Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Türkiye'nin,
Avrupa Birliği ekonomisinin,
Avrupa Birliği'nin de Türkiye ekonomisinin tamamlayıcı ve vazgeçilmez unsurları olma konumlarını sürdürdüğünü vurguladı.
Türkiye'nin ekonomide yakaladığı başarının ve
ekonomik krizlerden artık doğrudan etkilenmiyor olmasının nedeninin, 2002'den sonra hayata geçirilen yapısal reform olduğuna işaret eden Erdoğan, "Burada kararlıyız, asla taviz vermiyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz hep şunu söyledik:
'Biz, Avrupa Birliği'ne yük olmaya değil, Avrupa Birliği'nden yük almaya geliyoruz' dedik, ama bizi anlamadılar, anlamak istemediler, hala da anlamıyorlar. Ama biz yine de kararlıyız ve dersimizi çalışıyoruz. Biz yine yük olmayacağız, yine biz yük alacağız ve kararlılıkla da bu süreci devam ettireceğiz. Hatta bu krizin daha önce
ihmal edilmiş bazı adımların cesaretle atılabilmesi için de önemli bir fırsat haline dönüştürülebilmesi mümkün..."
Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?
"Değerli dostum Schröder, liderler zirvesine katıldığı dönemde, biz de liderler zirvesine davet ediliyorduk. O zaman biz müzakereci
ülke de değildik. Sayın Schröder ve Sayın Chirac ayrıldıktan sonra bizi Avrupa Birliği liderler zirvesine almadılar" diyen Erdoğan,
"Biz şu anda liderler zirvesine katılmıyoruz ama müzakereci ülkeyiz. Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?" diye sordu.
Avrupa müktesebatı içinde olmayanların Türkiye'ye dayatıldığını vurgulayan Erdoğan, "Bunlar Türkiye'ye dayatıldıkça kaybeden, dayatanlar olmuştur. Biz kaybetmedik, biz her geçen gün güçlenmeye devam ettik" ifadelerini kullandı.
"Türkiye 2023'e kadar AB'ye üye olabilecek mi?" sorusuna Başbakan Erdoğan, "Herhalde o kadar bizi oyalamazlar. O kadar bizi oyalamaya kalkarlarsa AB kendisi kaybeder, en azından Türkiye'yi kaybeder" şeklinde
cevap verdi.