Darbelerle hesaplaşan
Türkiye, bu kez 28
Şubat'ı sorgulamaya başladı. 28 Şubat 1997 sonrasında yaşanan süreç, artık savcının dosyasındaydı. Ve "post-
modern"
darbe olarak anılan o süreç, resmen tutanaklara geçti. Soruşturmayı yürüten
Ankara Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı
Mustafa Bilgili, aralarında dönemin
Genelkurmay 2.Başkanı
Çevik Bir'in de bulunduğu sanıklara sorulan sorulardan bazıları da medya ile ilgiliydi.
O dönemde daha önce konsomatrislik yaptığı ortaya çıkan
Fadime Şahin'la Aczmendi lideri
Müslüm Gündüz'ün bir evde basın mensupları eşliğinde basılması 28 Şubat'ın simge görüntülerinden birisi olmuştu.
Savcılar hem
Çevik Bir'e hem de diğer şüphelilere bu konuda sorular yönelttikleri ortaya çıktı.
HANGİ MEDYA ORGANLARIYLA ÇALIŞTINIZ?
Aczmendilerin gündemde tutulması için hangi medya organlarıyla çalıştınız? O günlerde televizyonlarda ve gazetelerde
psikolojik harekat malzemesi olarak kullanılan Fadime Şahin, Müslüm Gündüz, Aczmendiler ile "
Aydınlık için 1 dakika karanlık" eylemleri, böyle bir çalışmanın ürünü müydü?
Subay, ast
subay eşlerini istihbaratçı olarak kullandınız mı?
Ülker,
İhlas,
Asya, Beğendik ve benzeri firmaların ürünleri neden askeri ihalelere alınmadı?
ALT ÜST EDEN İTİRAF
Savcılığın soruları kadar, şüphelilerin ifadeleri de dikkat çekti. İşte o ifadeler:
Emekli
Tuğgeneral İdris Koralp:
Batı Çalışma Grubu, Milli
Güvenlik Kurulu'nca kuruldu.
Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan: Darbeler ne ülkeye ne de TSK'ya fayda getirmedi. İnancım gereği, ulu emre itaat eden bir insanım.
İSMİMİ KULLANDI...
Emekli
Albay (İsmi yok): Alkol kullanmamam ve oruç tutmam hor görülüyordu. Beni tanıdıkları için böyle bir görev vermeleri mümkün değildi.
Emekli Albay
Mustafa Kemal Savcı: Beni bu konuda
mağdur eden ve BÇG'yi kuran ve yöneten
Orgeneral Çevik Bir'dir. Bu nedenle Çevik Bir ve ismimi bana bildirmeden grup içinde gösteren Albay
Cihangir Akşit'ten şikayetçiyim.
Takvim