Canda
Özür Olmaz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa
Öztürk, engellilerin camiye gidebilmeleri,
ibadet edebilmeleri, Kur'an-ı Kerim okuyabilmeleri için
Diyanet İşleri Başkanlığı'yla çalışma yaptıklarını belirterek, engelliler için camilerde
asansör veya rampa düzenlemesi yapılacağını söyledi.
Anadolu Ajansı
İzmir Bölge Müdürlüğü'nü ziyaret eden Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
toplumda kaybolan değerleri yeniden yaşatmak adına akademik çalışmalar yaptıklarını belirtti.
Öztürk, rehabilitasyon merkezi ve özel çocuklar için
spor merkezi gibi sosyal çalışmalar da yürüterek toplumda engelli bilinci oluşturma, engellileri topluma kazandırma ve yeni engellilerin olmasını önlemeyi hedeflediklerini kaydetti.
Türkiye'de sokaklar, ortak kullanım alanları ve kamu binalarında engelliler için ulaşılabilirlik açısından büyük sıkıntılar olduğunu ifade eden Öztürk, ''bu nedenle engellilerin koca dünyada evlerinde mahkum olduğunu'' belirtti.
Fiziksel şartlar nedeniyle okula gidemeyen, eğitimsiz kalan engellilerin istihdam sorunu yaşadığını, bunun sonucunda Türkiye'deki 8.5 milyon engellinin dörtte üçünün
açlık sınırının altında olduğunu söyleyen Öztürk, ''
Engelliler adına kurulan
sivil toplum kuruluşlarının yeterlilikleri yok. Engelliler bir araya gelip
dernek kurmuşlar ama kendi hayatlarını kolaylaştırmak için proje üretmemişler. Engellilerin yüzde 12'si çalışabilmiş. Bu yüzden dışarıdan gören bir gözün, engeli olmamasına rağmen bir şeyler yapması gerekiyor. Bizim derneğimiz de bunları yapıyor. Derneğimizde hiç
özürlü yok ve tamamına yakını akademisyen. Engellileri eğiterek topluma kazandırmayı amaçlıyoruz'' diye konuştu.
-''Engeller tahammül sınırlarını zorlar''-
Engellilerin sadece eğitim veya sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasının yeterli olmayacağını kaydeden Öztürk, şöyle konuştu:
''Siz engelliyi eğitebilirsiniz.
Sağlık sorunlarını giderebilirsiniz. Ama ikisi de engellinin hayatı başarması için yeterli değil. Geriye din kalıyor. Din insanların sığındığı bir limandır. Her zaman tevekkül,
sabır gösterebileceğimiz bir hayattır. Hazreti Peygamber zamanında engellilerin hayata kazandırılması için yapılan çalışmaları günümüze taşıyabilmeliyiz. Engeller insanların tahammül sınırlarını zorlar. Yatağa bağlı yaşamak o kadar sabır gösterilebilecek bir şey değil ama o insana
Eyüp Aleyhisselam'dan bahsederseniz, 'senin gibi 18 yıl yatalak yaşamış' derseniz o insanda tevekkül oluşur.
Allah diyor ki 'Ben bir kulumun uzvunu alsam, kulum da buna sabretse, ben onu cennete koymamaktan haya ederim'. Bunu bir insana anlatırsanız o insanda bir sabır, tevekkül, umut oluşturursunuz. Engelliliğin insan ilişkileri kurmakta farklılık olmadığını göstermek için hiç kimseye yapmadığı şakaları ona yapıyor.''
Öztürk, din olmadığı zaman bir insanın huzurlu ve mutlu olamayacağını ifade ederek, engellilerin de camiye gidebilmesi gerektiğini söyledi.
Camiye giden engellinin engelli olmayanlarla
iletişim kurma fırsatı bulabileceğini kaydeden Öztürk, Hazreti Muhammed'in engellilerin topluma kazandırılması için uğraştığını belirtti.
Engellilerin camiye gidebilmeleri, ibadet edebilmeleri, Kur'an-ı Kerim okuyabilmeleri için Diyanet İşleri Başkanlığı'yla çalışma yaptıklarını ifade eden Öztürk, ''81 ilde, 81 camiye
görme engelliler için kabartma yazıyla yazılmış Kur'an-ı Kerim bırakıyoruz. Camilerin merdivenleri yüksek. Ya asansör yapılacak ya da camilerde rampa düzenlemesi yapılacak. İşitme engellilere cuma namazı hutbesi için işaret diliyle
çeviri yapılıyor'' diye konuştu.