Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile İİT
Parlamento Birliğinin katkılarıyla Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen ''
Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü Konferansı''nda yaptığı konuşmada, dün
Fransa Ulusal Meclisi'nde
Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir
yasa teklifinin oylandığını ve kabul edildiğini hatırlattı.
Böyle bir toplantıda Fransa'ya değinmesinin bazı kişiler tarafından sorgulanabileceğini ifade eden Erdoğan, ''Bunu ortak bir mesele olarak gördüğüm için gündeme getiriyorum. Çünkü ayrımcılığın, ırkçılığın bu dünyada nerelerden neşet ettiğini, nerede hala varlığını koruduğunu bilme bakımından bunu söylemeyi kendim için görev telakki ediyorum'' dedi.
Konuya ilişkin dün değerlendirmelerini yaptıklarını ve Fransa'ya yönelik uygulayacakları bazı tedbirleri açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Fransa'da yapılan
oylama, ki bugün Fransa'da yaklaşık 5 milyon Müslüman var, Fransa'da ve Avrupa'da ırkçılığın, ayrımcılığın, Müslüman karşıtlığının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını net olarak ortaya koymuştur. Fransa Cumhurbaşkanı
Sarkozy, Türk ve
Müslüman düşmanlığı üzerinden
seçim kazanma hırsı içine girmiştir ve böyle tehlikeli oyunlar oynamaktan da ne yazık ki kaçınmamaktadır. Cezayir'de, 1945 yılından itibaren tahminen nüfusun yüzde 15'i
Fransızların katliamına uğramıştır. Bu bir soykırımdır. Cezayirliler, fırınlarda toplu olarak yakıldı, acımasızca şehit edildi. Eğer Fransa Cumhurbaşkanı sayın Sarkozy, bu soykırımı bilmiyorsa, gitsin babası Pol Sarkozy'e sorsun. Babası Pol Sarkozy, 1940'larda Cezayir'deki Fransız lejyonunda askerlik yaptı. Eminim ki oğluna, Cezayir'deki Fransız katliamı hakkında söyleyecek çok sözü vardır.''
Sarkozy'e hatırlatma
Başbakan Erdoğan, Sarkozy'e bir başka hususu daha hatırlatmak istediğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''1492 yılından itibaren, yani 15'inci yüzyılın sonlarından itibaren binlerce
Musevi aile, İspanya'dan engizisyondan kaçarken onlara
Osmanlı devleti, yani bizim dedelerimiz kucak açtı. Bunu söylediğimizde bazı Museviler bundan rahatsız oluyor. 'Niye ikide bir bunları hatırlatıyorsun?' diye...
Tarih bilmiyorsunuz da onun için. Binlerce Musevi, Osmanlı topraklarına, Osmanlı'nın hoşgörüsüne sığındı. Yüzyıllar boyunca da
Osmanlı Devleti'nin tebaası olarak sorunsuz şekilde hayat sürdü. İspanya'dan kaçıp Osmanlı'ya sığınan Museviler, bugün Yunanistan'da bulunan
Selanik şehrine ve çevresine yerleştirildiler. Benedikt Malla, işte Osmanlı'nın sahip çıktığı, kucak açtığı bu Musevilerden biridir. Selanik Osmanlı idaresinden ayrıldıktan sonra 1904 yılında Fransa'ya göç etmek zorunda kalmıştır. Benedikt Malla, bugün Fransa'nın Cumhurbaşkanı olan sayın Sarkozy'nin de dedesidir. Sayın Sarkozy, Türkiye'nin tarihinde soykırım bulamaz. Eğer Türkiye tarihine bakarsa, eğer kendi ailesine, kendi aile şeceresine şöyle bir derinliğine bakarsa, orada Türkiye'nin, Türklerin yardımından, hoşgörüsünden, şefkatinden başka hiçbir şey görmez ve göremez.''