61 yıl önce Almanlar'ın yaptığı
Çaycuma'daki eski
köprü bir süredir
alarm veriyordu. İlçedeki bir yerel
gazete defalarca yıkılacağını yazdı ancak bir önlem alınmadı. Ve karlar eriyip suyun debisi yükselince köprü yıkıldı. 10'u
minibüste 5'i yaya 15 kişi sulara gömüldü
Zonguldak'ta 15 kişinin kaybolduğu köprü
faciası göz göre göre geldi. Yıkılma riski bulunan eski köprü, yenisi yapılmasına rağmen, elden geçirilerek kullanılmaya devam etti. Belediye başkanı dahil, hemen herkes yıkılmasından korkuyordu. Hatta yerel bir gazete, defalarca haber yaparak uyarılarda bulundu. Ve sonunda korkulan başa geldi. Karlar eridiği için
su seviyesi yükselince
baraj kapakları açıldı ve köprü çöktü. Çaycuma ilçesinde,
Bolu,
Karabük ve Devrek'ten gelen sularla beslenen
Filyos Çayı üzerinde bulunan 255 metre uzunluğundaki
betonarme köprü, 1951 yılında Almanlar tarafından yapıldı. Tam 61 yıldır kullanılan köprü, son dönemde hem yetersiz kalmaya başlamış hem de yıpranmıştı. Bunun üzerine eski köprünün yanına yeni bir köprü yapıldı. Yeni köprü geçen yıl hizmete açıldı. Ancak
Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü, yıkılma riski olduğu bilinen eski köprüyü kapatmak yerine, iki ay süren bir çalışmayla onardı. Köprü ayaklarındaki aşınmayı önlemek için setler yaptırıldı. Diğer kısımları da elden geçirilen köprü, yeniden ulaşıma açıldı. Ancak karların erimeye başlamasıyla, köprüden yaklaşık 50 kilometre yukarıdaki Karabük
Hidroelektrik Santrali barajının su seviyesi yükselmeye başladı. Bu nedenle zaman zaman
baraj kapakları açılarak su seviyesi düşürülmeye çalışıldı. Kapakların açıldığı dönemlerde debisi artan su ise köprü ayaklarını güçlendirmek için yapılan setleri söküp götürdü.
HABERLERLE UYARDI AMA...
Vatandaşlar, aşınma nedeniyle köprünün yıkılmasından korkuyordu. Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen olaydan birkaç gün önce, çizgilerini yenilemek için inceleme yaptığı köprüdeki aşınmayı gördü. İlçedeki "Çaycuma
Sanat' isimli gazetenin editörlüğünü yapan
emekli öğretmen
Mevlüt Kırnapçı da, olaydan 15 gün önce yıkılma tehlikesiyle ilgili haberler yapmaya başladı. Kırnapçı, 20 Mart'taki haberde, "Çaycuma Köprüsü'nün ayaklarını şiddetli akan suyun aşındırmasından korumak için yapılan setin orta bölümündeki taşları patlatan ırmak suyu, köprünün üst bölümündeki su seviyesini de düşürdü. Filyos Irmağı'nın bu aylarda artan debisi beraberinde
toprak başta olmak üzere
yatak içindeki birikintileri de sürüklemektedir. Geçen yıl yapılan taş set ancak birkaç ay dayanabildi. Köprü ayaklarını korumaya alabilmek için daha geniş alana yayılan ve daha büyük
kayalardan oluşan bir setin yeniden yapılması gerektiği görülüyor. Umarız ilgili makamlarca gereken yapılır" ifadelerini kullandı. Ancak yetkililerden ses çıkmadı. Mevlüt Kırnapçı, 26 Mart'ta, bir yazı daha kaleme alarak, "Dağlardaki karların erimesiyle birlikte mevsimin en yüksek doluluğunu yaşayan Filyos Irmağı yatağına atılan atıkları da sürükleyip götürmekte.
Odun, plastik vb. atıkları sürükleyen ırmak, Çaycuma Köprüsü altında oluşturduğu dönencede bu atıkları bir araya toplarken yurttaşların ölümle dans etmesine de neden oluyor. Köprü altındaki dönencenin getirdiği atıkları alabilmek için gün boyu çaba harcayan yurttaşlar geçim derdine hangi riski üstlendiklerinin farkındalar mı bilmiyoruz ama görünen o ki herhangi bir
kaza ölümle sonuçlanırsa kimse şaşırmasın. Bu ölümle dansın ne şekilde sonuçlanacağını kimse bilemez" dedi. Ancak bu uyarılar bir işe y
aramadı. Havaların ısınmasıyla birlikte karlar eriyince barajın su seviyesi hızla arttı. Baraj kapakları 2 gün önce açılınca, facia yaşandı.
