateji değişikliği sürecini baltaladı.
ŞİDDET EYLEMLERİ ÜZERİNDEN MESAFE ALINMAYA ÇALIŞILIYOR
2011 yılında bölücü terör örgütü Meşru Savunma Stratejisi kapsamındaki kırsal metropol alan faaliyetleri, HPG ve bağlı silahlı unsurlar tarafından örgütün 2010 yılı
Mayıs ayından itibaren takip ettiği eylem stratejisine uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmiş kırsal alanda HPG'ye bağlı kırsal kadrolar ve sözde
Özel Kuvvetler, metropollerde ve şehir merkezlerinde ise Öz Savunma Birliği, Özel Kuvvetler, Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) ve Apocu Gençlik
İntikam Tugayı (
AGİT) gibi yapılanmalar şiddet eylemleri üzerinden mesafe almaya çalıştı.
2011 yılı içerisinde özel kuvvetlerin faaliyetleri bağlamında mayınlı-bombalı saldırılarla, özellikle araçla seyir halindeki güvenlik kuvvetlerine yönelik saldırıların nitelik ve nicelik açısından arttığı, diğer sahalara
patlayıcı aktarımında artış olduğu, kırsal alanda ilçelerde özellikle polis
özel harekat birimleri ile çatışmaktan kaçınılmayan bir tavrın izlendiği tespit edildi.
TAK ismi, örgütün uluslararası alandaki terörist imajından kurtulmak ve örgüt üzerindeki baskıya hafifletmek amacıyla özellikle kullanılıyor. TAK adıyla üstlenilen tüm eylemlerin bizzat KCK terör örgütünce gerçekleştirildiğini vurgulanıyor. "Ayrıca amaç ve hedeflerine ulaşmak amacıyla sürekli yeni taktikler ve yöntemler geliştiren KCK terör örgütü,
Kürt kökenli vatandaşları güvenlik güçleri v
e devlete karşı kışkırtmak amacıyla yan kuruluş olarak öz savunma birlikleri adlı yapıyı hayata geçirdiği,
kent ve ilçe merkezlerinde örgütlenen bu oluşum farklı çıkarlar sağlamak yoluyla bünyesine kattığı grupları halkta devlet unsurlarına karşı bir direniş oluşturmak maksadıyla kullandığı bu çerçevede Ankara Kızılay'da meydana gelen bu soruşturmanın konusu olan bombalı eylemin örgütün eylemsizlik kararının kendileri için geçerli olmadığı tarzında açıklamalarla tak yapılanması tarafından üstlenildiği anlaşılmıştır." deniyor.
BASIN YAYIN ORGANLARI ÜZERİNDEN İLETİŞİM FAALİYETLERİ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR
Terör örgütü, yandaşlarınca işletilen işyerlerinden gelir sağlanıyor. Kaçakçılık faaliyetlerinde
haraç alınıyor. Sağlanan paralar ise kuryeler vasıtasıyla örgüt kadrolarına aktarılıyor. Bazen
küçük miktardaki rakamlar güvenilir örgüt mensuplarının hesapları aracılığıyla ya da para
transfer şirketleri üzerinden gerçekleştiriliyor. Yüksek miktardaki para transferleri ise genellikle bizzat Avrupa'daki örgütlenmelerin başındaki kişiler üzerinden sağlanıyor.
Terör örgütü, her türlü
teknik haberleşmenin yanı sıra doğrudan kurye de kullanıyor.
Uydu üzerinden yayın yapan tv kanalları, radyolar, çeşitli
dergi ve gazeteler, internet siteleri aracılığıyla
iletişim faaliyetlerini gerçekleştiriyor. Terör örgütü KCK, 2007 yılında aktif hale geldi.
Irak'ın Kuzey'inde KCK Yürütme Konseyinin başında
Cemal kod adlı Murat
Karayılan bulunuyor. Türkiye topraklarında örgütsel faaliyetleri yürütmekle görevli KCK/TM yapılanmasının başında ise Refah kod adlı
Sabri Ok yer alıyor. Remzi
Kartal da örgütsel yapı içerisinde
Kongre-Gel Başkanı olarak gösteriliyor.
Duran
Kalkan,
Cemil Bayık, Mehmet Tören, Mustafa
Karasu, Nuriye Kesbir, Newroz Ceren gibi örgüt mensupları da KCK sözde Yürütme Konseyi üyeleri. Yurt dışındaki örgüt yöneticileri
Nizamettin Toğuç, Tahir Kemalizade, Hasan Yirik, Aynur Hülakü, Dolakay Şanlı,
Muzaffer Ayata, Fahrettin Gülşen dönemsel olarak rolleri değişecek biçimde örgütsel faaliyetlere katkı sunuyor.