İZE RASTLANMADI
Köprünün çökmesiyle birlikte suya düşen 5 yaya ile bir minibüste bulunan 10 kişiyi arama çalışmaları sürüyor. Ancak köprünün beton bloklarının altında kaldığı tahmin edilen minibüse de yayalara da ulaşılamadı. Arama çalışmalarına bir
askeri helikopter havadan
destek veriyor. İl
Afet ve
Acil Durum Müdürü Ahmet
Güngör, arama
kurtarma çalışmalarına 80 kişilik bir ekiple devam edildiğini belirtti. Güngör, "Suyun debisi çok yüksek ve görüş yok. Tehlikeli olduğu için dalış yapılamıyor. Derinliği de 5-8 metre arasında. Çöken blokların vinçle kaldırılmasına mevcut köprüye de zarar vereceği düşüncesiyle izin verilmiyor. Blokların birinin ağırlığı 200 ton civarında. Minibüsün bunların altında olma ihtimali var. Ancak biz aracın sürüklendiğini tahmin ediyoruz"' dedi. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik de, "
Teknoloji ve eldeki bütün imkanlar, Ankara'dan Zonguldak'a ne varsa kullanılıyor. Neden yıkıldığıyla ilgili bilgi yok. Suyun köprünün ayağını boşaltmasından kaynaklanabilen bir şey olabilir ama bu. Tetkik neticesinde ortaya çıkabilecek" diye konuştu. Öte yandan arama çalışmalarını izleyen bir kişi
nehir sularına kapıldı. Ayağının kayması sonucu nehre düşen kişi
sivil savunma ekiplerince kurtarıldı.
'YIKILACAĞINI TAHMİN ETMEDİK'
Faciada en fazla kaybı, Çaycuma'ya bağlı 240 haneli ve 780 nüfuslu Yolgeçen köyü verdi. Bu köyden 10 kişi kayboldu. Kaybolanlardan 3'ünün de
Osmanlı köyünden olduğu bildirildi. Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen'in babası Kemal Gülşen ile TTK'dan emekli 4 çocuk babası amcası Aziz Gülşen de o gün Çaycuma pazarına gitmişti.
Akdeniz Üniversitesi
Ekonomi Bölümü 3. Sınıf öğrencisi olan yeğeni Sezgin Gülşen (19) ise sınavları bitince, 10 günlük
tatil için ailesinin yanına gelmişti. Olayı duyunca hastaneye kaldırılan başkan Gülşen
taburcu olduktan sonra babasının Yolgeçen köyündeki evine gitti. Gülşen, "Belediye olarak geçen yılın kasım ayında köprünün ayaklarının tahkimatını yapmıştık. Ancak yıkılacağı hiçbirimizin aklına gelmemişti. Suyun debisinden kaynaklanan
yıkım oldu" dedi. Yolgeçen köyü sakinleri, cesetler bulunmamasına rağmen 10 kişi için
mezarlıkta mezar yeri kazdı.
'İKİNCİ HAYATIMI YAŞIYORUM'
Facia da mucize de yaşandı. Emekli
Suat Özcan (sağda) ve arkadaşı
Seyfi Baysal, Özcan'ın arabasında seyir halindeydi. İkili üzerindeyken köprü hareket etmeye başladı. Sol bacağından engelli Suat Özcan yaşadıklarını şöyle anlattı: "Geçebilirim düşüncesiyle gaza bastım. Bu sırada köprü yan yattı ve yıkıldı. Biz de arabayla aşağı uçtuk. Minibüsün de düştüğünü gördüm. Aracımız sudayken ben sağlam ayağımla vites koluna bastım ve
araç tavanından da destek alarak çıkmayı başardım. Benden önce çıkan Seyfi'ye seslenerek
yardım etmesini söyledim. Dehşet dolu bir andı. Öleceğiz diye düşündüm. O an çocuklarım gözümün önüne geldi. İkinci hayatımı yaşıyorum."
15 KİŞİ ARANIYOR
Minibüs şoförü İsmail Örenbaş (58), Mehmet Başören ve eşi Meryem Başören, Tayir Özkara, Kadun Saraç ve oğlu
Serdar Saraç(32), Çaycuma Belediye Başkanı'nın babası Kemal Gülşen (79), amcası Aziz Gülşen (64), yeğeni Sezgin Gülşen (19), Alim Başören, Hayriye
Güner,
Necati Adaklıoğlu,
Veli Kaya, Ali Rıza Kaya ve Nazife Kabuk (40).